(Yarın binnie'nin doğum günüsü. Çko güzle oğlum kocaman oldu. Love adamım😭❤️ Jisung'un yanaklarını ısırmak istiyorum of help😭😭)
Bana son sözünü söyledikten sonra gitmişti. Bahçede bir başıma kalınca eski yalnız günlerim geldi aklıma. Gidip bir içecek alıp banka oturdum. Seok ile takılmaya alışmıştım ama neden bana durduk yere kırıldığını anlamıyordum. Belki ters bir gündeydi. Belki bugün ters tarafından kalkmıştı. Bilmiyorum ama resmen Han'ı değil de beni sev diyordu. Han'ın beni sevmeyeceğinin aramızda bir ilişki olmayacağının farkındaydım. Benim için de ikisi sadece iyi anlaştığım arkadaşlardı. Daha dün bile ümitlenmemek için Han'ın elini tutmamıştım. Yoksa onların gözünde arkadaştan daha mı farklıydım? Derin bir iç çektim. Han ile iyi anlaştığımızı düşünürken bu sabah bana mesajda yazdığı oradaki herkes aynı olacak mesajı gelmişti çünkü aklıma. Galiba, Seok biraz haklıydı. Son derse girmedim. Biraz kafa dinlemek istiyordum. Zil çaldığında sınıfa gidip çantamı toparladım. Eve geçecek, oradan da biraz alışverişe çıkacaktım. Ama çantamı sırtıma alırken telefonum çalmaya başlamıştı. Han arıyordu.
-Alo.
-Şu an boşum. 7'ye kadar bir kaç üyenin kişisel programı var. Benim de biraz işim var ama acil değil. Seni okuldan almamı ister misin?
-Hayır. Şu an çok kalabalık. Ben şirkete uğrarım. Şirkettesin değil mi?
-Evet.
-Şey Han!
-Efendim?
-Beraber alışverişe çıkmamız sıkıntı yaratmaz mı?
-Yalan söylemek çok zor değil. İfşalanırsak aklımda bir kaç plan var.
-Ne gibi?
-Arkadaşımın bir kafesi var. Bizi ifşalamayacağına emim olduğum bir lise arkadaşım. Alışverişten sonra oraya gidelim mi?
-Peki. Okuldan çıktım o zaman. Birazdan şirkette olurum.
-Seni bekliyor olacağım. Dedi ve kapattık. Şirkete varınca içeri girmeye çalıştım.
-Öğrenci!
-Efendim? Diyerek güvenliğe döndüm.
-Kimsin?
-Şey ben...dedim ama adamla bir süre bakıştık. Han'ın arkadaşı mı? Han Lise'den mezun olmuştu. Bu bariz bir yalandı. Diğer üyeleri de işin içine sokmak acımasızcaydı.
-Hyung. Benim misafirim. Diyerek Han'ı gördük koridorun başında. Koşa koşa bize geliyordu. Saçları uçuşuyordu, tişörtünün önü hep ıslaktı, yanımıza gelince terlemiş veya ıslak, tam olarak bilmediğim saçlarını geriye attı.
-Gel. Tişörtümü değiştirmem gerekecek. Hyunjin üstüme su döktü. Chan hyungun stüdyosuna gidelim.
-İstersen seni dışarıda bekleyebilirim.
-İşim biraz uzun sürebilir.
-Sadece tişörtünü değiştirmeyecek misin?
-Saçlarımı da kurutacam.
-Peki. Dedim. Chan'ım stüdyosuna girdiğimizde önden o girmişti.
-Jisung sen misin? Gel. Dedi. Arkasında benim olduğumu bilmiyordu.
-Hyung Haeng ile tanış. Dediğinde dönüp baktı. Çok kısa bir sürede pat diye Chan'ın stüdyosunda bulmuştum kendimi. Kıyamet yakındı.
-Selam! Dedim. O da bana selam verip sandalyesini bize döndürdü.
-Geç otur. Dedi. Koltuğa oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WLTJD914 {Instagram Han Jisung}
Teen Fiction-YHA! NEDEN INSTAGRAM HESABIMI ÇALDIN? KİMSİN SEN? +Sadece...hurda bir araba gibi görünen çürük bi hesabı sahiplendim. Aradan yıllar geçti, benca artık sana ait sayılmaz. Değil mi?