Herkese Merhabalar, bu bölümde açıklama kısmını şimdi yazmak istedim...
Bugün benim doğum günümm🥳🥳 o yüzden yeni bölüm atmak istedim.
Umarım hepiniz iyisinizdir, kendinize çok çok iyi bakın ve bölümün keyfini çıkarın...💜
Yorgun adımlar, yorgun yüzler,
yorgun düşünceler, yorgun hayaller... Zaten uzun zamandır yorgunluktan bitap düşmüş ruhumuzu bir gün paramparça etmekten vazgeçtiğinde bizde o sırada tamamlanmış olarak hayata devam etmekle meşgul olacağız...Kafenin dış tarafa dönük kapısı ile lavabo arasındaki bir masa da arkası bize dönük olarak oturan adam yüzüme bakıp sırıtıyordu. Sanki daha bir kaç gün önce beni hunharca ezen adam değilmiş gibi. Sanki az kalsın bacağımı ameliyatlık etmeyecekmiş gibi. Bu ne tür pişkinlikti. Başımı diğer tarafa gelip konuşmasın diye döndürdüm.
Düzgün bir kız olduğum için sadece hafiften bir yan bakış attım, adını bir türlü hatırlayamadığım insan evladına. O da sanırım utandı ve yanıma gelip konuşma saçmalığında bulunmadı. Zaten yanıma gelse ona bu defa dünyanın kaç bucak olduğunu gösterirdim. Hızlıca lavaboya gidip işimi hallettikten sonra masamıza döndüm.
"Ee şimdi ki planımız ne, ne yapacağız?"
"Bilmem,bence biraz daha oturalım burada ortamı çok iyiymiş." Dedi Ayça ve masada duran limonatasını eline aldı, kocaman bir yudum içti ve camdan dışarıya baktı.
"Bence hiç oturmayalım." Dedim, beni ezen adamın olduğu masaya bakmamaya gayret gösterdim ve arka masadaki kızlara baktım.
"Neden bir sorun mu var?" Dedi Ceren, gözlerime baktı ama benim arka tarafa baktığımı görünce o da dönüp oraya baktı.
"Lavaboya giderken beni geçen gün yolda ezen adamı gördüm."
"Nerede şu önüne bakmadan yürüyen şahıs? Göster, bir de biz hesaplaşalım." Dedi Ayça, hemen limonatasını masanın üzerine bıraktı ve etrafa bakmaya başladı. Sanki adamı gördüğünde tanıyacaktı. Daha fazla insanlara öldürücü bakışlarını atmasın diye adamın oturduğu yeri tarif ettim.
"Bak şu kapı ile lavabo arasındaki masa da arkası bize dönük olan adam." İkisi birden tarif ettiğim yere baktı."Çaktırmadan bakın, ona baktığımızı anlamasın." Dememe fırsat olmamıştı. Bende dönüp o tarafa baktım ama adam ortalarda yoktu.
"E az önce buradaydı ne ara gitti?" Dedim şaşkınlıkla, cidden az önce buradaydı, ne çabuk kalkıp gitmişti.
"Tabii gider, bizi yanında gördü ya korkmuştur."
"He Ayça, adam Funda’nın tek başına bir orduya yeteceğini bilmiyor sanki bir de bizden korkmuştur."
Ceren'in bu cümlesine istemsizce güldüm. Cidden ben bir orduya yeter miydim? Tabii ki yetersin Funda, bu da soru mu? Dedi iç sesim. Evet iç ses beni övebilirsin. Ayça, sağ elinin iç tarafını başına vurdu ve dönüp bize bakarak:
"Pardon,ben bir anda Funda’nın nasıl bir canavar olduğunu unutmuşum." Bu lafına ne tepki vereceğimi görmek için ikisi birden suratıma baktı, Ayça, daha çok korkuyla bakıyordu.
"Tam olarak övdün mü gömdün mü ikilemi arasında kaldım ama neyse dua et canavarları severim, ne de olsa yirmi yıldır iki canavarla beraber hayatımı geçiriyorum." Dedim ve iki parmağımla kızları işaret ettim.
"Ne gömmesi olacak iş değil. Ben iyi anlamda dedim onu. Unutmuştum senin nasıl da güçlü biri olduğunu. Ayrıca duygularımız karşılıklı, senin de bizden kalır bir yanın yok."
"İyi bir daha olmasın. Yoksa karışmam. Hadi kalkalım artık daha alışveriş yapacağız." Dedim.
"Aynen hadi siz çıkın ben hesabı ödeyip geliyorum."Dedi Ceren. Bu sözü karşısında ona minnettar bir bakış attım, canıma minnet öde gitsin. Dedim içimden.
"Sen tek ödeme beraber ödeyelim." Dedi Ayça ve çantasından cüzdanını çıkarmak için hareketlendi. Salak mısın? Bırak kız ödesin işte. Bakışımı Ayça'ya gönderdim ama o beni takmak yerine hala cüzdanını arıyordu.
"Yok ben öderim." Diye ısrar eden Ceren’e kıllandım doğrusu. Niye hesabı tek ödemek istiyordu ki? Neden olacak kesin kasada duran çocuğa gözünü dikmiştir. Diyen iç sesimi ayıpladım hemen. Sus o benim arkadaşım. Ne dedim ki ben şimdi? Diyen iç sesime cevap vermedim ve Ceren’e laf etmeye hazırladım kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜFTEN BİR TIK FAZLASI
Pertualangan"Tanışmamız tesadüf eseri miydi?" "Hayır, bizim tanışmamız Tesadüfen Bir Tık Fazlasıydı." "Tesadüften Bir Tık Fazlası neymiş?" " Biraz kader çokça aşk." Yıllardır her şeyi kafasında halletmiş bir kız ile her şeyi yerle bir edip yeniden inşa etmek iç...