K'3

6.7K 143 38
                                    

Dikkat, küfür/argo ve cinsellik vardır.

Multimedia: Duru Yüksel.

'

Gözlerimi yakan güneş ışığıyla kendime geldim. Üzerimde ki kol ve tatlı toprak kokusuyla gözlerimi aralamıştım. Duvardaki saat gözüme ilişti, saat 11.40'dı ve ben bu saate kadar mışıl mışıl uyumuştum. Yanımda ki salak sayesinde.

Bacaklarımın üzerindeki bacağı ve boynuma gelen nefesiyle huylanıyordum. Ona döndüm yavaş hareketlerle. Ağzı hafif aralık, kaşlarık kalkık bir şekilde uyuyordu.

Parmak uçlarımı yavaşça yüzünde gezdirdim. İlk defa bir erkeğe böyle dokunduğum için heyecanlıydım. Nefesimi titrekçe üfledim başta. Sonra kaşları çatılarak kıpırdandı. Beni daha çok kendisine çekerken kafası göğüslerimdeydi.

Titreyen ellerimi sırtına götürdüm ve yine parmak uçlarımı sürtmeye başladım. Aniden elimden tutulduğumda gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

"Üzgünüm... Sanem sandım." dedi gözleri gözlerimin içine bakarken.

Benden uzaklaşmaya çalışırken tedirgindi. "Şş... sakin ol." dedim elimi yanağına koyarken.

Gözleri şaşkınlıkla açılırken bana döndü. "Bana vurmayacak mısın?" Kafamı gülerek iki yana salladım. Gözleri gülüşüme takılmıştı.

Bana doğru yavaşça eğildi. Eğildi. Dibime giridiğinde gülümsemem solmuştu. Elini yanağıma yasladığında gözlerimi yavaşça açıp kapadım. Parmak uçlarını boynuma sürdüğünde kıkırdamıştım.

Gülümseyerek yavaşça dudaklarımı öptü. Beni kucağına çekerken altımın hala çıplak olduğunu fark ettim. Ellerini kalçama koyarak sıktığında dudaklarına inlemiştim.

"Sana dokunmaya bayılıyorum.." Kafasını göğüs arama soktuğunda kucağında istemsizce ileri geri yapıyordum.

Kapının çalmasıyla, ikimizde dururken yataktan indim ve üzerime hızlıca yerdeki tişörtünü geçirdim. Kokusu burnuma çarparken kapıya ilerledim. Kilidi çevirip açtıktan sonra kafamı çıkarmıştım.

Sabit ifademi yüzüme yerleştirirken hizmetli konuştu. "Kahvaltınız efendim. Babanız, sevgilisiyle haftasonu tatiline çıktı. Arkadaşınızın ne seveceğini bilemediğimden hepsinden azar azar koydum." dedi içtenlikle.

Kafamı sallayıp tepsiyi elime aldım. "İşine dönebilirsin." dedim ayağımla kapıyı kapatırken.

Çağatay elimdeki tepsiyle bana baktı. "Elindekileri sen yapmış olsaydın, senden iyi bir ev kadını olur derdim." Sırıtarak kurduğu cümlesine gözlerimi devirdim.

"Yemek yapabiliyorum, Türkmen." dedim karşısına oturduğumda.

Bacaklarımı çapraz yaptım. Gözleri altıma kaydığında ise alnına parmaklarımın ucuyla geçirmiştin. Gözleri bana döndü.

"Üzgünüm tadı hala dudaklarımda." Göz kırpıp çatalını ağzına götürdü.

Tepsiye daha da yaklaşıp, "Bir şey soracağım." Ağzımdakini yuttuktan sonra şeftali suyumdan içtim.

"Sor güzelim."

"Üvey annen..." dedim gözlerinin içine bakmaya çalışırken. "Zorla kendisine şey yaptırdı mı?"

"Evet." dedi gözlerini benden kaçırırken.

"Böyle hissetmedin mi?" dediğimde kafasını iki yana salladı.

"Seninle dün gece yaşadığım şey, onunla yaşadığım şeyin yanından geçemez. Elimde olsa.." Cümlesini tamamlamayarak dudağını ısırdı.

Kaşlarımı çatarak sordum. "Elinde olsa ne, Türkmen?"

KIRMIZI' +16|Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin