21

140 13 33
                                    

(Han...yumruklarını seveyim oğlum ne güzel yapıştırdın öyle ellerine sağlık smekwkej!)

-Neden? Yıllardır sana kendini fark ettirmeye çalışan kızı sonradan görme kapınca başımıza koruyucu prens mi kesildin?

-Hayır. O en başından beri bana aitti.

-Komik olma. Sen Stay'lerin Han'ısın. Daha fazla küçülme. Dediğinde daha fazla dayanamayıp büyük bir yumruk attım. O da bana saldırdı. Aramızda şiddetli bir kavga çıkmıştı. En son üstüme çıkıp boğazıma yapışmışken ikimiz de bir ses duyup oraya baktık.

-Yha! Wang Seok! Dedi. Haeng gelmişti. Seok üstümden çekilip Haeng'in karşısına gitti.

-Ne var aranızda? NE VAR ARANIZDAAAA! Diye kükrercesine bağırdı. Haeng bir gram korku taşımadan yüzüne bakıyordu. Sonra bana kısa bir bakış attı.

-Çıkıyoruz. Dedi ve Seok'un yüzüne baktı.

-Ve...sana bunu yayma şansı tanıyoruz. Han! Gidelim. Dedi. Gelip elini uzattı. Elini tutmadan önce başımı yere koyup ona güldüm. Aklından ne geçiyordu anlamıştım sanırım.

-Webtoon kitabı mı?

-Tam da böyle bir sahne vardı. Dedi ve güldü. Elini tutup kalktım. Elimi tutup peşinden sürüklemişti. Kapşonumu ve maskemi tekrar takmıştım. Yaralı yüzüm pek belli olmuyordu.

-Geç oldu. Pencereden kaçtım. Annemler uyuduğumu sanıyor. O yüzden önce seni yurda bırakıp yüzünü temizleyelim.

-Nasıl anladın burada olduğumu?

-Hissettim diyelim. Dedi ve sessizce birkikte Yurda doğru yürüdük. Yurda gelince arkasında kalmıştım. Kapıyı çaldım. Bir süre sonra menajerimiz kapıyı açtı.

-Kimsiniz?

-İçeri girersek anlatacağız. Dedi ve hyung'u köşeye çekip içeri girdi. Hyung onu çıkarmaya çalışacakken beni gördü ve durdu. Hepsi uyumuştu. İçeri girdik. Kapıyı kapattık. Diğerleri de uyanmıştı. Maskemi çıkardım. Kapşonumu indirdim.

-Ne oldu? Dedi Chan hyung.

-Yaralarını temizleyeceğim malzemeler var mı? Diye başka bir soru sordu Haeng. Changbin hyung gidip malzemeleri banyodan getirip geldi. Karşılıklı oturduk Haeng ile. Yaralarımı temizlerken olayı anlatmıştı.

-Yani şimdi sevgili olmadığınız halde sevgili mi olacaksınız?

-Yani...sanırım...bir süre.

-Peki bu çocuk neyin nesi? Sakıncalı bir şey yapar mı?

-Yapar.

-Ne pislik çocukmuş!? Dedi Felix.

-Öyle. Dedi Haeng. Ortama sessizlik çöktü.

-Su alabilir miyim? Dedi Haeng. Minho hyung ona su getirdi. Suyu içtikten sonra bana baktı.

-Her şeye hazırlıklı olun. Büyük bir olay çıkacak. Bundan haberim var. Bir süre okuldan izin alacağım. Siz de öyle yapmalısınız. Fazla ortalıkta dolanmayın.

-Evet. Sanırım öyle yapmamız gerekecek. Dedi hyung da. Haeng'in yüzü düşmüştü. Yeri izledi bir süre.

-Ben yaptığımdan pişman değilim. Şimdiye kadar beni korudun ve bana zarar verecek her şeyden kaçındın Haeng. Seok ile atışan bendim. Suçluluk hissetme.

-Bilmiyorum. Üzgün hissediyorum. Sana zarar vermek istememiştim.

-Bana zarar vermedin.

-Benimle tanışmadan önce böyle dertlerin yoktu.

-Sıkma canını Haeng. Olacağı varmış.

-Evet. O kadar da önemli değil. Dedi Seungmin. Gidip elini omzuna koydu.

-Neyse. Ben gideyim. Görüşürüz.

-Görüşürüz. Dedim ve onu uğurladım. Pencereden çıkışını ve gidişini izledim. Kalbim acıyordu.

(Bul Haeng'in ağzından)
Eve vardım. Gizlice eve girdim. Odama gidip uyudum. Sabah okula gittim. Seok ile koridorda karşılaştık. Herkes bize pür dikkat bakıyordu. Etrafımıza toplanmıştı herkes. Durmuştuk.

-Bana inanmadınız değil mi? Şimdi bakın. Dedi ve telefon çıkarıp beni aradı. Ekranı herkese gösterdi.

"Haenggaem"

Telefonum aramaya başlamıştı. Alıp baktım.

"Han"

Başımı kaldırıp hemen Seok'a baktım. O sırada bana mesaj gelmişti.

"+0822345671: Haeng! Seok telefonumu almış. Muhtemelen dün. Felix'ten yazdım sana. Her şeye karşı dikkatli ol."

Kocaman yutkundum.

-Ne yapıyorsun sen?

-Şimdi Han'ın numarasını satışa çıkarayım mı? Yine de onu mu seçeceksin?

-Şantaj mı yapıyorsun? Sen kimsin ki? Dedim. Gelip dibime girdi. Belime sarılıp kulağıma konuştu ve gülümseyerek gitti.

-Ondan önce ben vardım. Ondan sonrada sadece ben olacağım Haeng. Ona değil bana bakana kadar ben olacağım...

WLTJD914 {Instagram Han Jisung}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin