Bölüm 8 - Savaşın Suçlusu

53 5 3
                                    

    Eve geldiğimde kapıyı tıklattım. Annem kapıyı açtığında,

Saotome: Hoş geldin kızım.

    Diyerek bana sarıldı.

Kuroko: Hoş gördüm anne.

    Diyerek cevap verdim ve kahverengi mokasen ayakkabılarımı çıkarıp kenara bıraktım.

Saotome: Ayano ile iyi vakit geçirdin mi kızım?

    Diye sordu.

Kuroko: Çok iyi zaman geçirdik. Bana meditasyon yapmayı öğretti. Her akşam okuldan gelirken, on dakika meditasyon yapacağım. Bu yüzden biraz daha gecikebilirim.

Saotome: Evde yaparsın Meditasyonunu, kızım.

Kuroko: Ama Ayano ile birlikte yapacağız... O yüzden dışarıda yapacağım.

    Annemin yanağını öptükten sonra mutfağa geçtim. Yalan söylemiştim ama her ne kadar kısmen bu doğru olsa bile, yalan söylemiştim. Ben hayatım boyunca yalancılardan ve yalanlardan nefret ettim. Çok mecbur olduğumuzda yalan söylemekte sıkıntı yoktur ancak basit şeylerde yalan söylediğimizde, bu gerçekten iğrenç. Size birisinin sebepsiz yere yalan söylediğini düşünün. Ne hissederdiniz? Bir de kötü kalpli bir insanın, iyi kalpli bir insanı ezdiğini düşünün. Ne hissederdiniz? Hangisi daha masum? Hangi yalan daha beyaz? Tabi ki kötü bir insana söylenen yalan... Çünkü negatif, pozitifi çeker mantığı ile kötü kalpli bir insanın ruhu, iyi kalpli bir insanın ruhunu çeker ve onu da karartır. Siz, bu durumdan sıyrılmak  için beyaz yalan söylemelisiniz. Belki bu da bir çeşit beyaz bir yalan olabilirdi. Hayır, ben burada yalan söylemem gerektiği sebebini makul bulmuyorum ama maalesef az önce anneme yalan söyledim. Bir dahaki sefere bunun olmaması için kendimi şartlandırdım ve anneme bu seferliğe mahsus doğruları söylemekten kaçındım. 

    Merdiven korkuluğundan tutarak ağır adımlarla odama çıktım. Çantamı çıkardım ve kapının yanındaki askıya astım. Karanlık odama baktım. Çalışma masama ilerledim ve sandalyemi çekerek masama oturdum. Gözlüğümü gözlerimden çıkarıp boynuma astım, kollarımı masaya koyup yüzümü kollarımın üzerine koyup gözlerimi kapattım. Derin bir nefes aldım ve verdim. Telefonum çalmaya başladığında, kafamı kaldırıp telefonuma baktım. Babam beni arıyordu.

Kuroko: Baba?

    Dedim.

Shin: Kuroko, kızım nasılsın?

Kuroko: Ben iyiyim... Biraz da yorgunum.

Shin: İyi, biraz dinlen.

    Dedi hafif kıkırdayarak.

Shin: Annen nasıl?

Kuroko: Çok iyi, sık sık seni özlediğini söylüyor.

Shin: Onu çok sevdiğimi söyle, tabi seni de.

Kuroko: Söylerim.

Shin: Bu arada kızım, ben bu ay içinde Japonya'ya dönüyorum.

    Babamın söyledikleri beni çok sevindirmişti. Kendisi, ben 10 yaşındayken İzmir'e gitmişti ve bu ay içinde geri dönecekti.

Kuroko: Çok sevindim baba. Seni özlüyorum.

Shin: Ben de seni özlüyorum, kızım.

    Dedi babam. Annem ise aşağıdan yemeğe çağırıyordu.

Kuroko: Baba, benim kapatmam lazım. Annem çağırıyor, görüşürüz.

Shin: Görüşürüz kızım. Size afiyet olsun, seni seviyorum.

Kuroko: Teşekkür ederim, ben de seni seviyorum.

