" Darbeler yesende yüreğine, affetmek en asil intikam. "
Multimedia: İzel
Arkadaşlar bölümü fazla geciktirdim farkındayım ama malum sınav haftasındayız. Bu hafta boyunca hergün sınavım vardı ve gerçekten yazacak zaman bulamadım. Yarın sınavım olmadığı için sonunda bölümü bitirebildim. Sizin de sınavlarınız başlamıştır. Hepinize başarılar diliyorum biricik okurlarım. :D İyi okumalar :)
Mete'nin benimle olmak istediğini söylediği günden beri 3 gün geçmişti. Hayatımda yaşayacağım en mutlu günleri yaşıyordum. Olanları Egemen'e anlattığımda o da çok sevinmişti. Mete de bizim üniversitedeydi. Ne kadar ısrar etsede onunla aynı evde kalma fikrini kabul etmedim. Bugün erkenden Mete'nin evine gidip ona kahvaltı hazırlayacaktım. Dolabımın karşısına geçip şort tulumumu içine beyaz tişörtümü giydim. Saçlarımı yandan salaş bir örgü yapıp beyaz spor ayakkabılarımı da giydikten sonra hazırdım. Telefonumu ve çantamı alıp yurttan çıktım. Mete'nin evinin biraz aşağısında ki pastaneye uğrayıp poğaca ve simit aldım. İçimde ki tarifsiz neşeyi dışarıya da yansıtıyordum. Yolda gördüğüm herkese gülümseyerek gidiyordum. Biraz sonra eve gelmiştim. Oldukça sessiz bir şekilde kapıyı açıp içeri girdim. Ona sürpriz yapmak istiyordum. Tam tahmin ettiğim gibi uyuyordu. Hızlı ve sessiz adımlarla mutfağa gittim. Çayın suyunu koyduktan sonra buzdolabını karıştırmaya başladım. Yarım saat sonra ortaya harika bir görüntü çıkmıştı. Sevinçle Mete'nin odasına girdim. Uyurken yüzü olduğundan daha masum duruyordu. Yanağına ufak bir öpücük kondurdum ama uyanmadı. Gözlerim dudaklarına kaydığında öpme isteğimi bastırmaya çalıştım ama nafile. Kendimi tutamayarak dudağına da hafif bir öpücük kondurdum. Mete gözlerini açıp şaşkınlıkla bana bakınca, bu yaptığım şey yüzümün kızarmasına neden oldu. Şaşkınlığı kısa sürmüştü. Hızlı bir hamleyle beni yatağa yatırdı.
"Sevgilimin canı yaramazlık mı istiyormuş bakalım?" dedi muzip bir gülümsemeyle. Ellerimle yüzümü kapatıp " Yapma Mete. Utanıyorum." dedim. Söylediklerime kahkahalarla gülünce ellerimi yüzümden çekip kızgın bakışlarımı ona yolladım. Bu fırsattan yararlanıp dudağıma yapıştı. Öpüşü o kadar nazik ve yavaştı ki, sanki canımı acıtmamak için çaba sarfediyordu. Dudaklarımı biraz aralayıp bende ona karşılık verdim. Birkac dakika sonra dudaklarımızı ayırmıştık. İkimizde nefes nefese kaldık.
"Şe-şey çaylar soğudu." dedim yataktan kalkmaya çalışırken. Üzerimden kalkıp beni de yataktan kaldırdı.
"Ben kısa bir duş alıp geliyorum." dedi. Kafamı salladıktan sonra hızla odadan çıktım. Az önce yaşadığımız anı gülümseyerek düşünürken bu düşüncelerimi telefon melodim bozdu. Arayan isim Buse'ydi.
"Busee!" dedim sevinçli bir ses tonuyla. Aynı sevinçle o da karşılık verdi.
"Canım seni çok özledim."
"Ah bende."
"Ee ne yapıyorsun? Mete'yle barışmışsınız." dedi. Bunu nereden öğrendiğini merak etsemde üstelemedim.
"Evet barıştık. Çok mutluyum Buse. Yıllar sonra ilk defa gerçekten gülümsüyorum." dedim. Bu arada gözlerim dolmaya başladı.
***
" İzel!"
Duyduğum bu tanıdık sesle kafamı arkaya çevirdim. Şaşkınlık içinde karşımda ki Miray'a bakıyordum. Miray hızlı adımlarla yanıma gelip bana sarıldı. Bu ani hareketi şaşkınlığımı daha da arttırdı. Miray ağlayarak " İ-izel babam öldü " dedi. Bu sırada kollarını benden ayırmış, gözyaşlarını siliyordu.