Kafa Karışıklığı

107 15 8
                                    

Blackpink - Crazy Over You


"Hiç, merak ettim. Sen nasılsın Allen?" dedim arabanın kapısını açarak. 

Allen da kişilik olarak diğerlerine çok benziyor. Bizlere karşı çok sıcak, arkadaşlarına veya yeni tanışdığı kişilere ise çok soğuk davranıyor. Hatta bu dengeyi en güzel kurmuş üyemiz olabilir. Bazen biz bile zorlanıyoruz. İkisi nasıl aynı kişi olabilir pek anlamasak da o bizim eğlence kaynaklarımızdan birisi. 

Allen'ın saçları gri ve kahverengi karışımı gibi. Garip ama çok güzel. Doyeon'dan kısa. Çok yakışıklı ama aynı zamanda tatlı da. 

"İyiyim Yeonjun. Sen?" 

"Ben de."

Beni gülümserken gören Doyeon koluma vurup "Barıştınız mı?" diye sordu. Sadece kafamı sallamakla yetindim. 

"Kavga mı ettiniz?" diye sordu Chan hyung. 

"Önemsiz bir şeydi." diyerek geçirtirmeye çalıştım. Çünkü bu konu hakkında tek bir kelime bile etmek istemiyorum.

Birkaç dakika daha arabayla gittikten sonra kaldırımda yalnız başına yürüyen Soobin'i gördüm. Arkasından görmeme rağmen mutlu görünmüyordu.

"Hyung arabayı durdurur musun? Arkadaşımın yanına gidiyorum, siz gidin." dedim hızlıca. Arabadan indim ve hızlıca Soobin'e yetiştim.

"Günaydın!" dedim. Sesimin tonuna çok dikkat etmiştim. Çünkü o ağlarken mutlu bir şekilde ona seslenemezdim.

"Hyung." Beni görmesiyle ağlamaya başlaması bir olmuştu. Ağlayarak sarıldı bana. Ellerimi yavaşça sırtına ve saçlarına koydum, daha önce yaşadıklarımızın aynısı gibi hissettirmişti. 

"Sakin ol Soobin. Ağlama ve derin nefesler almaya çalış. Bak ben buradayım." dedim. Sesimin yüksek çıkmasından korktuğum için kulağına fısıldıyordum. "Ne olduğunu anlatmak ister misin?" 

"Sadece birkaç dakika daha sarılabilir miyim? Sonra anlatacağım." dedi hıçkırıklarının arasında. 

"Tabii Soobin. Sen öyle daha iyi hissedeceksen."

Dediği gibi yaparak birkaç dakikanın ardından çekildi.

"Ben Seul'de Chaeyong noona ile kalıyorum. Ailemde Ansan'da kalıyordu. Ben burada üniversite kazanınca benimle gelmek istemediler. Dün gece de kaza yapmışlar. Hastaneye kaldırmışlar ama bu sabah telefon geldi. İkisi de... İkisi de ölmüş." diyerek yeniden ağlamaya başlamıştı. 

"Üzüldüm." dedim tekrar ona sarılarak. Sonra da "Biliyor musun ben insanları rahatlatmakta iyi değilimdir. Söylediklerim de seni ne kadar mutlu eder bilmiyorum. Ben de annemleri kaybettim, onları hatırlamıyorum bile. Doyeon ile bir aylıkken evlatlık alınmışız. Şuanda bizim gibi ikiz olan iki tane abimiz var. Gerçek ailemi hiç tanımadığımdan onlara yabancılık çekmedim ama çok zor olduğunu biliyorum." dedim. 

Bir adım geri çekilerek "Aslında hyung söylediklerin beni rahatlattı. Onlarla on yedi yaşıma kadar yaşadım ama onlar beni pek mutlu etmedi. Ettikleri zamanlar var ama bunlar elle sayılabilecek kadar az. Üzülmemin diğer sebebi de Chaeyong noona." dedi. Bir yandan da gülümsemeye çalışıyordu. 

"Neden, sana bir şey mi yaptı?"

"Hayır. Yani sadece ben haberi duyunca ona ağladım, o da 'saçma sapan ağlama' diyerek başından savdı. Ona üzüldüm." 

"Sana nasıl böyle bir şey yapabilir? Eminim sen her anında yanında olmuşsundur. Onun teşekkürü bu  mu? Bir de ona 'arkadaş' mı diyorsun? Onu arkadaşlarımla tanıştırmayacağım. Sadece seni. Sen, onun gibi birisiyle arkadaş olmak için fazla iyisin." dedim kendimi tutamayarak. 

Bloody Hell // YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin