Yalanlar

70 8 1
                                    

(BTS) Jimin - Lie

İlk defa hafta sonunu tek geçirmemenin mutluluğu ile hazırlanıp evden çıktım. Bugün Soobin ile ilk randevumuza çıkacağız ve ben her zamanki gibi çok heyecanlıyım. 

"Yeonjun. Bak, çok dikkatli ol. Bir şey olursa onu koru. Tamam mı?" 

"Tamam hyung. Siz de gitmeyecek misiniz sevgililerinizin yanına?" dedim ve göz kırptım. 

"Ne sevgilisi acaba? Daha onların bize karşı ne hissettiğini bile bilmiyoruz." diye konuştu tekrar Chanhee hyung. 

"Belli mi olur? Belki bugün olur." Dediğim şeye o kadar sinirli bir bakış attı ki susmam gerektiğini anlamıştım. 

"Ben o zaman gideyim. Sevgilimi bekletmemeliyim." dedim ve üçünü de öperek evden çıktım. 

-

Buluşacağımız parka yaklaştıkça heyecanım artıyordu. Birkaç adım daha gittikten sonra Soobin'in yanındaki Chaeyoung'u görmemle suratım asılmıştı. Gittiğim birkaç adımı geriye doğru atarak telefonumu çıkardım. 

"Hemen buraya gel." dedim. Sesim biraz sert çıkmıştı. 

"Biraz kibar olsana. Ayrıca neden? Hani başbaşa buluşuyordunuz?"

"Bak Doyeon. Yanında Chaeyoung var ve birlikte oturmuş konuşuyorlar. Ben de ikisinin yanında tek kalmak istemiyorum. Eğer Chaeyoung giderse sen de onunla gidersin. Çabuk ol, beni bekliyorlar." 

"Ne bahane uydurcaksın acaba?" 

"Çabuk ol hadi!" diyerek telefonu kapattım. Başbaşa olacağımızı kendisi söylemişti. Chaeyoung da nereden çıktı?

Birkaç dakika içinde Doyeon gelmişti. Koluna girdim ve inanır mısınız? Yürümeye başladık. 

"Kusura bakmayın. Biraz geç kaldık." dedim.

"Önemli değildi."

"Sevgilimi bekletse miydim?" dedim ve işaret parmağımla burnuna dokundum. 

"'Segilimi' mi?" diye sordu Chaeyoung. 

"Ve işte bugün bunun için burdasın. Doyeon noonayla gelerek ne iyi yapmışsınız. Sana da başbaşa olacağımızı söyleyip de öyle yapmadığım için üzgünüm." 

"Önemli değil. Sonuçta zaten Chaeyoung gelmese de yalnız olamayacaktık." 

"Neden?" diye sordu Chaeyoung. 

"Doyeon'la gelmek zorundaydım. Çünkü annemler ve abilerim çalıştığı için evde tek kalacaktı. Tek kalmayı pek sevmez. O yüzden her yere birlikte... Ah... Gideriz." dedim yüzümü buruşturarak. Çünkü Doyeon hem kolumu sıkıyor ve bir yandan da karnıma sert dirsekler atıyordu. 

"Anladım. Hadi kafeye gidelim." dedi Soobin ve boştaki koluma girdi. 

Chaeyoung tek başına yürüyordu. Biz de bir tarafımda Soobin, diğer tarafımda Doyeon ile birlikte yürüyorduk. Bu durumumuz yalan değildi. Biz hiçbir zaman -tabii bazı zamanlar hariç- ayrı yürümedik. Genelde ya elimi tutar ya da koluma girer ve ben bu durumu hep çok severim.

-

"Anlat çabuk!" 

"Tamam noona. Sen de ne sabırsız çıktın."  

"Sabırsız değilim. Sadece neden benden onay beklemeden böyle bir şey yaptığını anlamıyorum." 

"Chaeyoung abartıyorsun. Senden onay almasına gerek yok. Emin ol o senin sevgilini tanımıyordur bile." dedi Doyeon. Onu dürtmeme rağmen susmuyordu. 

"Senin sevgilin mi var noona? Bir de senden onay almamı bekliyorsun. Sen söylememişsin bile. Ne zamandır? Umarım yenidir. Aksi taktirde kendimi ihanete uğramış gibi hissedeceğim." 

"Aslında üç yıl oldu." dedi çekinerek. 

"Ve bana söylemedin mi? Harikasın gerçekten." 

