Sicim gibi bir anda bastıran yağmur damlalarının altında yere çöktü genç kız. Kahkahaları eski ve lağım kokan döküntü evlerin sokağında yankılanırken, arkasında ki genç adam korkuyla ona bakıyordu. Aşık olduğu kızın böylesine gözlerinin önünde yok oluşunu izlemek kalbini parçalıyordu.
Bir kalbi vardı o genç kızın da lakin onu kullanmak, hissetmek bir yana olsun varlığını bile istemiyordu.
Zira kahveli çocuğun o kalbi nasıl yok ettiğine defalarca şahit olmuştu. Tekrarına gerek yoktu.
"Duru, kalk güzelim. Babanın cenazesine gitmelisin."
Genç kızın kulaklarında yankılandı kelimeler. Harflerin her biri beynine iğneler misali battı. Acısını hissetmemek için histerik bir kahkaha daha koptu yüreğinden.
Sahi nasıl öldürmüştü babasını?
Yıllardır istediği bu değil miydi?
Neden canı acıyordu?
Siyah elbisesinin etekleri yere düşen yağmur damlalarını çekerken nerede olduğunun farkına vardı.
O Duru Yüksel'di. Bu kadar iğrenç bir sokakta acınası bir şekilde yerde oturmamalıydı.
Yüzünde ki sırıtmasıyla sakin bir şekilde ayağa kalktı ve eteklerini ellerinin tersiyle silkeledi. Kuaförün saatlerce uğraştığı saçları yağmurdan nasibini almış yeterince yüzüne ve sırtına yayılmıştı.
Yüzünde ki can alıcı gülümsemesiyle, yakın zamanda öldüreceği, kendine deliler gibi aşık olan gence döndü.
"Üzerimi düzeltmem gerek, araba nerede?"
Sesi beklediğinden daha neşeli çıktığında karşısında ki adam şaşkınlıkla ona baktı.
Nasıl bu kadar duygularını gizleyebiliyordu? Nasıl bu kadar acımasızca gülebiliyordu, babasını öldürdükten sonra?
"Arkada, bizi bekliyor."
Yutkundu genç adam. Bu kızın gerçekten delirdiğine şahit oluyordu. Boğazına bu farkındalıkla bir yumru yapıştı. Damağı kurudu, elleri titremeye başladı. Onu ilk tanıdığında da deli olduğunu biliyordu fakat bu bambaşka bir seviyeydi.
Kız narince elini uzattı, bir erkeğe göre fazla yumuşak olan el onunkini sarmaladığında yüzünde ki gülümseme büyüdü. Çocuk kızı çekerek yavaşça arkalarında, onları bekleyen arabaya ilerledi.
"Planından ne zaman bahsedeceksin?" dedi Aras sakince.
Arka koltukta yan yana otururlarken araba yavaşça yola koyuldu. Genç kız sabit bir surat ifadesiyle buğlanmış camdan dışarıyı izlerken sorulan soruyla gülümsedi. Bu gülümseme iyi değildi, masum bir insanın saygı ve sevgiyle karşısındakine armağan ettiği bir gülümseme değildi bu.
Şeytanı kıskandıracak cinsten, her tarafından ben günahım diye bağıran bir gülümsemeydi bu.
Yerinde istemsizce gerilen çocuğa mavi gözlerini döndürdü kız. Çocuk ise uzun zamandır boş bakan deniz mavisi gözlerin içinde ki cehennem azabının ışığını gördü.
Küçüklüğünde evden kaçtığında, sokakta ki kötülüğe son vermek için elinden geleni yapacaktı. Kendine olan sözü buydu. Ailesini bile bu yüzden geri de bırakmış, bütün her şeyinden vazgeçmişti.
Yıllarca gördüğü o iğrenç insanların hepsi kötüydü, cehennemin en dibinde yanacaklarına yemin edebilirdi, gözlerinde ki o karanlık o kadar fazlaydı ki insanı ürkütürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI' +16|Tamamlandı.
Teen Fiction'DİKKAT KÜFÜR, ARGO VE CİNSELLİK VARDIR' Aras'ın yıllarca gördüğü o iğrenç insanların hepsi kötüydü, cehennemin en dibinde yanacaklarına yemin edebilirdi, gözlerinde ki o karanlık o kadar fazlaydı ki insanı ürkütürdü. Uzun bir süre içersinde o kara...