NOT: BÖLÜMLER ARASINDAKİ FARKLILIKLAR BÖLÜMLERİ DÜZENLEMEMDEN KAYNAKLANMAKTADIR!!!
Oylarınız ve Yorumlarınız için teşekkür ederim. Destekleriniz beni çok mutlu ve motive ediyor! 🤍🤍🤍
.....................................................................................................................................
Uyku ve uyanıklık arasında gidip gelirken uğuldayan kulaklarıma dolan ritmik seslerin ne olduğunu anlamak için acıyan gözlerimi kırpıştırarak araladığımda tavandaki beyaz ışık gözlerimi acıttığından gözlerimi sıkıca yumduğumda bu hareketim başımdaki ağrıyı daha arttırdı. Kısık gözlerim tavandaki ışıktan soluk gri duvarlara dönerken nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Kaldığım odadaki duvarlar beyaz renginde olduğuna göre evde değildim!
Uyku mahmurluğundan sıyrıldıkça bir şeyleri kavrarken ritmik seslerin monitörden geldiğini anladığımda hastanede üstelik yoğun bakımda olduğumu anladım.Hafızamı yokladığımda en son uyku ilacı alıp uyuduğumu hatırlıyordum. Benim hatırlayamadığım ne yaşamıştım da yoğun bakımdaydım?
Korku içimi kavururken kendime sakin kalmayı telkin ediyordum.
Gece!
O beni bırakmazdı ki!
Söz vermişti!
Burada bir yerdeydi, biliyordum!
Beni bırakmazdı!
Beni bir daha yalnız bırakmayacağına dair söz vermişti!
Ama yanıma gelse olmaz mıydı? Çok korkuyordum!Gözlerimden yanaklarıma süzülen yaşlar donmuş tenimi titretirken hıçkıra hıçkıra ağlama isteği uyandırdı ama yapamayacağımı biliyordum çünkü vücudum kaskatı kesilmiş gibiydi. Kendime geldiğim andan beri vücudumu hareket ettirmeye çalşıyordum ama olmuyordu. Ne yaşamıştım da vücudumu kontrol edemeyecek hale gelip yoğun bakıma düşmüştüm?
Sol avuç içimde hissettiğim kıpırtıyla acıyan gözlerimi kısıkça araladığımda yapamayacağımı bile bile başımı sol tarafıma çevirmeye çalıştım ama sadece denemekle kaldım.
Felç olmuş olamazdım dimi?
Anne! Çok korkuyorum!
'Meriç' delirtecekmiş gibi hissettirip beni karanlığa çeken düşüncelerimin arasından sesini duyduğumda rahatladığımı hissettim.
Buradaydı! Yanımdaydı!
'Söz vermiştin bana! Nasıl denersin Meriç! Nasıl bir kez daha beni bırakıp gitmeyi düşünürsün! Söz vermiştin!' hıçkırarak duraksadığında ciğerlerimin sıkıldığını hissettim, ne demek istediğini anlayamıyordum ama kelimeleri canımı yakıyordu. 'Hiç mi iyi gelmedim sana, hiç mi iyileştiremedim seni?' sıcak dudaklarını sol avuç içime bastırdığında kalbimin göğüs kafesime baskı yaparcasına attığını hissettiğimde monitörden yükselen seslerle avcumdaki sıcak dudaklarının baskısı kayboldu.
'Montiörden gelen sesler kalbinin attığının, beni bırakmadığının kanıtı dimi?' buz kesmiş tenimde sıcak avcunu hissettiğimde güzel sesi kulaklarıma doldu 'Nefes alıyorsun Meriç, nefesini tenimde hissediyorum! Bu da beni bırakmadığının kanıtı dimi?' yarı açık bilincimin yavaş yavaş gittiğini hissederken kendimi ayık kalmak adına zorluyordum.
'Özür dilerim küçüğüm! Bir kez daha deneyecek kadar kötü olduğunu anlayamadığım için özür dilerim! Kapının önünden ayrıldığım için özür dilerim! Uyuduğum için özür dilerim! Sana bir kez daha geç kaldığım için özür dilerim Meriç' uğuldayan kulaklarımla zar zor seçtiğim kelimeleri yarı açık bilincimle algılamaya çalışıyordum ama hiçbir şey anlayamıyordum. Hiçbir şey anlayamama rağmen kelimleri o kadar canımı yakmıştı ki az önce pat pat atan kalbimde şimdi acı veren bir ağrı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Ficción Generalİntihara teşebbüs kanser gibiydi. Kanser oluştuğu yerde kalmaz etrafındaki hücreleri sara sara çoğalırdı, insanın etine yerleşirdi, içini sarardı. İntihar fikri ilk zihnimde oluşmuştu ama sonra zihnimden sıyrılıp içimi sarmıştı. İnsan kaderini kendi...