"Sen niye böylesin Chaeyoung? Senin ne yaptığını bilmediğimi mi sanıyorsun? Sevgilini aldattığın kişileri, öğrendiği zaman ona söylediğin yalanları, hatta internette tanıştığın biri ile aldattığını. Hiç düşünmedin mi? Mesela neden hiç seni öpmediğini? Neden ayda bir buluştuğunu? Cevap sen istemediğin için değil. Cevap sevgilin istemediği için." 

"Sen bunları nereden billiyorsun?" diye sordu bu sefer Chaeyoung. Bunu ben de merak etmiştim ama onlara laf ettikten sonra kendi kardeşim hakkında bir şeyleri bilmemek saçma olurdu. Bu yüzden bozuntuya vermedim. 

"Çünkü sevgilin, onu neredeyse on kere aldattıktan sonra seni üç yıldır parmağında oynattığını söylemeye karar vermiştir belki. Belki de başka birinin isteğiyle sevgili olmuştur." dedi gülerek Doyeon. Onun bu halleri ona düşmemi sağlıyordu. Kendi kardeşime? Bu halleri umursamaz gibi görünüp gülümsemesi ve sonra ciddileşmesi... Gerçekten çok havalı. 

"Beni aldattı mı? Beni parmağında mı oynattı? Bunu onun yanına bırakmayacağım?" 

"Sen de onu aldattın." 

"Ama ben onu aldattığım kimseye aşık değildim. Sadece o beni yeteri kadar mutlu etmemişti. Ben de mutlu olmak için diğerleri ile konuştum." Kendini savunma şekli ne kadar iğrençti. Ondan hoşlandığımı nasıl düşündüm ki. O iğrenç bir insan. 

"Yazık sana. O seninleyken başka birisi onu mutlu ediyordu. O da sana hiçbir zaman aşık değildi." 

"Sen neden bahsediyorsun?" Chaeyoung sinirliydi ama Doyeon arkasına yaslanmış bir şekilde konuşuyordu ve çok rahattı.

"Şundan bahsediyorum. Üç  senedir sevgilin olduğunu iddia ettiğin kişi aslında üç senedir benim sevgilimdi. Aldattığını düşünme. Seninle birlikte olmasını ben istedim. Çünkü seni uzun zamandır tanıyorum ve yaptığın pislikleri ortaya çıkarmak için bugüne kadar bekledim. Sevgilini aldattığın internetteki kişi kimdi peki? Adı neydi onun? Şey... Dowon. Aslında o bendim. Sana attığım fotoğraflar ise sevgilinin fotoğraflarıydı. Tanımayacağına emindim. Peki bana adını söyler misin 'sözde' sevgilinin?"  

İkisinin konuşmasını Soobin ile dizi izler gibi izliyorduk. İkimiz de hiçbir şey anlamamıştık. Doyeon'un üç yıldır sevgilisi mi vardı? Bize aşka saçma diyerek hiçbir zaman sevgilisi olmayacağına inandırmıştı. Meğer sevgilisi varmış. Bunun hesabını evde çok güzel soracağım. 

"Ha-Hansol?" Chaeyoung kekeliyordu. Anlaşılan korkmuştu. 

"Adı pek de yalan değilmiş. İlk adını söylemiş sana. Hansol Vernon Chwe. Eminim kardeşini tanımıyorsundur." 

"Kardeşi mi var?" Chaeyoung iyice kısık sesli ve kekeleyerek konuşmaya başlamıştı. Doyeon'dan korktuğu çok açıktı. Davranışlarına bakınca ben de korkmadım değil hani. 

"Ben neden seni getirdim ki noona? Bana hiçbir şey söylememişsin. Ben sana öz ablam gibisin dedim. Annem, babam oldun dedim. Beni büyüttün, sevdin, yetiştirdin dedim. Ailem bile senin kadar bakmadı, senin kadar mutlu etmededi beni ama sen baştan aşağı yalanmışsın. Bana daha söylemediğin neler var? Ya da unut gitsin. Daha fazla yalan dinleyemeyeceğim. Senden de özür dilerim Yeonjun ama yalnız kalmaya ihtiyacım var." Soobin'e anlayışla kafamı sallayarak gidişini izledim. Tamamen gözden kaybolduğumda ise önüme döndüm.  

"Hadi gidelim." dedim Doyeon'u kolundan tutarak. İkimizde ağlayan Chaeyoung'a bakmadan ve tek kelime bile etmeden evin yolunu tuttuk.  

Bloody Hell // YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin