Seher sevinçle oğlunun esmer başını öptü. "Annem. Güzel gözlerini sevdiğim." dedi hasretle. On üç gündür ayrılardı. Kadir in bulaşıcı hastalığı yüzünden Ali yi koruya bırakmışlardı. Gerçi Seher için de tehlikeliydi ama kızı adamdan ayırmak mümkün olmamıştı.
Minik sevimli eviyle vedalaşma günüydü bugün. Koruya dönüyordu. Elindeki bardağı paketlerken içeri giren kıza gülümsedi. Tülay ışık saçıyordu adeta. Taşıdığı ağır koliyi mutfağa bırakıp, tezgaha yaslandı. Bir taraftan da Ali'nin ayağını öpüyordu. "Ay çok kirliyim Alim. Yoksa her yerini öperdim." dedi.
Seher, "Gözlüğün nerede?" diye sordu merakla.
"Çıkardım attım hemşire. Zaten aksesuardı."
Yanlarına gelen Kadir kıza alayla baktı. "Aaa hayret. Mert efendi nasıl müsaade etti? Ölüyordu o gözlüklere. En son dağıtmada bin dizelik şiir yazmıştı." dedi. Tülay magmadaydı. Adi Mert. Bir gelsin dağıtmayı gösterirdi ona. Rezil etmişti herkese demek.
Kadir Seher'den Ali'yi alıp, kızları baş başa bırakmak istedi. Giderken, "Yani bunca yıllık sapkınım, ben böyle fetiş görmedim aşkım. Özel bir vaka" demişti. Piçlik ruhunda vardı adamın.
Seher uzaklaşan adamın poposuna bir şaplak atmayı başardı. Sonra Tülay a bakıp, "Sahi alışkanlığını bırakmak seni nasıl etkiledi?" diye sordu. "Yeni bir kimlik edinme hâli mi bu?"
"Yok be. Ne kimliği? Mert gözlüklerin fazla seksi olduğunu düşünüyormuş. Aklına gelir miydi? Benim çirkin ucuz kocaman sahte gözlüklerimin. O kadar takıldı ki bu konuya dayanamadım kıyamadım attım ben de." Yüzünü buruştursa da gülüyordu. "Deli adam." dedi ne düşündüyse.
Seher elindeki tepsiyi gösterdi. "Bunu bırakayım mı? Kullanır mısın?" diye sordu. "Koruda zaten eşya fazlalığı var. Şöyle bir girişip üç ev çıkaracağım oradan."
Tülay en iyi arkadaşına baktı. "Bana kızıyor musun? Yani belki farklı bir şey hayal etmiştin. Bizim de koruda anneyle babayla kalacağımızı."
Seher düşündü. "Hayır tabiki kızmıyorum Tülay saçmalama. Eve dönmek benim seçimimdi, benim isteğim. Sana buraya yerleşmeni de ben teklif ettim. Neden kızayım?" Sonra kederli bir ifadeyle önüne baktı. "Alev anneyi yalnız bırakamam. Artık o eski güçlü cadı değil. Çabuk yoruluyor, Ali'yi özlüyor." dedi.
Tülay, "Sen de o uslanmaz Karadeniz gelinini susturamadın yani." dedi. "Seher niye yapıyorsun bunu? Al oğlunu kocanı git kendi evine. Böyle hep birlikte yaşamak seni mutlu edecek mi? Sadece Alev anne olsa tamam ama büyük koruda herkes kaynana biliyorsun. Yengen de dibinde olacak." İçten içe suçluluk duyuyordu.
Seher güldü. "Kıskanma elticüğazım." dedi. "Kaynanamın en sevdiği gelini benim diye çatlıyorsun."
"Ay ne demezsin. Uykularım kaçıyor."
Sonra Seher kıza sarıldı. "Ben mutluyum." dedi. "Kadir Ali ve herkesle mutluyum Tülay. İçinde en ufak bir azap olmadan ne istiyorsan onu yaşa. Ben korudakilere senin gibi değilim. Seviyorum onları. Yengemle ben galiba büyük abileri almanın kaderini yaşıyoruz. Oraya taşınmasak da bu böyle. Biz büyük koruda olsak, siz küçük koruda olsanız da her zaman birlikte olacağız. İnan bana bu çok güzel olacak."
Tülay sıkıntıyla baktı; "Nasıl biz küçük koruda? Mert hiç bir şey demedi. Benim buraya taşınacağımı duyunca "iyi o arada ev işini de hallederiz" dedi o kadar."
Seher kıza alayla baktı. "Hah hah hah surata bak. Ne oldi Tülay hanum? Bana acıyordun kalabalığa gidiyorum diye. Sen Mert i Demir Bey'in yanından ayırabilir misin? İşleri yolları ayrı olsa da onlar başka şekilde yaşamaz kızım. En iyi senin bilmen lazım. Kaynımı azıcık tanıdıysam çoktan cam evin karşısına hafriyat kamyonunu göndermiştir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Rağmen (Tamamlandı) Korunun Çocukları 2
RomanceSelim karşısındaki sinir bozucu yaratığı yapabildiği kadar görmezden gelmeye çalıştı. Çiçekli elbiseleri, başlarına geçirdikleri geniş şapkalarıyla her biri birbirinden güzel bu genç kadınların arasında Melike daha da gözüne batar olmuştu. Aptal ina...