" Mutsuzluğumuzla mutlu olan insanlar tanıyorum, ah onlar ne aciz, ne basitler. "
Multimedia: İzel
Masada kaşık, çatal sesleri dışında hiç ses yoktu. Bu rahatsız edici sessizlik beni biraz daha huzursuz ediyordu. Keşke masada Mete de olsaydı.
" Yemekler güzel olmuş canım. Eline sağlık. " dedi Buse samimi bir gülüşle. Buse hayatımda sevip, güvendiğim nadir kişilerdendi. Bende aynı samimiyetle " Afiyet olsun. " dedim. Furkan ve Ateş'in bugün söylediklerinden sonra moralim oldukça bozulmuştu. İstemesem de bunu dışarı yansıtıyordum.
Herkes yemeğini bitirdikten sonra Buse ve ben masayı toplamaya koyulduk. Bu sırada telefon melodim salonda duyuldu. Hızlı adımlarla telefonun yanına gidip arayan kişiye baktım.
Egemen Arıyor...
" Efendim Egemen? "
" Ne yapıyorsun? Yalnızdın merak ettim. " Âh! Hayatımda sevip güvendiğim nadir insanlardan biri de hiç şüphesiz Egemen'di.
" Buseler geldi. Yalnız değilim. " dedim. Sonra aklıma gelen fikirle gülümseyip tekrar konuştum. " Sende gelsene. " Biraz düşündükten sonra " Tamam fıstık 20 dakikaya oradayım. " dedi.
" Tamam. " telefonu kapattıktan sonra mutfağa Buse'nin yanına gittim. Bulaşıkları makineye dizerken bir yandan da gözünün önüne düşen saçı kulağının arkasına koydu.
" Mete miydi arayan? "
" Hayır Egemen'di. Birazdan buraya geliyor." kafasını tamam anlamında salladıktan sonra işine tekrar döndü. Bende telefonuma gelen bildirimleri kontrol ediyordum. Bir süre böyle oyalandıktan sonra kapı çaldı. " Ben bakarım. " dedim Buse'ye dönerek. Kapıyı açtığımda soğuktan kızarmış burnuyla Egemen'i gördüm. Gülümsedikten sonra "Hoşgeldin. " dedim.
" Hoşbulduk. " diyip yanağımdan bir makas aldı. Kulağıma fısıldayıp konuşmaya başladı.
" Telefonda sesin kötü geldi. Sebebi Ateş mi? "
" Evet. İçeri geçelim. Anlatırım sonra. " Bana sinirli bir bakış atıp içeri geçti. Bende peşinden girdim. Egemen'e meraklı gözlerle bakan Furkan ve Ateş'i Egemen'le tanıştırdım. Buse'yle zaten önceden tanıştırmıştım. Salon da rahatsız edici bir sessizlik hakimdi. Bu sessizliği bozan ben oldum.
" Ne içersiniz? " Dedim tek tek herkesle göz teması kurarken.
" Hepimize kahve yap canım. Biz gelirken kurabiye getirmiştik. Onlarla güzel olur. " dedi Buse. Tamam anlamında kafamı salladıktan sonra mutfağa gittim.
***
" Bir daha kimse bu kızı üzmeyecek. Anladınız mı? " Dedi Egemen. Elimde ki tepsiyle şaşkınca Egemen'e bakıyordum. Furkan bana döndü ve konuşmaya başladı.
" Şimdi de bu çocuğu mu ayarttın? " Ağzım o şeklini alacak derecede açıldı ve tepsi şaşkınlıkla elimden düştü. Aynı saniyeler içinde Egemen ayağa kalkıp Furkan'ı dövmeye ve Mete kapıdan girip bağırmaya başlamıştı. Hiçbir tepki vermeden olayları izliyordum. Mete'nin sesiyle herkes sustu.
" Yeter lan ne oluyor burada ? " Mete yanıma gelip sinirle bana baktığında ağladığımı farkettim.
" Sen niye ağlıyorsun? " Cevap vermedim, veremedim. Boğazıma oturan yumru konuşmama izin vermiyordu. " Niye ağlıyorsun dedim? " Diye bağırdı Mete. Egemen Mete'nin yanına gelip kolundan tuttu.