"Sen ne diyorsun Ecrin?" Ben ne diyebilirdim ki aklım artık ondan gitmem gerektiğini söylese de kalbim kayranın düşünceleriyle denk düşüyordu. Ama denemeliyim içimde tek bir umut kırıntısı da bitene dek denemeliyim.
"Deneyelim." Deneyecektim. Bir daha beni sevmeyecekti bir daha gidecekti böylece içimdeki son umut kırıntısı da bitecekti.
"Kızlar şimdi hastaneye gideceğiz ve kimseye birşey söylemeyeceğiz. Diğerleri bu işin sonunda bizi öldürecekler ama olsun. Ben size işaret verince harekete geçeceğiz." Kayra böyle söyleyince kırkırdadım. Kendimi polismiş gibi hissettim. Melis'de sahte bir kızgınlıkla konuştu.
"Saçmalama Kayra ya. Biz ajan mıyız? Bu nasıl plan."
"Siz bana güvenin. Var aklımda birşeyler." Bana bakıp gülümsedi sonra tekrar devam etti. "Evren varya seni görünce dibi düşecek, sana resmen vurulacak. Zaten güzelsin biz melisle sadece bunu ortaya çıkaracağız o kadar."
"Kayra ecrini boş yere umutlandırma olmazsa daha çok zarar görecek." Melis haklıydı. Umutlanırsam daha da üzülürüm ama bu son şansım başarmam gerekiyor onu kendime aşık etmem lazım.
"Bence Ecrin umutlanma faslını çoktan geçti diye düşünüyorum. Öyle değil mi?" İkisi de bana bakmaya başladı.
"Ö-öyle" başka ne diyebilirdim ki hala çok şeye umut bağlıyorum diyemezdim. Bunu yapamazdım.
"İyi o halde. Herkes işine. Ben size haber vereceğim." Melisle birlikte onayladık. Nasıl bir planı var bilmiyorum ama kendine çok güveniyor. Ben de hissediyorum bu sefer olacak başaracaktım.
*****
Kızlarla ayrılmış hastaneye gelmiştim. Şu anda da hastanenin içinde evreni arıyordum. Geldiğimden beri ortalardan kaybolmuş telefonunu da kapatmıştı. Bir yerlerde uyuduğuna eminim ama nerede onu bilmiyorum.
Neyse şimdilik evreni eş geçsem iyi olur nasıl olsa gelecek buraya. Acile inip işimi yapmalıyım. Kızlara olayı anlatmakla doğru mu yanlış mı yaptığımı tartarken acile iniyordum. Tam kapıya geldim ki az ileride hastayken bana çiçek getiren hastamın yakınını gördüm. Eyvahh!! Bu kesin söz verdirdiği yemek için gelmişti. Ne yapsam acaba yanına gideyim zaten teklif ederse kabul etmem ya da ben bir süre saklanayım elbet sıkılıp gider.
Senin için geldiğini de nerden çıkardın? Adam hasta belki.
Doğru hasta olabilir. Aferin iç ses. Tam kapının arkasından çıktım gidiyordum Gökçe beni durdurdu.
"Hocam."
"Efendim." Sabahtan iç sesimle tartıştığım adamı gösterip konuşmaya başladı.
"Şurada ki adam sizin için gelmiş. 1 saate yakındır sizi bekliyor." Korktuğum başıma gelmişti.
"Deme ya. Ne dedi ki sana."
"Sizi beklediğini söyledi. Eğer gelirse ona haber verecekmişim."
"Ne zamandır bekliyor?"
"Bir saate yakındır."
"İşi gücü yok muymuş? Ne yapıyor bir saattir burada?"
"Bilmiyorum ki. Çağırayım mı?"
"Yok yok. Sakın! Beni sorarsa de ki tayini çıkmış. Yok ya çok abartmiyim izinde olduğumu söyle."
"Niye kaçıyorsunuz ki?"
"Çok doğru bir noktaya parmak bastın gökçe. Şimdi ben hastayken bu bana iyileşince yemek yiyelim demişti bende istemediğim için saklanıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN RENKLİ GÜL
Genç KurguLafımı bitirdikten sonra dolabın içinden gelen sesi dinlemeye başladım. İki kez tıkırtı sesi geldi ve dolap yavaşça açılmaya başladı, kapak biraz açıldı. İçerisi simsiyahtı ve hiçbir şey gözükmüyordu. Ardından hızla açılan kapağa şaşkınlıkla bakmay...