10

164 16 9
                                    

(Arkadaşlar koronayım ve ölüyorum. Balkonda temiz hava almak çko güzle bu arada🤌🤌)

-Ne konseri?

-Stray Kids!

-Tamam. Diyince ondan uzaklaştım. Yakasını düzeltip sahadan çıktı ve patenlerini çıkarıp terlikle yanımıza gelip oturdu. Su içti. Terlemişti.

-Buz ile ilgilenin sporcusun ama yine de terliyor musun?

-300 insan var burada.

-O kadar var mı canım?

-Evet. Birazdan konferans salonuna geçecekler.

-Peki! Biz de gidelim. Kalkın. Tut şu köpeğini de diyerek onun kucağına duduyu koydum ve ayaklandım. Bileğimi çekerek beni geri oturttu.

-Harikaydın. Dedi Felix.

-Denemek ister misin?

-Olur.

-Gel. Diyerek ikisi ayrıldı.

-Ben de! Ben deeee! Diye arkalarından koşturdu Seungmin de.

-Sen? Diye Han'a sordum. Başını olumsuz anlamda salladı. O an Dudu'nun tekrar kucağıma bırakıldığını fark ettim.

-O zaman dudu. Diyerek Han'ın kucağına bıraktım ve ben de peşlerinden gittim. Patenlerimizi giyindikten sonra Seungmin buzun üstüne çıktı ilk olarak. Sürmeye başladı patenlerini. Sonra Seok çıktı. Hemen arkasından Felix de onunla gitti.

-Ben dee! Seok-ah! Diye Seok'u çağırdım. Ama bana yardımcı olan sanatsal bir beyefendiydi. Felix kibarca elini uzatmıştı. Utana çekile elini tuttum buz beni de kaydırmaya başlamıştı.

-Temel eğitimde daire oluşturup döneriz ki yavaş yavaş geriye kendimizi bırakabilelim. Yapalım mı?

-Olur!

-Bana da uyar! Diye onayladı üyeler.

-Hayır! Korkutucu! Birinizin eli kayarsa ne olur? Dediğimde Seok elimi tutup beni de yanlarına çekti.

-En kötü kalça kemiğin çıkar. Ölmezsin.

-Korkuyorum.

-Ben buradayım!

-Çok tatlılar. Diye gülerek sevimli olduğumuzu dile getirdi Seungmin. Felix de ona katılıp eliyle Han'ı çağırdı. Han hiç buralı olmuyordu. Elinde sonunda o çemberi oluşturmuştuk. Yavaş bir tempoda beraber dönmek güzeldi. Ama fazla sürmeden durduk.

-Korkutucu. Dedim ve güldüm. Diğerleri de bana eşlik etmişti. Han'a doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladım.

-Han-ah! Diye ona seslendim. Dudu ile oynuyordu. Bana baktı.

-Sen de gelsene.

-Kalsın.

-Neden? Hatanı telafi edebilirsin.

-Paten sürmekte pek iyi değilim.

-Ben de iyi değilim. Elimi tutarsan beraber süreriz.

-Felix! Bir kalkalım artık. Dedi. Felix onu başı ile onayladılar ve kalktık. Seok da üstünü değiştirince kültür sanat evinden çıktık. Taksi çağırmışlardı. Tabii biz de öyle.

-Geliyorum. Dedi Han. Diğerleri bindi taksiye.

-Ben arabadayım. Diyerek Seok da bizi başbaşa bıraktı.

-Geldiğiniz için teşekkür ederim. Gerçekten harika bir anıydı.

-Üyeler konuştuğumuzu biliyor.

-Hm! Fark ettim.

-Güzel bir gündü.

-Evet öyleydi. Umarım bir daha görüşme şansımız olur.

-Konserde görüşürüz.

-Peki. Sizin için orada olacağım.

-Görüşürüz.

-Görüşürüz. Dedim ve ikimiz de arabaya bindik.

-Eğlenceliydi.

-Öyleydi. Dedim ve Taksiciye evin adresini söyledim. Bizim eve gelince arabadan çıktım ama Seok'un çıkmadığını gördüm.

-Annenle baban işte değil mi? Gelsene.

-Duş almam gerekecek. Biraz dinlenirim.

-Peki. Okulda görüşürüz.

-Görüşürüz. Dedim ve taksi uzaklaşana kadar el salladım. Anahtarımı çıkarmış tam kapıyı açacakken teyzem kapıyı açıp kafasını dışarı uzattı.

-AİGO! Ödümü kopardın! Ne yapıyorsun burada!

-Yakışıklıydı.

-Evet. Öyledir. Çekil koltuğa oturmak istiyorum. Sert sandalyelerden popom acıdı.

-3 gün başbaşayız.

-O zaman...dedim ve birbirimize baktık. Teyzem evlilik çağına geleli bir kaç sene oluyordu. Annemden çok daha gençti. O yüzden arkadaş gibiydik.

-Hayır hayır! Eve erkek attığın için annen bemi görevlendirdi. Bu sefer parti yok. Olgun bir teyze gibi sana sahip çıkacağım.

-O zaman 3 gün boyunca beni okula bırak.

-Peki. Gidip elini yıka, üstünü değiştir ve yemeğe gel.

-Anlaşıldı efendiiimm!! Diye saygı ile eğilerek söylediklerini yapıp yemeğe indim. Beraber yemek yiyorduk.

-Demek biri şarkıcı biri sporcu! Nasıl tavladın ikisini de?

-Yüce tanrı beni kutsasın! Arkadaşım diyorum yahu! Neden anlamıyorsunuz?

-Peki. Sporcu olan çocuk arkadaşın olsun okey. Sonuçta aynı okuldasınız. Pekiiii...şarkıcı çocuk!

-Teyzeee!

-Toyzooo! Diye taklidimi yaptı. Kaşlarımı çatıp koca bir lokma aldım.

-Anladık anladık! Sana teyze tavsiyesi! İkisinden birini tavla. Önü açık çocuklar.

-Baksana teyze! 4 kere nişan attıktan sonra bana ilişki tavsiyesi vermen o kadar komik kii! Sen ne desen tersini yapasım geliyor.

-Yhaaa! Bücür! Evlilik bana göre değil o kadar! Zamanında benim de çok ateşli sevgililerim olmuştu.

-Kasiyer bong mu? Dedim. Markette kasiyer bir çocuk ile 3 aylık bir ilişkisi olmuştu. Adamın göbeği her yere ondan önce giriyordu. Ben onunla dalga geçmekten zevk alırken o ise dümdüz bir suratla bakıyordu bana.

-Teyze seni seviyoruuumm~~!! Diye kalpler gönderip odama çıktım. İşte insanlar doğruları söylediğim için beni böyle sevmiyordu.

Ama Han ve Seok farklıydı. İkisi de beni daha tanımadığı için miydi bilmiyorum ama şimdilik güzel bir arkadaşlığım vardı ikisiyle de...

WLTJD914 {Instagram Han Jisung}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin