Sabahın erken saatlerinde gözlerimi açtım ve yatağımda kıvrandıktan sonra yavaşça doğruldum. Önüme gelmiş olan uzun siyah saçlarımı arkaya attım. Gözlerimi ovduktan sonra etrafı incelemeye baktım. Odam karanlıktı. Şifonyerin üzerinde duran kaplumbağa desenli yeşil kutuyu aldım. İçerisinde, bana büyük annemden kalan kolye takılı yarım çerçeve yeşil gözlüğüm ve kaplumbağa desenli yeşil küpelerim vardı. Gözlüğümün kolyesini boynumdan geçirdim ve saçlarımı kolyenin üzerine attım. Banyoya ilerledim ve ışığı açıp aynada kendime baktım. Haftalarca okulda gördüğüm nefret, hayata olan bakış açımı değiştirmiş, beni depresyonun karanlığına sürüklemişti. Güler yüzlü, bir o kadar da anlayışlı birisi iken, zamanla gülümsemeyi unutmuş, sevginin ne olduğunu unutmuş, nefret edilen birisi haline gelmiştim. Adeta üzerimde ölü toprağı vardı. Ölmeden gömmüşlerdi beni mezara. Yüzümde bir kırılmışlık, incinmişlik vardı. Duşakabine girdim ve suyu açarak duş almaya başladım.
Duş aldıktan sonra, havluya sarınarak duştan çıktım. Diş macunu ve diş fırçamı alarak, dişlerimi fırçalamaya koyuldum. Son defa ağzımda kalan diş macununu suyla çalkalayıp tükürdükten sonra banyodan çıkıp ışığı kapattım ve odama girdim. Gözlüğümü ve küpelerimi tekrar takıp aynalı komodinin yanına yürüdüm. Komodinin üzerinde duran tarağımı alarak sırtıma kadar uzanan siyah ıslak saçlarımı taramaya, diğer yandan da kurutmaya başladım. Saçlarımı tarayıp kuruttuktan sonra, kıyafet dolabıma ilerledim. İşte o üniforma... Kırmızı kenarlı beyaz Öğrenci Konseyi üniformam...
Kuroko: İşte yeniden başlıyoruz... Öğrencilerin bana olan bu öfke ve nefreti niye?
Diye mırıldanıp öğrenci konseyi üniformamı giymeye başladım. Koyu mor külotlu çorabımı da giydikten sonra, öğrenci konseyi eteğimi giydim ve koluma "Seito-kai" (Öğrenci Konseyi) yazılı olan kırmızı kol bandımı taktım. Üniformamın ve gözlüğümün arasına girmiş olan saçlarımı da elimle gözlüğümün, kıyafetlerimin altından kurtararak düzelttim.
Resim 2: Kuroko, üyesi olduğu Öğrenci Konseyinin üniformasını giyiyor (temsili)
Öğrenci Konseyi üniformamı gördükçe 10 hafta boyunca döngü gibi gezdiğim devriyeler, öğrencilerden aldığım sayısız hakaretler, maruz kaldığım zorbalıklar aklıma geliyordu. Öğrenci Konseyi başkan yardımcısı olduğumda; bazı kesimlerden nefrete ve aşağılanmaya uğradım. Sebebini ben de bilmiyorum, neden okulda bu kadar küçümsenirdim? Kimseye bir zararım olmazdı ve her zaman disiplinli bir şekilde görevimin başında olurdum.
İşte bu yüzden sabahları enerjik bir şekilde uyanamıyordum. Bu yüzden sabahları yatağımdan ağır ağır kalkıyordum. Çünkü okulda bir amacım yoktu. Öğrenci Konseyi'nin başkan yardımcısı olmam fayda etmiyor, ben kimseye içimi dökemedim. Eğer kimseye içinizi dökemezseniz, bir şirketin CEO'su olsanız bile yalnızsınız demektir. Çünkü bir insanın derdini paylaşabileceği, zor zamanında yardım alabileceği arkadaşlara ihtiyacı vardır. Neyse ki benim arkadaşlarım yanımda oldular. Her zaman ve her yaşadığım zorlukta. Megami, Akane, Shiromi, Aoi ve Yusei Asahi... Yusei, Megami ve Akane'nin anlatımına göre okulda öldürülmüştü. O haberi aldığımda, vücudum ilk darbe ile olduğu yerde şok içinde donakalmıştı. Kendime geldiğimde ise kendimi revirde buldum. En son yanımda olan iki kişinin dışında kimse beni görmemiş ve duymamıştı. İki kişinin söylediği kadarıyla, bayılmadan önce bilincimi kaybetmiş, bu sebepten ötürü şokun etkisiyle olduğum yerde donakalmıştım. Sonrasında kriz geçirmiş ve bayılmışım. Bu yüzden "Kimseye içinizi dökmezseniz, yükseklerde olsanız bile yalnızsınız demektir" diyorum çünkü ben kimseye içimi dökemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroko's Knife -1-
Action*Kuroko'nun Bıçağı - 1* Kuroko Kamenaga 10 haftasını devriye gezerek geçirmiş bir kızdır ve hep aynı olayların içine bir döngü gibi düşmekten bunalmıştır ve hayatında artık bir değişim istemektedir. Emre Çelebi ise ailevi işlerden dolayı Japonya...