Medreseli Geliyor

Gâflete Çıkan Yollar/39.Bölüm🌹

Kalbinin içini hırsla dolduran kimseler sevginin ne pahabiçilemez bir şey olduğunu idrâk etmekte epey zorluk çekerler. Umutsuzca fikirler savrulur kimi zaman zihin boşluğunda, intihâr meyilli düşüncelerin arasında kolaçan olup durursun. Gökyüzünü muhteşem şekilde dekor eden Râhman'ı unutan her gâfil gencin imtihanı ne çetindir vah. Biz gaflet uykusundan uyanmak için neyi, hangi zamanı bekliyoruz? Biz benliğini bırakmayı dahi bilemeyen hiç kimseler ordusuyuz. Ümmet olabilmek için elinden geleni ardına koymayacak gençler nerede? Ümmet demek birlik beraberlik bilinci ile yürüyebilmek demek. Şimdilerde gözlerde ürkek bir ceylan yavrusu görmenin hüznü ile darmadağınım. Kalbim bu asra karşı çok zorluk çekiyor, âf Ya Râb âf. Vesveseler taşıp dökülen dillerimize bir zikir çektiremiyorsak bize de yazıklar olsun! Bilgelik çağında cahillik yapıp duruyoruz, okumak yerine bildiğimiz yanlışların arkasında duruyoruz. Ölüm ensemizden vurduğu zaman akıllanmak için geç olur mu Allah'ım? Bilmem hangi sözle kapına varayım ben âciz bir kulum. Ne zaman umut devşirse yüreğim insan müsveddeleri yok ediyor hepsini birden, sabırlar büyütmek istiyorum kalbimin sokaklarında. Sen tut kırık yüreğimin ellerinden, sen kaldır beni huzuruna al Allah'ım. Sen beni sensiz bırakırsan kimsem kalmaz ki.

***

Her medreselinin bir günlüğü mutlaka olur, anıları yazıp da hatıra diye biriktirmeyi de sağlar. Hüsnâ başından geçen güzel olayları iştahla yazarken canının sıkkın olduğu günleri yazacak bir mecâl bulamazdı. Yine de bazı şeyleri geçiştirerek anlatıp içindeki yangınları dindirmeye çalışıyordu.

"Ah be günlük, bilsen başıma ne belâ açtı şu ürkek yüreğim. Yangının ortasındayım kaçsam ateşler etrafımı saracak diye de korkuyorum. Sen bana yardım et Allah'ım, geçsin şu sevdâ yüreğimden uzaklâştır benden. "

"Ooo benim yazar çizer kankam yine neler yazıyor? "

Arkadan gelen Şeyma'yı fark eder etmez defterini saklamaya çalışırken pot kırmadığını düşünmeye çalıştı.

"Kız ne acelen var defterini saklamana gerek yok okumam ben. Yazmaya devam et. "

Hüsnâ bir an ne diyeceğini bilemeyerek tatlı bir tebessüm iliştirdi dudaklarına.

"Bugünlük bu kadar yeter dostum, biraz da derslerimize mi odaklansak ne yapsak? "

Şeyma'nın hoşuna gitmiş olacak ki hemen ezberini vermeye başladı.

"Evet harika olur, Nisâ Sûresi biraz ağır geldi çokça okuma tekrarı yaparsak ezberleyeceğiz inşaAllâh. Hadi eûzu besmele çekip başlayalım. "

İki dost Kur'ân-î Kerim'in  muhabbetinin doyumsuz lezzeti ile haşır neşir olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Allah'ın kitabından okunan 1 harf için 10 sevap veren Allah'a ne kadar da az şükrediyoruz oysa ki?

***

Ümmü Gülsüm bu sabah pek keyifle uykudan uyandı, sabah namazında Berrâ ile bolca duâ etmenin hoşnutluğunu yaşadı.

"Anne bugün seni Kur'ân hocamızla tanıştırmak istiyorum, mâhreçleri daha güzel çıkarmam için de bana yardımcı olacağını söyledi. "

Kızının heyecanı onu mutlu ederken bahsi geçen öğretmeni o da çok merak eder olmuştu, medrese yıllarını da eğitim veren hocalarını da çok özlüyordu. Atanmak için son sınavın hazırlıklarını da tamamladıktan sonra Ümmü Gülsüm de talebelere ders verecek düzeyde olabilecekti üstelik hafızlık belgesini de zamanında zor da olsa alabilmişti.

"Anne hadi geç kalacağız bak okula. "

Tatlı bir telaş içerisinde olan kızını öpüp koklarken oğlunun da eksiğini gediğini hazırlayıp okul yolunu tuttu.