    Dedim ve telefonu kapattım. Masamdan kalktım ve kahverengi külotlu çorabımı çıkarıp dolabıma koydum. Öğrenci Konseyi üniformamı çıkardım, her birini katladım ve askılığa asıp dolabıma yerleştirdim. Dolabımdan siyah bir kazak, siyah İspanyol paça kışlık pantolon ve mavi, desenli havlu çoraplarımı çıkarıp her birini yavaşça giydim. Merdivenlerden yavaşça aşağı indim ve mutfağa girdim. Annem sofrayı hazırlarken, ben de ona sofrayı hazırlamasında yardım ettim.

-Bugün yaşanan olaylardan sonra, Ermenistan ve İngiltere arasındaki gerginlik savaşa dönüştü. Ermenistan Başkanı, İngiltere'ye karşı savaş ilan etti ve İngiltere'nin gönderdiği temsilciyi başından vurarak öldürdü. Ermenistan başkanı, "Türklerle olan savaşımız sona erdiğinde, İngilizleri de yok edecek ve topraklarımıza toprak, kültürümüze kültür katacağız" sözlerini söyledi. Buna cevaben İngiliz kralı 3. Charles "Ermenilerin bu kalleşçe saldırıları elbette karşılıksız kalmayacaktır. Bir saldırı durumunda karşılık verilecektir." söylemlerinde bulundu.*

*Böyle bir olay yaşanmamıştır. Bu olay, Alternatif Tarih konusunda olup kurgu ürünüdür.

    Demek ki İngilizler ile Ermenilerin arası sandığımdan daha hızlı bozulmuştu.

Saotome: Yemek hazır kızım...

    Dedi annem bana bakarak. Sofraya oturduğumuzda, ilk olarak annemin yaptığı Makiden aldım. Annem çoğunlukla Japon yemeklerinin yanında Türk yemekleri de yapıyordu. İşte bunlar, Türkleri daha yakından tanımamı sağlamış olan etkenlerdi.

Saotome: Okulunda yaşanmış bir olayın haberini yaptılar...

    Anneme bakarak ağzımdaki makiyi yuttum.

Saotome: Natsuki İbarashi adında Ermeni destekçisi bir Japon zehirlenerek öldürülmüş. Bunun üzerine İngiliz öğrenciler de öldürülmüş. Ermeni Ajanı olan Natsuki'nin ölümü Ermenileri sinirlendirmiş ve Ermeni Lobisinde çok büyük bir kavga çıkmış. Tüm Ermeni ve İngiliz uyruklu üyeler birbirini öldürmüşler... Bu da Ermeniler ile İngilizlerin arasındaki arbedeyi büyütmüş. İngilizlere öfkelenen Ermeni liderleri İngiltere'ye savaş ilan etmişler... Bu savaş ondan yaşanıyor.

Kuroko: Zaten Ermeniler çatacak yer arıyorlardı. Tek hedefleri Türklerdi ama şimdi İngilizlerden de nefret ediyorlar.

Saotome: Geçmişte yaşanan olayı hala bu kadar uzatmak mantıksız...

Kuroko: O zaman neden Ermeniler hala Türkleri öldürmenin ve Türkiye'yi ele geçirip kültürleri yağmalamanın peşindeler, anne? Amaçları Türkleri yeryüzünden silmek. İngilizler de onlara yardım ediyordu, bu savaş onlara iyi bir ders oldu. Belki bu onlara biraz açgözlülüğün veya saldırganlığın ne kadar kötü bir şey olduğunu gösterir. Tarih bile kaydetti, Ermenilerin Türklere saldıran ilk ülke olduğunu. Türkler belki de Ermenileri öldürmek zorunda kalmış olabilir ama onlar Türkiye'ye saldırırsa cevaplarını alırlar. Bu sadece Türkiye için değil tüm Dünya için geçerlidir. Şuan dört ülke ayrı olarak savaş halinde... Rusya ve Ukrayna, İngiltere ve Ermenistan... Bu savaşlarda tıpkı kavgalar gibi, ilk yumruğu atan suçludur. Dolayısıyla ilk ateşi açan taraf ya da ülke suçludur. Bu yüzden Avrupa'dan aldığı kışkırtma ile Türkiye'ye saldıran Ermeniler tarihte suçluydu. Bu yıllarda da Ukrayna'ya savaş açan Rusya suçludur... Hangi ülke savaşı açan ülke olursa, o ülke suçludur...

    Annem derin bir nefes aldı.

Saotome: Acaba bu olayların sonucu ne olacak?

    Yemeğimi yerken televizyonu kapattım ve yemeğimi yemeye devam ettim.

Kuroko's Knife -1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin