Kook ve Darren hala uyuyordu. Benim ise gözüme hiç uyku girmemişti. Çok yorgun hissediyordum ama yinede uyuyamazdım. Çözmem gereken bir şifre vardı. Kahvaltıyı hazırlamak iki dakikamı alacaktı. En iyisi bu işi Darren ve Kook uyandıktan sonra yapmaktı. Onlar uyanana kadar bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bu iskeletin içinde sıkıldım ve artık bu güneşe çıkamamakta sıkıyor. Güneşli bir günde gezmek istiyorum,göle girip güneşin altında dinlenmek istiyorum. O lanet büyüyü yapmasaydım bunlar başıma gelmeyecekti. Biraz su içtikten sonra içeriden gelen sesleri duydum ve iskeletin diğer gözüne geçtim. Kook ve Darren uyanmıştı. Darren'ın saçları dağılmıştı gözlerini kısarak bana baktı. Kook'ta gülümsüyordu galiba araları düzelmişti. Kook'ta Darren'ın değişimini farketmiş olmalı...
''Günaydın!!''
Kook:''Günaydın dostum''
Darren:''Günaydın Elizabeth''
''Hadi elinizi yüzünüzü yıkayın iki dakikada kahvaltı hazır''
Kook:''Auuww!! Müthiş hızlıyım diyorsunuz yani bayan Elizabeth''
Böbülenerek ''Evet öyleyimdir şimdi çekin şu kokuşuk kameralarınızı gözümün önünden''
Kook:''Ünlü vampir Elizabeth hanım lütfen bir reportaj yapalım''
Darren ayağa kalkarak yanıma geldi.
Darren:''Bayan Elizabeth aşk hayatınız nasıl gidiyor. Bu kadar gücü nereden buluyorsunuz?''
Şu lanet soruyu keşke sormasaydın Darren... Şakada olsa ben anlayacağımı anladım artık... Bana çok güzel gösterdin.
Kook'un yanıma gelmesiyle Darren'ın gözlerinden gözlerimi ayırdım.
Kook:''Hadi Darren biz gidelim oda sofrayı kursun''
Kook durumumu anlamış olmalı ki giderken arkasına baktı ve bana göz kırptı. O benim canım dostumdu ve her şeyden anlıyordu. Beni en iyi tanıyan kişiydi belkide... Bende hareketlerinden ve her sözünden neler düşündüğünü hissetiğini anlayabiliyordum. O gerçek bir dosttu ve hep yanımda olacaktı. Kook'un Darren'ı götürmesinden sonra beni iyi bir sorguya çekeceğine emindim. Umarım bu saçma sapan duygularım yüzünden bana kızmazdı.
Kook'un ne kadar saklasada onun içinde hala Galla'nın üzüntüsü vardı. Bende onunla bu konuyu konuşmalıydım. İskeletin diğer gözüne geçtim ve mantarları pişirmeye başladım. Bu yemek bir harika olacaktı. En iyi yaptığım yemek ve tek bildiğim yemek olarak tarihe geçecek... Artık mantar yemeği nede et görmek istiyordum. Şu tatlı mor lale suyu bir tek iyi geliyordu bana...
Kook:''Biz geldik!!''
Kahvaltılıkları alıp iskeletin diğer gözüne geçtim. Kahvaltıyı önümüze koydum. Kook ve Darren yemeğe başladı ben ise sadece bir lokma yemiştim. Canım gerçekten hiç bir şey istemiyordu. Şu lanet şifreyi çözmek istiyordum hemde bir an önce...
Dışarı doğru yürümeye başladım. Siyah iki bulut yanıma geldi. Şaşkınlıkla arkama doğru baktım. Darren ve Kook hala yemekle uğraşıyorlardı. İki bulut adama dönüştüler ikisi koluma girdiler.
''Kook!!'' ikisi beni dışarı doğru sürüklemeye başladılar. Ayaklarımla kendimi geri ittiriyordum. Ben ayaklarımı çırptıkça tozlar havaya kalkıyordu. Kook ve Darren Adamların koluna yapıştı. Adamlar o kadar güçlüydü ki beni güneşe çıkarmaya kararlıydılar.
''Kook!! Darren!!''
Darren:''Elizabeth dayan!!''
Sanki her şey çok yavaş ilerliyordu. Hayatımın son nefes anları yavaş ilerliyordu. Belkide kafayı yiyiyordum. Sonunda Kook dönüştü. Adamlar son güçlerini kullanarak benimle birlikte dışarı çıktılar. Güneşi görür gibi olmuştum. Tenime bir yağmur damlası gibi değişmişti güneş ışıkları kolum yanmaya başladı.
''Aaaa!!!''
Gözlerimden yaşlar dökülüyordu. Göz yaşlarım buhar olup havalanıyordu ve bu kısa süre içerisinde bunları yaşamıştım. Kook asası sayesinde bulutlarla her yeri karanlık yapmıştı. Darren'da eline aldığı demirleri bir oraya bir buraya sallıyordu. Adamlar hızlı bir şekilde havalandılar ve dağdan aşağı inmeye başladılar.
''Kook öldürecekler beni !!''
Kook ve Darren arkamdan gelyorlardı. Darren vampir koşusunu yapıyor Kook ise kanatlarını açmış uçuyordu. Adamlar sonunda beni yere indirdiler. Adamın biri ''Aaa!!'' çığırmaya başladı. Kulaklarımı kapatmak zorunda kalmıştım. Darren ve Kook geldi. Adam koruma kalkanı yaptı. İki adam ve ben vardım sadece o kalkanda...
''Sizde kimsiniz? Okuldan mısınız? Hadi öldürün lanet olsun hadi!!''
Diğer adam çığırmayı kesmişti. Yavaşça ayağa kalktım. İkisi tekrar bulut oldular ve etrafımda dönmeye başladılar. Bir takım kelimeler söylüyorlardı. Kook ve Darren güçlerini birleştirerek koruma kalkanını yok ettiler. Adamlara ateş etmeye başladılar. Adamlardan biri tekrar çığırdı. Kook ve Darren bayıldılar. Kook'un burnundan kan geliyordu. Darren'ın yanına koştum onunda burnundan kan geliyordu.
''Yeter!!''
''Ateş bana gel!!''
O sırada gök gürüldemeye başladı. Gökyüzünün küçük bir bölümünden aşağı kader çizgisinin sahibinin temsilcisi indi.
O sırada iki siyah adam yok oldu.
Temsilci:''Sen artık kader çizgisi sahibi olamazsın Elizabeth seni kaderinle baş başa bırakıyorum''
''Ne hayır neden?''
O kadar şaşkındım ki doğru düzgün bir cümle bile kuramıyordum.
Temsilci:''Elizabeth arkadaşların senin yüzünden ne halde bu işi başaramayacaksın. Artık temsilci olamazsın''
''Olacağımm!!''
Temsilci tekrar bulutuna binerek gökyüzüne çıktı. Bende bir alev bulutu yaptım ve hızla iskelete doğru gitmeye başladım. Kook ve Darren'ı yan yana yatırdım. İskelete tam zamanında girmiştim. Güneş tekrar açmıştı. Bu neyin neydi böyle ama bugünü kanlı gün olarak yazıyorum tarihe çünkü o iki adam ve arkadaşlarımın iki damla kanı için kader çizgisi sahibi olacağım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir ve Peri 2
AdventureMerhaba sevgili okuyucular,kitabımı beğendiğiniz için teşekkür ederim. Yanımda olan bana desteğini eksik etmeyen arkadaşlarıma da teşekkür ederim. Beğeni ve yorumlarınız benim için çok önemli, her zaman beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli ok...