13 Eylül

171 16 6
                                    

TXT - Can't You See Me

"Nasıl yani?"

"Yani şundan bahsediyorum. Şimdi şöyle ki bizi dirençli yapan ailemiz. Yani küçükken öyleydi ve bu büyüyünce kalan bir şey. Hatta ailemiz yüzünden bile bu haldeyiz denebilir. Yani tabii ki biz onlar bu hale sokmadı. Hatta sizi hiç sokmadı ama siz büyürken öz anne ve babanız yanınızda olmadığı için sizi eğitebilecek kimse yoktu. Nasıl Gahyeon'un kardeşi, annesi ve babası sonradan ısırılsa bile safkan olduysa, sizin ısırıldığınızda aileniz öldüğü için sizi kontrol eden olmamış. Bu yüzden de dokuzumuz arasında kendini en çok kontrol edebilen Sunghoon ve edemeyen de sizsiniz. O taş en çok sizin için önemli." diye cevapladı Chan, Doyeon'u.

"Bugün ayın on üçü." diyerek araya girdi Gahyeon.

Boş bulunarak "Hangi ayın?" diye sordum. Bunu dememle üçünün de bakışları bana dönmüştü.

"Yeonjun bazen düşünüyorum da bir insan, nasıl ikizine hiç çekmez."

"Bir anda boş bulundum Chan. Biliyorum tabii ki eylül ayında olduğumuzu.Hem zaten bugün ayın on üçüyse ne olmuş?"

"Hâlâ ne diyor ya?! Yeonjun yedi gün sonra dolunayın çıktığı ilk gün, konuşturma şimdi beni." dedi dişlerini sıkarak Gahyeon.

"O bu ayın yirmisinde miydi? Hangi ay yirmi dokuzunda o zaman?"

"Hayır ben anlamıyorum, sen bu kafayla nasıl bunca sene yaşadın? Ayrıca azıcık kafanı kullan. Bak Yeonjun siz çok tehlikelisiniz." Son kısmı fısıldayarak söylemişti Chan.

"Ayrıca size yıllara ve aylara göre dolunayları ezberletmediler mi? Bir de hiçbir şey unutmazsınız."

"Gahyeon unutmuyoruz zaten. Boş bulunduğumu söyledim. Ayrıca ben saatlerini bile hatırlıyorum. 2.54 değil mi?"

Onlar benimle dalga geçerken ben de size onları tanıtayım.

İlk olarak Chan'dan bahsedelim. Chan zekidir. Eğlenmeyi seven bir kişiliği de olsa çok ciddi ve ağırbaşlıdır. Açık sözlüdür, aklından geçen her şeyi söyler. Sorunları çözmede iyidir, pratik bir şekilde her şeyi halledebilir. Bunlar iyi özellikleri. Sanırım sadece benim sevmediğim özellikleri var. Bunlar ise açık sözlü olması. Açık sözlü olması aslında iyi bir özelliği ama bazen düşünmeden konuşabiliyor ya da ağzından çıkanların karşısındakini üzdüğünü fark etmiyor. Hiçbir şeye duygusal bakmaması da cabası tabii. Genelde duygularıyla ya da kalbiyle değil, mantığı ve beyni ile konuşur.

Dış görünüşüne gelirsek, siyah saçlara sahip. Doyeon ile aynı boyda ve yakışıklı, aynı zamanda da çok tatlı.

Gahyeon da ciddidir. Hatta o dokuzumuz arasında en ciddi olanımızdır ama ciddi olduğu zamanlar sadece dışarda ya da okulda olduğu zamanlardır. Bizim yanımızdayken ciddi kalamaz ve davranamaz. Hepimiz gibi eğlenmeyi ve eğlendirmeyi sever. Yeri geldiğinde duygularıyla, yeri geldiğinde de mantığıyla konuşur. Onu sinirlendirmek yapabileceğin en kötü şey olabilir. Bu yüzden ona pek bulaşmayız.

Gahyeon'un gri-siyah, uzun saçları var. Mavi ve gri lens takmadan dışarı çıkmaz. Neden sürekli lens taktığını anlayamasam da bunu soracak cesarete sahip olmadığım için sormuyorum. Doyeon'dan kısa. Çok güzel ve tatlı bir suratı var. Bir tane de kardeşi var. Adı Sunghoon. Aramızdaki tek safkan ve doğruyu söylemek gerekirse onu kıskanıyorum. Safkan olduğu için değil. Tabii o da var ama çoğunluk kişiliğinden ve dış görünüşünden. O gerçekten çok yakışıklı ve iyi kalpli.

"Bunu hatırlaman hepimizi şaşırttı Junie." diyerek gülmeye ve dalga geçmeye devam ettiler ama ben bunca senenin tecrübesi ile onları takmamayı öğrenmiştim. Gözüm sadece sınıfa giren ve çıkan öğrencilerdeydi.

Bloody Hell // YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin