Tevafuklar|8.Bölüm🌹

2.5K 281 69
                                    

Medreseli Bayanlar🌼

Sabah horozların sesiyle gözlerini açan talebeler abdest sırası için lavabonun önünde kocaman bir kuyruk yapmaya başladı. Sabahı bereketlendiren namaz için gözleri uykudan ayıran gençler, Allah'ın rahmetinden faydalanıyordu. Düşünsene herkes uyurken sen Allah deyip secdeye gidiyorsun, elhemdülillah. Allah senin onu anmanı istediği için sana bu fırsatı veriyor ise emin ol ki Allah seni seviyordur, sana değer veriyordur. Allah'ın izni olmaksızın kim ona şükredebilir ki?

"Hayırlı sabahlar kızlar. "

"Hayırlı sabahlar hocam."

Betül hoca Arapça öğretmeye gelmişti, öğrencilerini kendi çocuklarından ayırt etmezdi.

Beş dakika içerisinde kızlar abdestlerini alıp namaz kılmak için seccadelerini kıbleye doğru sermeye başladı.
Arkalardan gelen bir ağlama sesiyle Ümmü Gülsüm yerinden kalkıp seccadesiyle oraya gitti.

"Hilâl canım neden ağlıyorsun?"

"Ben Allah'a kanser olmadan önce vakit ayırmayan biriydim. Kıblenin yönünü bile bilmiyorum, yazık bana."

"Böyle söyleme lütfen. Allah kuluna kafidir unutma. Her şeyde bir hayır vardır mesela senin hasta olman seni hayata yeniden getirdi farkında mısın?"

Hilâl biraz düşündükten sonra tebessümle cevap verdi.

"Sanırım haklısın."

"Hem baksana pırıl pırıl bir yüreğin, Allah aşkı ile dolup taşan düşüncelerin var. İyi ki geldin canım benim üzülme."

Hilâl Ümmü Gülsüm'e sıkıca sarıldıktan sonra kıbleye döndü, tövbeler edip namazını edâ (kılmak) etti.

O Allah ki her şeyi bağışlayan ve affedendir. En zor anlarımızda dahi hep yanımızda olup bize yardım edendir. Şükür Yaradana.

***

Erkek Talebeler🌼

"İsmail artık uyan!"

"Biraz daha uyuyayım lütfen."

Kızgın alevler arasında yok olan ruhun son çırpınışlarındaydı, beden. Ameller hesaba çekilirken hiçbir şeyi olmayanların sonu ise ne bedbaht öyle, tartılacak hardal tanesi kadar sevabının olmaması ne acı, perişan bir şey ki.

"İsmail bu son uyarım olacak, namaza kalkmazsan şeytanın vesvesesine uyup farzı yerine getirmemiş olacaksın. "

"Yakma Ya Rabbi, yakmaaaaaaa!"

"Ne oluyor İsmail?"

İsmail yatağından sıçrayarak üstünü başını düzeltmeye çalışır ve gözlerinden gelen yaşları alelacele silmek için uğraşır.

"Yanıyorum Berke yanıyorum. Ağzım, yüzüm, gözlerim, dilim, elim her yerim cayır cayır yanıyor konuşamıyorum bile. Allah'a karşı mahcup bir haldeyim, ellerimde bak hâlâ titriyorum. "

" Anlaşılan rüyanın etkisinden henüz çıkamadın."

"Rüya değildi, cehennemin ortasında alevlerin üstüme üstüme geldiğini gördüm. Yardım istememe rağmen hepiniz bana arkanızı dönüp gidiyordunuz, kimsenin faydası yoktu resmen. Berke bana bir bardak su var dilim damağım sıcaktan kurudu."

"SübhanAllah daha bu dünyada iken yanıyorsak sonumuz nice olur?"

Berke İsmail'e soğuk bir su verdikten sonra arkadaşlarının yanında namaza durur; birkaç dakika sonra İsmail de yanına gelip namazını kılmaya başlar. Secdede eğilirken bizleri yükselten namaz, ahirette sorulacak ilk soru iken hayatın baştacı olamamıştı ne yazık ki.

Medreseli Geliyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin