16. bölüm

71 8 0
                                    

"gidin diyor. Bak sen."

"Belki aranızda birşeyler olur diyor. Yok canım biz bilmiyorduk sanki."

"Evren var ya tam bir gerizekalı."

Saçlarımı gelişigüzel topuz yapmış, Elimde çikolata kutusuyla odamın bir başından bir başına volta atıp duruyordum. Arada bir çikolatayı kaşıklayıp çoğunlukla da karşımda oturan kızlara o günü tekrar tekrar anlatıyordum.

Melis dayanamayıp konuşmaya başladı.

"Ecrin acaba kendine mi gelsen artık. Olayın üstünden koca iki gün geçmiş sen hala depresyondasın. Hastaneye de gelmiyorsun iki gündür." Arkasına bakıp tekrar devam etti. "Tabi bir de bu lânet olası açmadığın perdeler var."

Kayra oflayıp devam etti.
"Yemek de yemiyorsun." Bana diyorlar ama iki gündür yaptıkları tek şey bana söylenmek.  Onlar söylendikçe ben sinirleniyordum. Dayanamayıp karşılarındaki yatağımın üzerine oturdum.

"Bakın kızlar ben gerçekten hiçbirşey yapmak istemiyorum."

Melis "daha ne kadar böyle yaşamayı düşünüyorsun?" Diye sordu.

Biraz düşündüm.

"Bilmem gidebildiği yere kadar."

Tam konuşacaklardı ki o sırada kapı çaldı. Önce ikisiyle gôzgöze geldik.

"Kim ki?"

Kayra elini sallamaya başladı.
"Git de kim olduğuna bak." Haklı. Gidip kim olduğuna bakayım.

Ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Karşımda taş çatlasın 28 yaş civarında yeleğinden anladığım kadarıyla bir kargocu duruyordu. Önce tipime baktı. Sanki hiç depresyona giren insan görmemiş. Ardından konuşmaya başladı.

"Ecrin Lina BOZ?"

"Buyrun benim."

"Adınıza bir kargo vardı." Yerde duran baya büyük kutuyu kaldırıp kucağıma sıkıştırdı ve merdivenlerden inmeye başladı. Arkasından bağırmaya başladım.

"Ücret?"

"Ödendi." Ahh hiç hediye alacak keyfim yoktu ya. Elimdeki kutuyu da alıp içeri geçtim. Kızlar hiç sormayınca ben sormaya karar verdim.

"Sormayacak mısınız?"

"Bu kutuyu biz aldık zaten." Kutuyu masaya bıraktığım gibi onlara döndüm.

"Niye? Ne var içinde? Neden durup dururken böyle birşey yaptınız?"

Kayra bana bakıp konuşmaya başladı.

"Dedim ya sana evrenin sana aşık olmasını sağlayacağım diye. Bu kutu o yüzden."

"Ne alaka?"

"Şimdi tarık hocayla birlikte hastane için parti düzenledik. Bu akşam olacak bir parti. Bu kutunun içinde de senin giyeceğin kıyafet var."

"Ben istemiyorum. Gelmek de istemiyorum evrenin aşık olmasını da istemiyorum."

"Saçmalama. nerdeyse yolun sonuna geldik vazgeçemezsin."

"Bana başkasına bir şans ver dediğine göre benden bu zamana kadar zerre etkilenmemiş. Bence denemenin de bir anlamı yok artık."

Kayra konuşmaya başladı.
"Tamam. Son kez deneyelim sonra söz vazgeçeceğim." İkisinin de yüzüne emin olmak için baktım.

"Son kez." Yumruk yapıp birbirlerinin eline vurdular.

" Olacak."

"Olacak."

İkisi aynı anda böyle söyleyince bir tuhaf olmuştum.

ALTIN RENKLİ GÜL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin