(Çok mayışık hissediyorum ve vücudumda hiç güç yok :(...)
-İlerdeki kız arkadaşına almamış mıydın? Kalsın. Diyerek elini geri ittim.
-Peki. İlerideki kız arkadaşım olma şansını kaçırdın. Acıktım. Hadi gidip yemek yiyelim.
-Olur. Ben de açım. Dedim ve beraber bahsettiği lokantaya gittik. Odacıklarla dolu bir yerdi. Odalardan birine gittik ve kapıyı da kapattık. Han maskesini ve şapkasını çıkardı. O sırada kapı açıldı ve Han yaşlarında biri başını içeri soktu.
-MAYMUNCUK!
-DONGDORİ! Diye birbirlerine bağırarak tepki verdiler. Dongdori diye seslendiği çocuk içeri girdi. Kalkıp birbirlerine sarıldılar.
-Woaaah! Vücut yapmışsın. Bunlar kimin için? Diyerek çocuğun göğsünü tuttu Han. Çocuk utanmıştı. Sonra elini gösterdi.
-Biri var. Dedi.
-Evlendin mi? Hiç haber de vermiyorsun!
-Hayır. Nişanlıyım.
-Baegum ile mi? Ayrılmamış mıydınız?
-Biraz öyle oldu ama sonra tekrar barıştık. Ayrılamıyoruz. Ahh çok seviyorum!
-Yhaaa! O kadar mı?
-Tabikii! Dedikten sonra bana baktı. Sonra Han'a döndü ve kaş göz işareti ile bir şeyler anlatmaya çalıştı. Han da önce gülüp sonra başını salladı.
-Go Bulhaeng. Arkadaşım. Haeng! Kim Yeon, liseden arkadaşım. Dedi ve birbirimizi selamladık.
-Çalışanlardan biri hemen gelip siparişinizi alır. Rahat olun bir sıkıntı çıkmamasına dikkat edeceğim. İyi eğlenceler.
-Teşekkür ederim Yeon-ah! Dedi ve kolunu patpatladı. Yeon çıktı. O da karşıma yeniden oturdu.
-Hediyemi kabul etmeyecek misin? Dediğinde bir garson içeri girmişti. Siparişlerimizi verdikten sonra garson geri çıktı.
-Hayır.
-Ama sanırım almak zorundasın.
-Neden?
-Eve mini bir kız elbisesi ile gidersem ve menajerimiz bunu yakalarsa başım yanar.
-Ahh! Peki. Alacağım.
-Bir şeyler öğrendim.
-Nedir?
-Teyzemin eşi, annenle aynı liseye gitmiş.
-Ne?
-Evet. Ve lise bitene kadar da samimilermiş. Sonra eniştem üniversite için farklı şehre gitmiş, askerliğe falan gitmiş teyzemle tanışmış...yani bağları kopmuş. Ama adını duyar duymaz tanıdı.
-Babam kıskanç biridir. Görüşmelerine izin vermez ki.
-Onun için anlatmadım.
-O zaman neden anlattın?
-Anneni ve babanı haberdar et. Eğer bir gün biri bizi ifşalarsa, teyzemin kızı olduğunu söyleyeceğim. Yani kuzen olduğumuzu duyuracağız.
-Böyle aptal bir randevu mu olur? Webtoonlarda idol fanına aşık olurdu şirketten kovulmayı bile göze alıp herkesin içinde sevdiğini söylerdi! Sen de kalkmış bana kuzen olduğumuza dair yalan söyleriz diyorsun! 15-20 yıl önce birbiri ile alakası kesilmiş iki insanı kullanıp beni başkasının çocuğu gibi göstermeyi planlıyorsun! Çok saçma! Böyle aptal bir işin içine nasıl düştüm? Hayallerim böyle değildi.
-Ne yapayım? Go Bulhaeng hesabımı çaldı sonra dondurma almak için kapısına kadar gittim ama anne babasına yakalandım sonra da arkadaş olduk mu diyeyim? Buna kim inanır? Kim inanır buna? Sence...sence iiiilk günden şu saniyeye kadar her şey mantıklı mı ilerliyor ki sana mantıklı bir yalan bulayım? Huh?
-En azından doğruları söylemiş oluruz!
-Söylesene Go Bulhaeng hanım! Webtoon'larda bizimki gibi bir hikaye var mı?
-Ahh! Yok. Tamam anladık. Haklısın.
-Şimdi sen anlat?
-Neyi?
-Yüzünün bu hale gelmesinin arkasındaki sebebi.
-Ne hale gelmiş ki yüzüm?
-Ağzın susuyor ama yüzün karşıdakine küfrediyor.
-Seok ile kavga ettik.
-Huh? Neden? Yani artık konuşmuyor musunuz?
-İkiniz de çok tuhafsınız. Sen neden bu kadar sevindin?
-Ha-hayır hiç de sevinmedim. Yani banane. Neden kavga ettiniz?
-Sana bir kaç soru soracağım. Ama dürüstçe cevaplayacağına söz ver.
-Önce kavgayı anlatsan.
-Peki. Ona konserde ne giyineceğimi bilmediğimi söyledim o da bana, benim için kombin yapmayı teklif etti. Ben de seninle alışverişe çıkacağımızı söyledim. Bundan rahatsız oldu. Ve sonra bana dedi ki neden hep Han! Sen de onun için tüm fanlar gibisin dedi. Ben de eğer han için tüm fanlar gibi olsaydım benimle konuşmazdı diyecektim ama cümlemi hemen anladı ve beni susturur gibi eğer şirket izin verseydi tüm fanları ile senin gibi konuşurdu dedi. Sonra benim de aklıma senin bana sabah attığın mesaj geldi.
-Hangi mesaj?
-Bir pantolon ve üst giyin oradaki herkes aynı olacak demiştin ya. O işte. Neyse. Sonra bana bir kaç örnek saydı ve Han seninle bunları yapamaz ama ben yapabilirim buna rağmen neden hala han dedi. Sizin aranızda hiç bir şey olmayacak bu seni kırıyor olabilir ama sana her zaman hatırlatacağım dedi. Neden böyle yaptığını sorunca da çünkü seni üzeceğini ön görebiliyorum ve bu beni deli ediyor dedi. Öyle işte.
-Ne? O pislik herif kendini ne sanıyor? Ben mi seni üzecekmişim! Seni neden üzeyim? Pislik herif. Ağzının ortasına gelişi güzel çakamadın mı? Kusura bakma ama ben değilde o seni üzüyor. Bu aptallık. Bizim-dedi ve sustu. Sesini yükselttiğini fark etti çünkü tam o sırada garson yemekleri masaya dizmişti. Garson çıktıktan sonra bana yaklaşıp konuşmaya başlamıştı.
-Bizim aramızda bir şey olup olamayacağını ben de, sen de, o da karar veremez. Bu konuları konuşmaktan haz etmiyorum ama buna kalbimizin ve duygularımızın karar vereceğini ikimiz de bilmiyor muyuz? Dedi. Başımla onu onayladım.
-Peki, ben gerçekten diğer tüm fanlar gibi miyim?
-Diğer tüm fanlar gibi olsaydın gözlerine bakmak bana kolay gelirdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WLTJD914 {Instagram Han Jisung}
Teen Fiction-YHA! NEDEN INSTAGRAM HESABIMI ÇALDIN? KİMSİN SEN? +Sadece...hurda bir araba gibi görünen çürük bi hesabı sahiplendim. Aradan yıllar geçti, benca artık sana ait sayılmaz. Değil mi?