"Ben dışarı çıkıyorum." diye bağırdım içeriye doğru. Bugün dolunaydı ve ben güneş batana kadar Soobin ile vakit geçirmek istiyordum.
"Nereye?" diye sordu Chanhee hyung.
"Soobin'le buluşacağım. İki gündür görmedim." Bana bakan hyunguma gidip sarılarak "O bakışı biliyorum. Bana öyle bakma. Merak etme geç olmadan geri geleceğim." dedim. Bana kafasını sallayarak tekrar sarıldığında Doyeon'u da öperek evden çıktım. Soobin'i gerçekten çok özlemiştim.
-
"Bebeğim!" diye bağırarak bankta oturan sevglimin yanına gittim. "Seni çok özledim." Diye de ekledim.
"Ben de bebeğim." Bana geri sarıldığında onu belinden tutup kaldırdım ve birkaç tur döndürdüm. Bunun sebebiyle de kendimi normal bir çift gibi hissetmiştim.
"Piknik yapmaya ne dersin?" diye sordu. Dudağımı büzdüğümde bakışları dudaklarıma kaymıştı ve bu beni çok garip hissettirmişti. Tabii bu sefer salaklığımı belli etmeyecek ve tepki vermeyecektim.
"Yeonjun." diye fısıldadı dudaklarıma doğru. Bu beni çok zor duruma sokuyordu.
"Hmm." diye mırıldandım cevap olarak.
"Acaba piknik yerine başka bir yere mi gitsek? Otel ya da odam olabilir örneğin."
"Ne?" Sesim hâlâ fısıldar gibi çıkıyordu ama bu elimde değildi. Ne yapabilirdim ki daha önce hiç böyle bir teklif almadıysam?
Dudaklarıma yönelip yumuşak bir şekilde öpmeye başladı. Bu beni sarhoş ediyordu. "Diyorum ki acaba daha önce hiç denemediğimiz bir şeyler mi yapsak. Sonuçta sen benim sevgilimsin. İster öper, ister s-"
Dediği şeyle gözlerimi kocaman açıp biraç adım uzaklaştım. Bu çok fazlaydı, ayrıca ikimiz farklı olduğumuz için bunu yapmak çok tehlikeliydi. Bunu yapmasını beklediğim Chanhee hyung bile yapmamıştı. Tabii onu vampir yaptıktan sonrasını anlatmadı. Yoksa- Hayır. Bunu düşünemem.
"Be-bence yapmayalım. Ç-çünkü çok tehlikeli. Biz en iyisi sinemaya gidelim. Sessiz olur hem." dedim hızlı bir şekilde.
"İstersen orda da ya-"
"Hayır. Bunun odada olmasını tercih ederim ama b-" Sözlerimi bitirmemi beklemeden dudaklarıma yapışmıştı. Bu kadar rahat olmasının sebebi etrafta kimse olmaması olabilirdi ve Soobin'e ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ben onu saf sanmıştım. Yanılmışım. Çünkü elinde olsa burda bana yapmadığını bırakmayacak.
Bu öpücükler benim zihnimi doldurmaya başladığında artık bu durumun onun için ne kadar tehlikeli olduğunu söylemeliydim.
"Bebeğim dur lütfen." dedim kafamı biraz geri çekerek. Onu öpmeyi ve onunla olmayı seviyordum ama bu gerçekten çok tehlikeliydi. Bunu yapamazdım.
"Neden? Beni istemiyor musun?" diye sorup, aynı anda dudağını büzmüştü. Resmen beni sınıyordu.
"Bana dudaklarına daldığımı mı yoksa sadece baktığımı mı sorduğu hatırlıyor musun? Ben de baya bir saçmalamıştım."
"Asla unutmuyorum. Çok tatlıydın."
"Aslında sanırım dalmıştım. Çünkü çok güzeller. Sürekli öpmek istiyorum seni ama seninle birlikte olmak çok tehlikeli. Bu bizim kimseye bahsetmediğimiz tek kuralımız sayılır. Asla bir insanla birlikte olma. Ben sana aşık oldum. Bu, kuralı çiğnemek değildi. Zaten ben de hiç umursamadım ama bunu gerçekten yapamayız." dedim ve dudaklarına birkaç küçük öpücük daha bıraktım.
"O zaman beni vampir yap."
-
"Bana kendisini vampir yapmamı söyledi. Ben de bir şey diyemedim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum." dedim. Yine aynı toplanma olayını gerçekleştirmiştik. Odamda bugün nelerin yaşandığını anlatıyordum. Bazı kısımlar hariç tabii.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Hell // Yeonbin
FanfictionGökyüzündeki mavi dolunay çok güzel görünüyor. Tıpkı yirmi bir sene önceki gibi. O gün daha bir aylıkmışım ama yaşadıklarım her şeyi hatırlamama yetiyor. -Yeonbin Yan shipler- Bbangnyu/Seongjoong