14.Bölüm✳️ Davet

112 4 3
                                    

Ve kadın ağlar; hem de çok!
Sanmayın ki gidene ağlar kadın!
Gidenin, giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yara. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla daha çok kadını kadın yapar.Her damla bir derstir.

Multimedia: Mete

" Sabahın bu saatinde ders mi olur ya? " diye yakınıyordum Mete'ye.

" Oluyormuş demek ki. "

" Neyse bugün Egemen'le tanıştıracağım sizi. Biraz geç oldu ama olsun. "

" Kendimi tutamayıp dalarsam karışmam ama. " Gözlerimi devirdikten sonra sıkıntıyla nefesimi dışarıya verdim. Sürekli Egemen'le çok samimi olduğumuzu, böyle giderse onu döveceğini falan söylüyordu.

" Asla öyle bir şey yapmayacaksın Mete. O bana abilik yapıp, yanımda oluyor diyorum sana! " diye bağırdım sonunda kendimi tutamayarak. Fakat sonradan Mete'nin böyle bir tepki vereceğini bilseydim tabi ki bağırmazdım. Arabayı hızla kenara çekti ve direksiyonu kırarcasına sıkmaya başladı. Evet Mete aynen böyle bir tepki vermişti.

" Ne yapıyorsun ya? Öldürecektin ikimizi de." diye çıkıştım. Direksiyonu sıkmasından dolayı parmak boğumları beyazlamıştı. Boynunda belirmeye başlayan damarlar da oldukça sinirli olduğunun göstergesiydi.

" Demek sana abilik yapıyor. " diye bir şeyler mırıldandı.

" Demek yanında oluyor. " dedi tekrar aynı tonda. Kendi kendine konuşuyor gibiydi daha çok. Ağır çekimle kafasını bana çevirdi. Ardından oldukça sakin bir tonda konuşmaya başladı.

" Ben sana yetmiyor muyum? Neden başkalarına ihtiyaç duyuyorsun? Lanet olsun neden? "

" Öyle demek istemedim. Bak gereksiz yere tartışıyoruz şuan da lütfen yapma böyle. " Gibisiden bir şeyler mırıldandım. Mete'yle aramızda neden olduğunu anlayamadığım bir soğukluk vardı. Birbirimizi çok sevdiğimizden emindim ama hâlâ çözemediğim şeyler vardı ortada.

" Timuçin'i unuttun mu? " diye aniden sordu. Sorusu karşısında gözlerimi büyüttüm. Ne demek 'Timuçin'i unuttun mu?' sevgimden şüphe mi duyuyordu?

" Ben seni seviyorum Mete. "

" Beni seviyor musun diye sormadım. Timuçin'i unuttun mu dedim. " Farkında olmadan sesimi yükselttim.

" Onu unutamasaydım seni nasıl sevebilirdim aptal? " Bu sözlerimden sonra hiç konuşmadan arabadan indim. O da kalmam için bir şey söylememişti. Okula yürüyebileceğim mesafede yakındım. Hızlı adımlarla yürümeye başladım. Bu sırada gözümden akan yaşları silmeye çalışıyordum. Ama sildikçe gözlerim bana ihanet edip daha çok akıtıyordu gözyaşlarımı. Bu hayatta kimim, neyim vardı? Düştüğümde kaldırıp yanımda olacak kim vardı? Yapayalnızdım. Yalnızlıktan şikayet etmiyordum ama omzumda ki yükleri taşıyacak gücüm yoktu artık. Bu sırada telefonum çaldı. Mete'nin aradığını düşündüğüm için bakmayacaktım. Daha sonra merakıma yenik düşüp ekrana baktım. Arayan isim yüzümü birazda olsun gülümsetti. Az önce yalnızım diyordum değil mi? Âh hayır. Her dakika kavga etsekte beni çok seven bir kuzenim vardı.

Hödük arıyor...

Telefonu sevinçle açtım. Karşıdan gelen seste benim kadar sevinçle konuşmaya başladı.

KARANLIKTA Kİ IŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin