Dikkat, küfür/argo ve cinsellik vardır.
Multimedia: Çağatay Türkmen'
'
"Orospu çocuğu! Hey! Buraya bak!"
Bunu, bu esmer fahişeye demek için kafayı sıyırmış falan olmam gerekiyordu. Yüzünde ki, daha doğrusu gözlerinde ki karanlık ise bunu kanıtlıyordu.
Üzerime doğru yavaş yavaş adımlamaya başladığında, arkamı dönerek oyunun asıl alanına ilerlemeye başladım. Arkamdan geleceğine adım kadar emindim çünkü kural dışı bir harekette bulunursa daha çok canını yakacağımdan emindi.
"Amacın ne Duru?" Adımı dudaklarından duymak yüzümdeki sırıtmayı genişletirken, "İzle beni, Çağatay." dedim ve depoya ilerledim.
Çağatay Türkmen. 1 yıldır karşılıklı oyunlarla -tabii, artık ölüm kalım meselesi olmuştu-, hayatlarımızı ortak bir şekilde cehenneme çevirdiğimiz kişi. TT, holdinglerinin yeni sahibi.
Hangi asalak gerizekalı orospu çocuğu adının ve soyadının baş harfini Türkiye genelinde kurulu olan holdinglerin adı yapardı?
Ah evet bu aptalın babası.
Muhtemelen ona aptal dediğimi duysaydı şu an beni deponun bir köşesine uçururdu ama sıra bendeydi. Dokunulmazdım.
"Biliyorsun bir şeyin ikiletilmesini sevmem. Altımda olmak istemiyorsan burada ne aradığımızı söylemen için 10 saniyen var." dedi depoyu incelerken.
"Imh... bir düşüneyim. Bakire olduğum için tercihin benden yana olmaz. Genelde daha genişleri seviyorsun. Ayrıca geçenen oyunundaki korkumu kullanman bana çok güzel bir fikir verdi ve bende araştırmalarımı genişlettim." Dedim, içinde sadece binayı ayakta tutmak için kolonlardan başka bir şey olmayan depoya bakarken. Dudaklarımdan bir kahkaha kaçarken, "Açıkcası beni güldürdü bu araştırmanın sonucu." dediğimde kaşlarını çatarak bana bakıyordu.
Çağatay bir çok şey olabilirdi ama aptal değildi. Ben onun hayatından ailesini alırken, o da benden bazı şeyleri almaktan çekinmemişti ve ikimizde bunları yapmaktan bırak pişmanlık duymayı, üzülmüyorduk bile. Dudaklarım yukarı kıvrılırken gözlerinde ki ışıltı beni keyiflendirmişti.
"Karanlık olduğunu ima eden, karanlıktan korkuyordu." Cümlemi tamamladığımda gözlerimi yine ona çevirmiştim.
İkimizde annelerimizi babalarımız tarafından kaybetmiştik. Ama o karanlık bir odada kaybetmişken ben derin suların karanlığında kaybetmiştim.
"Duru yaptığın yanına kalmaz." derken korkusunu göremiyordum ama hissediyordum.
Bu tam olarak istediğim şeydi. Çünkü Çağatay Türkmen bir kaç aydır bana hiçbir hissini göstermeyerek, bizi bu noktaya getirmişti.
"Işıklar." deyip elimi çırptığımda koca depo karanlığa kapılarını açmıştı.
"Duru!" diye bağırdığında sessizce planladığım gibi arka kapıya adımlarımı attım. 20 adımda arka kapıda olmam gerekiyordu.
Ve Bingo!
Kapıyı hızlıca kapattıktan sonra camsız binanın duvarlarına çarpan bağırışlarını duydum. Bu belki birazcık da olsa umurumda olmalıydı ama değildi.
Çünkü haketmişti piç kurusu.
Başta sadece küçük isteklerle başlayan şey, onun kötü bir dönemden geçtiği zamanlarda kızışmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI' +16|Tamamlandı.
Teen Fiction'DİKKAT KÜFÜR, ARGO VE CİNSELLİK VARDIR' Aras'ın yıllarca gördüğü o iğrenç insanların hepsi kötüydü, cehennemin en dibinde yanacaklarına yemin edebilirdi, gözlerinde ki o karanlık o kadar fazlaydı ki insanı ürkütürdü. Uzun bir süre içersinde o kara...