ANLAMAYA ÇALIŞMAK VE ANLAMAK

414 56 7
                                    

DÜZENLENMİŞ BÖLÜMDEN HERKESE MERHABAAA

EVET YAZDIĞIM GİBİ BÖLÜMLER ARASINDAKİ FARKLILIKLAR BÖLÜMLERİ BAŞTAN DÜZENLEDİĞİM İÇİN

 LÜTFENN YORUM YAPMAYI VE OY KULLANMAYI UNUTMAYINNNN

...

Lacivertleri karanlığa yenildi, yüzü bozguna uğramış gibi bir ifade aldı, afallamış halde sersemlemiş gibi sendeledi. Göz göze geldiğimizde derince bakarak içli bir nefes alıp yüzünü sıvazlayıp benim yapamaya direndiğimi yapıp kafasını çevirdi.

Bunu neden söylemiştim bilmiyorum ama demiştim işte. Ağzım bazen beynimden hızlı çalışırdı ve ben çoğu zaman bundan nefret ederdim. Şimdi de nefret ediyor gibi hissediyordum ama neden nefret ettiğimi anlayamıyordum. Doğruydu! Ediz ve Gece birbirine benziyordu ve ben onun yüzüne her baktıkça Ediz'i görecektim ama boş bulunup bunu ona söylemek iyi fikir miydi bilmiyordum çünkü ona onun yüzüne her baktıkça ölü bir insanı göreceğimi söylemiştim. Biri bana böyle bir şey söylese hem de yüzüme karşı, gerçekten kötü hissedeceğimi biliyordum. 

Belki de söylememeliydim!

Bimiyorum!

Ama doğruydu!

Doğrular can yakar Meriç!

Lanet olsun niye bu kadar çok düşünüyorum!

Zihnimden geçen sayısız düşünce beni alaşağı ederken kaçırdığım zihnimin iplerini bulmaya çalıştım. Zihnim o kadar karışıktı ki ipleri o karışıklığın arasından bulmaya çalışmak samanlıkta iğne aramak gibi bir şeydi. Samanları aleve versen iğneyi bulabilirdin peki ben zihnimin iplerini elime nasıl alacaktım? 

İpleri zihnim durana kadar bulamayacaktım, ne zaman zihnim duracaktı ipler kendiliğinden ortaya çıkacaktı ama o zamanda ben bunu bilemeyecektim.

'Kalacağın odayı biliyorsun. Banyo ve tuvalet odanın bulunduğu katta, dolapta senin için kıyafetler ve ihtiyaç duyacağını düşündüğüm şeyler var' sertçe yutkunarak duraksadı ve sesli bir nefes verdi. Şu an benim gibi görünüyordu 'Bora yemek hazırlanınca sana çağırır' niye güçlükle konuşuyor gibiydi? Arkasını döndüğü anda öne atılıp kolundan yakaladım 'Nereye' derin bir nefes aldı önce kolunu tuttuğum elime baktı sonra yüzüme gözlerime değil yüzüme baktı 'İşim var' elimi çektiğim anda gözlerime baktı 'Konuşmak istiyordun konuşalım' titrek mavilerim lacivertlerine odaklanırken, düz bakarak geriledi 'Şu an değil' afallayıp başımı kaldırdığımda odadan çıkıp gittiğinde kalakaldım! 'Domuz' sesim kulaklarımda yankı yaparken onun da duymuş olması içten içe gülümsetti! 

Bir dakika!

O gitti!

O beni bırakıp gitti! 

Kaç kere onu kovmama rağmen gitmeyen o, şimdi gitmişti!

Konuşalım dememe rağmen gitmişti!

Söylediğim gerçek canını gerçekten acıtmış olmalıydı. Gerçeklerin kötü taraflarından birisi acı vermesiydi. Bu gerçek gerçekten acı veriyordu! Onun yüzünde Ediz'in oluşu ama Ediz'in gerçekten var olmayışı! Ve o artık bu acı gerçeğimi biliyordu. Onun yüzüne baktıkça ölen arkadaşımın yüzünü göreceğim gerçeğini! Ben bunu onun yüzüne baka baka söylemiştim!

İdrak ettiğim şeylerle afallamış halde pencerenin önündeki koltuğa gidip oturduğumda idrak ettiğim şeyler boğazıma yumru gibi oturduğunda nefes alamak adına dizlerimin üstünde yükselip perdeyi araldığımda onu görünce anlık sersemledim. Benim olduğum cama doğru bakıp sigara içiyordu. Kafasını yukarı kaldırdığında göz göze geldiğimizde duraksadı. Sigarayı dudaklarından çektiğinde havaya derince nefesini bıraktı. Verdiği nefesinin ağırlığını o an ciğerlerimde hissettim.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin