Bölüm şarkısı: Ludovico Einaudi-ExperienceBilincimin yerine geldiğini idrak ederken kafamın içindeki keskin ağrıyla inledim. Sanki beynime yüzlerce iğne batırılıp çıkarılıyordu. Ne olmuştu bana? Kafamı doğrultmaya çalıştığımda bir kez daha inledim, boynum çok fena ağrıyordu.
Onlar... peşimdeydiler. Ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Ağzıma bez kapatmışlardı. Bayıltmışlardı beni. Gözlerim... Etraf niye karanlıktı? Olduğum yerde çırpındım ama hareket edemedim.
Ayak bileklerimde ve ellerimde sıkı bir baskı vardı. Kollarım arkaya doğru bir şeyle bağlanmış gibiydi. Korkuyla tüm vücudum gerildi.
Muhtemelen beni sandalyeye iple bağlamışlardı. Gözlerimi de bir şeyle bağlamışlardı.
Çırpınmayı bıraktım. Bağırmak gibi bir aptallık yapmayacaktım. İçimdeki korku beni avazım çıktığı kadar bağırmaya teşvik etse de bağırmayacaktım. Çünkü anlamsızdı.
Ya bulunduğum yerdeydiler ya da bulunduğum yere yakın bir yerde. Bağırırsam kendime geldiğimi anlayacaklardı. Bense bunu hiç istemiyordum.
İyi ya beni niye kaçırmışlardı ki?
Ne olacaktı şimdi? Ne yapacaktım ben?
Hıçkırmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Sesimi duyarlarsa uyandığımı anlayacaklardı. Uyandığımı anlarlarsa bana ne yapacaklardı?
Belirsizlik tüm vücuduma korku salarken olduğum yerde zangır zangır titrediğimi hissettim
Hıçkıramadığımdan boğazımdaki sert yumru boğazımı daha da acıtırken derince yutkunacakken duyduğum sesle kalakaldım 'Uyanmadı mı daha' bu ses tanıdıktı.
Başımın arkasında bir el hissettim. Titremem belli olmasın diye kendimi zorladım. Gözüme bağladığı şeyi çözüyordu. Kafamda hissettiğim acıyla inlememek için dişlerimi sıktım. Bağladıkları şeye dolanan saçlarımı o kadar hızlı çekti ki acıyla dudak içlerimi ısırdım. Gözümden akan yaşları görmemesi için dua ettim.
Gözlerime gelen güneş ışığıyla yüzümü buruşturduğum sırada çenemden tutulup kaldırıldığını ifademi hala uyuyormuş gibi tutmaya çalıştım. Ne olur uyandığımı anlamasınlar! 'Uyanmamış daha' çenemi bırakınca kafamı hızla düştüğü için boynum o kadar çok acıdı ki?
Adam sinirle soluduğunda sıçrayacak gibi oldum ama bacaklarımı birbirine sıkıca birleştirdim.
Korkuyordum. Korkumun en büyük sebebi belirsizlikti.
Beni niye kaçırmışlardı?
Uyandığımı anladıklarında bana ne yapacakları belirsizliği. Bu hissettiğim ölüm korkusundan da daha kötü bir korkuydu. Ve ben bu korkuyu iliklerime kadar hissediyordum.
Kaç dakika geçti bilmiyorum. Anlamasınlar diye hâlâ aynı pozisyonda duruyordum. Zamanımın azaldığını biliyordum. Birkaç dakika sonra belki saniye... Anlayacaklardı uyandığımı. Korkuyla beklerken aklımdan türlü türlü senaryolar geçiyordu.
Uyandığımı bildiklerinde öldüreceklerini bilsem hiç durmam uyandığımı belli ederim ama bana ne yapacaklarını , ne olacağını bilmiyorum. Beni en çok korkutan da buydu.
Ben sadece ölmek istemiştim. Anneme, ikizime, arkadaşlarıma kavuşmak istemiştim...
Acımın bitmesini istemiştim.Kapının tok kapanma sesi geldi. Gitmişler miydi? Gözlerimi açsa mıydım? Gözlerimi hafifçe aralayıp olabildiğim en dikkatli şekilde göz ucuyla etrafa bakınmaya çalıştım kimse görünmüyordu. Boynumu dikleştirip etrafa bakacakken acıyla kısıkça inledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
General Fictionİntihara teşebbüs kanser gibiydi. Kanser oluştuğu yerde kalmaz etrafındaki hücreleri sara sara çoğalırdı, insanın etine yerleşirdi, içini sarardı. İntihar fikri ilk zihnimde oluşmuştu ama sonra zihnimden sıyrılıp içimi sarmıştı. İnsan kaderini kendi...