Multimedia: Derya
'' Bazen gözlerini kalabalığa kapaman,kendi içine bakman gerekir. ''
Şaşkınca olayın şokunu atlatmaya çalışırken, Mete geldi. Bir anda korktuğum için telefon elimden kayıp düşmüştü.
" Ne oldu? " Dedi Mete tek kaşını kaldırarak. Sinirle ona baktığımı görünce yerde ki telefonu alıp ekrana baktı. Telefonu kulağına götürüp neşeyle konuştu.
" Derya? "
"..."
" İzel açmış telefonu ya ben değildim. Neyse birazdan ararım seni. "
"..."
" Tamamdır. "
Bana dönüp gülerek konuştu.
" Kız sesi duyduğun için mi bu kadar şaşırdın? " Hah! Bir de dalga geçiyor.
" Ya sen ne şerefsiz, ne utanmaz, ne iğr-"
" İzel! " Dedi uyarıcı bir tonda. Bende aynı şekilde karşılık verdim.
" Ne İzel, ne? Yanımda kızlarla telefonda fingirdeşiyorsun! " Elini şakaklarına koyup bastırdı. Sinirlendiği belliydi. Çünkü o, ne zaman sinirlense boynunda ki damarlar belirginleşir, şakaklarını ovardı.
" Derya benim teyzem. " Ağzımdan bir 'ne?' sesi çıkarmadan edememiştim.
" Ama telefonu açınca canım dedi ve sesi de gayet gençti. Yani ben ondan ... Tamam özür dilerim ama nerden bilebilirim? " Offladıktan sonra sinirle arabayı çalıştı. Ardından aklıma gelen saçma soruyu sordum.
" Teyzene adıyla mı sesleniyorsun? "
" Benden 8 yaş büyük ama küçüklükten gelen alışkanlık, teyze diyemiyorum. " kafamı onaylarcasına salladıktan sonra dışarıyı izlemeye başladım. Mete'yle kavga etmekten, bana bağırmasından nefret ediyordum.
" Ağlama İzel! " Dedi tıslarcasına. O konuşana kadar ağladığımı bile farketmemiştim. Elimin tersiyle, hızla gözlerimi sildim.
" Seninle ne zaman tartışsak, kalbim paramparça oluyor. " Bir süre cevap bekledim ama bir şey demeyince ümidimi kesip kafamı cama yaslamıştım. Tam bu sırada konuşmaya başladı.
" Psikolojik yardım alman lazım. Çok kırılmışsın, çok hassaslaşmışsın. "
" Gerek yok. " dedim ters bir sesle.
" Gerçekten mi? Sende mi psikoloğa gitmekten utananlardansın? " Hayır tabi ki değildim. Ama benim kırılan kalbimi onaracak kişi psikolog değildi. Mete'ydi. Ve onun bunu farkedememesi canımı yakıyordu. Ben cevap vermeyince tekrar konuştu.
" Bu olayı konuşacağız. Sakın kestirip atma. "
Araba durduğunda eve geldiğimizi farkettim. Mete'nin inmediğini görünce kafamı ona çevirip sorarcasına kaşımı kaldırdım.
" Bir işim var. 2-3 saate evde olurum. "
" Şu işlerini bir gün bende öğrenebilecek miyim acaba? " dedim iğneleyici bir tonda. Ardından cevap vermesini beklemeden kapıyı çarpıp indim. Her anlamda yorgundum artık. Bedenen, ruhen. Eve sert adımlarla girdikten sonra odama çıktım. Dolaptan eşofmanlarımı çıkarıp giydim. Uyuşuk adımlarla odamdan çıkarken çalan kapı yüzünden adımlarımı hızlandırdım. Kapıyı açtığımda karşım da Mete'yi görmemle sevinmiştim, ta ki arkasında ki kadını görene kadar. Biraz yana çekilip Mete'nin geçmesi için yol açtım. Karşımda ki kadın siyah dizlerinin biraz altında ki kalem eteği, fakir kol pudra gömleği ve kahverengi saçlarıyla oldukça güzel görünüyordu. Burnu küçük ve sivriydi, elmacık kemikleri fazla belirgindi ve bu onu daha çekici kılıyordu. Henüz 30'lu yaşlarındaydı sanırım. Mete'nin telefonda konuştuğu Derya -yani teyzesi- bu kadın olmalıydı. Mete'nin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.