Bölüm 20

754 68 4
                                    

Uyandığımda güneş yeni batıyordu. Burada acı ve yorgunluk içinde uyuya kalmıştım. Yaralarım kabuk bağlamıştı ama çok az enerjim kalmıştı. Yavaşça yerimden kalkmaya çalıştığımda kemiklerim sızladı. Acıdan gözlerimi sım sıkı kapattım. Bunu yapmalısın Elizabeth ilk önce şu mor laleyi bulmalısın sonra Kook'u zaten bulursun. Kook yoksa öldüyse...Hayır hayır Elizabeth bunu aklına getirme. Yavaşça iskeletin içinden çıktım. Gece uzundu ama belkide bunun için hiç zamanım yoktu. Avlanmam gerekiyordu ve şu mor laleyi bulmam...Eğitim alanına uğrasam iyi olacaktı,belki oralardan bir şeyler öğrenebilirdim. Kook belkide oradadır. Hem bu aşk ilanından sonra Mert'in beni her yerde aradığına eminim... Bana yardım edecektir. Biraz şirinlik taslamam gerekiyor sadece... 

Yavaşça dağdan aşağı inmeye başladım. Üzerimde büyük bir yorgunluk vardı. Yaralarımın acılarını düşünmüyordum. Bu enerrjiyi akıllıca kullanmalıydım. Bu dağı indikten sonra eğitim alanına varacaktım. Yakındı belkide işim hemen hal olcaktı. Bu güneşe çıkamama işide çözülebilirdi. Geceleri severdim ama güneş olmadan yapamazdım ben... Bana enerji veren bana mutluluk veren bir şeyden kaçamam ki ben... 

Rüzgar saçlarımı dağıtırken  dolunaya bakarak gülümsedim. Belkide iki iyi dost oluruz seninle,belki birlikte maceralara atılırız,güneş kıskanır bizi,belki yakıp kül etmez beni... Dolunay ne olacağız sen ve ben ne olacağız? Güneşi görmezsem ben ne yapacağım?

Dağı sonunda inmiştim. Eğitim alanına doğru ilerlemeye başladım. O lanet kulubenin yanından yine geçiyordum. İlk defa akılsızca bir iş yapmıştım. Niçin bu kadar saf olmuştum. İşin doğrusunu bilmeden kaçış yolu olarak gitmiştim ve daha betere dönmüştüm. Ben zeki bir kızdım bu benden beklenmezdi. Bırak kaderi kendi haline aksın bu lanet kitabı düşünüp duruyorsun. İşaret burayı mı gösterdi şurayı mı? O işaret her neyse benim peşimde ve karşıma çıkacak...

Eğitim alanına girdim ve toplanmış kalabalığı görünce hemen bir evin duvarına yaslandım. Beni burada görmeleri imkansızdı. Hafif hafif koşarak diğer eve geçtim. Acaba ne konuşuyorlardı? Beni konuşuyor olabilirlerdi ama duymam lazımdı... İçimden bir ses bunu söylüyordu. Nedense saklanıyordum... Tekrar hafifçe koşarak diğer evin duvarına dayandım. 

Bir erkek sesi:''Mert bunu nasıl yapabildi anlamıyorum?''

Öğrencilerden biri ortaya atılarak:''Elizabeth'i de öldürmüş olmasın.''

Ne!! Kim kimi öldürdü şimdi? Mert yapmış ama kime? Kook olabilir mi? Darren mı?

Aynı erkek:''O kaçmış o gün onun haberi yok Darren'ın öldüğünden... Nerede olduğunu bilmiyoruz. Öğrenirsede buraya bidaha gelmez.''

Geçirdiğim şok karşısında çığırabilirdim. Peki ya Mert neredeydi? Benim için bir tehlike olabilirdi. Bu telaşın içinde bana engel olabilirdi. Bunu nasıl öğrenecektim. En iyisi beklemekti birazdan ondan bahsederlerdi. 

''Hocam bu eğitim alanına olan güveninide sarsar. İlk numaradan düşebiliriz.''

''Hiç sanmıyorum''

''Hocam öğrencilerini salmazlar. Bir öğretmen bunu yaptı. O öğretmenden korkarlar''

''Arkadaşlar size söylemedim ama Mert hoca vampir mahkemesi tarafından öldürüldü.''

İşte buna sevinmiştim. Darren için ise üzülmüştüm. Sanki kalbime bir taş oturmuştu. Ne kadarda sinir olsamda hep yanımdaydı ve beni koşulsuz seven bir erkekti. Her zaman yanımdaydı. İkinci tanıştığım arkadaşımdı. O kural yüzünden değil beni ben olduğum için sevmişti. Lanet kural batsın... Şimdi bunları düşünme Elizabeth çok işin var...

Eğitim alanından koşarak çıktım. Kimse beni farketmemişti,bu çok iyiydi. Kook'a karşı olan merakım daha çok artmıştı. Ya oda öldüyse... Sil bunları aklından Elizabeth.. Tek başıma başaramam bunları, lütfen dostumu bana bağışla...

Yolda koşarak ilerliyordum. Çimlerden çıkan sesler vardı sadece... Sessiz karanlık bir yer burası ama sorunlarla dolu.. İnsanların huzur alacağı bir yerken benim korkular ve maceralarla durduğum yer... 

''Kook!!'' ''Kook'' lanet olsun dostum neredesin?''

Buda ney mor bir ışık... Mor ışığa doğru koşmaya başladım. Yanına vardığımda şaşkınlıktan dilimi yuttum sandım. 

''Mor lale'' Laleyi yerinden kopardım. Biraz daha koştum ve ileride daha çok mor ışık vardı. Hızlı hızlı koştum.. Koştukça nefesim tükeniyordu. Enerjim hızla tükeniyordu. İnanılmazdı. Bu bir mor lale tarlasıydı sanki..

Mutluluk çığlığı atarak tarlanın içine girdim. Bunları kaynattıp içtikten sonra Kook'u bulacaktım. Her ne olursa olsun onu bulacaktım. Belkide bu kadar çabuk sevinememeliydim. Cem'in şatosunda kazandığımız o büyük zaferden sonra ço daha kötü şeyler olmuştu. Kim bilirdi daha kötü şeyler olabilirdi. O zincirler vurulurdu belki... Ateşlerde yanardık belki... Kim bilirdi belkide kader beni alırdı bu hayattan yada kilitlerdi zamana hiç akmazdı... 

VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM :) 

Vampir ve Peri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin