" Her insan yeni bir yara. "
Multimedia:İzel ve Mete
Gözlerimi açtığımda duvarda ki saate baktım. Saat 8:20'yi gösteriyordu. Hala Mete'nin kollarında olduğumu farkettim. Onu incelemeye başladığımda uyurken çok masum göründüğünü farkettim.
''Beni kesmeyi bıraksan'' Söylediklerini duyunca uyumadığını farkettim. Rezil olmuştum. Yanaklarım kızarırken kafamı başka yöne çevirdim ve ''Seni kesmiyorum. Sadece uyurken çok masum görünüyorsun.'' dedim. Hiçbir şey demeden gözlerini kapattı.
''Şey.. sen okula gitmeyecek misin?'' Gözlerini açmadan cevap verdi. ''İkimizede rapor aldım ve artık susarsan uyumak istiyorum.'' Cevap vermeden gözlerimi devirdim. Aradan yarım saat geçmişti. Doktor içeri girdi. Kendimi düzeltmeye çalışırken doktor hafifçe tebessüm edip ''Rahatsız olmayın. Beyefendi zaten çok yoruldu. Bütün gece uyumadan sizi bekledi.'' Duyduklarım ağzımın açılmasına neden olurken ''Be-beni mi bekledi?'' dedim şaşkınlıkla.
''Evet. Durumunuzun iyi olduğunu söylesemde beni dinlemedi.'' Neden böyle bir şey yapmıştı ki? Dünden beri benimle çok ilgileniyordu. Sanırım ona çok büyük bir teşekkür borçluydum. Düşüncelerimi doktorun sesi böldü. ''Neyse hanımefendi nasıl olduğunuza bakmaya gelmiştim ama gayet iyi görünüyorsunuz tekrar geçmiş olsun.'' Doktora gülümseyerek teşekkür ettim ve odadan çıktı. Bu sırada telefon melodim odanın sesini doldurmuştu. Telefona uzanmak için uğraştığımda Mete'nin sesiyle irkildim. ''Şu siktiğimin telefonu hiç susmaz mı?'' Ona aldırmadan telefonu elime aldım. Arayan Miray'dı. Hiç düşünmeden kapattım ve Mete'ye dönerek ''Hiç susmaz mı derken? Ben uyurkende çaldı mı?''
''Evet. Şu Miray denen kız 6-7 kere aradı.'' Söylediklerine şaşırmıştım doğrusu. Son konuşmamızdan sonra beni bir daha arayacağını düşünmüyordum. Telefon bir daha çalınca Mete ''Aç telefonunu. Yoksa arayanı sikeceğim.'' Duyduğum küfürle gözlerimi kocaman açtım ve telefonu açarak
''Ne var Miray? Bir türlü rahat bırakmadın.''
''İzel nasılsın? Hastanede olduğunu duydum. Çok üzüldüm. Durumun iyi mi?'' Sahte ve eğlenmekten yoksun bir kahkaha atarak ''Güldürme beni. Sahiden üzüldün mü? Timuçin teselli etmedi mi seni?'' dedim.
''İzel gerçekten çok merak ediyorum seni. İyisin değil mi bir şeyin yok?''
''Sana bir daha beni arama demiştim.''
''Şimdi sırası değil. Bak annenlerle konuşayım buraya getirtsinler seni.''
''Siktir git Miray. Siktir git hayatımdan.'' diyerek telefonu kapattım. Küfür ettiğimin farkına yeni vardığımda yaptığım şeyden hiç pişman olmadım. Sonuna kadar haketmişti. Mete'nin gülerek bana baktığını görünce "Ne? Neden gülüyorsun?" dedim.
"Çocuk gibisiniz."
"Hadi yaa. Çok biliyorsun sen" Söyledikleri sinirlerimi bozmaya yetmişti. Birkaç dakikadan sonra sessizliği bozarak "Nasıl hissediyorsun? İyiysen doktor son kez muayene etsin çıkalım." dedi.
"İyiyim" dedim mesafeli bir ses tonuyla. O kadar sinirlendir sonra da nasılsın de. Çok iyiyim ya. Süperim. Odadan çıktığında arkasından göz devirmeyi unutmadım. Biraz sonra doktorla beraber içeri girdi. Doktor beni muayene ettikten sonra bir ton nasihat verip odadan çıktı.
"Ben çıkış işlemlerini hallediyorum. Sen de hazırlan gel."
"Tamam" Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Ellerimle saçımı düzelttikten sonra çantamı alarak odadan çıktım. Mete çıkış kapısında beni bekliyordu. Hızlı adımlarla yanına gittim. Arabanın yanına geçtiğimizde ön koltuğa oturdum. Saat 9:25'i gösteriyordu. Okuldan çıkma saatime daha çok vardı. Bu saatte eve gidersem şüphelenebilirdi.