Seher yataktan kalkarken sessiz olmaya çalışıyordu. Çünkü Kadir eskisi gibi değildi. Önceden, oflayıp puflayıp uyumaya devam ederdi. Ama şimdi kıza o incinmiş gözlerle bakıyor, sonra bakışları öfkeye dönüşüyor sonra arkasını dönüyordu. Ama uyumuyordu. Uyumadığını, artık çok fazla uyuyamadığını ikisi de biliyordu.
Kız yavaşça süzülüp üzerine bir sabahlık aldı. Bugün Samet le dışarı çıkacaklardı. Hiç değilse biraz kafa dağıtmak istemişti. Yengesi Selim abiyle olacağı için, kendisine Samet kalmıştı. Adam her zamanki gibi kıramamıştı Seher'i. Ali'yi de babaannesi ne bırakacaktı. Aylardır ilk kez dinlenme fırsatı buluyordu.
Oğlanın odasına gidip, yaşına göre iri yarı cüssesini izledi. Uyurken çok sakin ve güzeldi. Uyandığında diş çıkartan her bebek gibi biraz huysuz oluyordu. Son zamanlarda herkesin sinirini yıpratacak kadar. Ama büyümesini görmek her şeye değerdi.
Uzun kirpikli badem şeklindeki gözleri, ileri uzanmış parlak pembe dudakları, "al beni kucağına mıncır" diyordu. Sağlıklıydı. Seher için fark etmezdi. Ali'yi her şeye rağmen severdi o. Çocuk bir bakışı, gülüşü, onu görünce çıkardığı agucuk sesleriyle kızı çoktan kendine aşık etmişti. Ama yine de özellikle doktorunun hepsini temin ettiği gibi şimdilik zihinsel olarak çok sağlıklı ilerlediğini duymak, Seheri her şeyden çok mutlu etmişti.
Gidip bakıcı dinlensin diye alınan ama kaltak karının dinlenmek yerine kocasıyla fingirdemek için kullandığı koltuğa uzandı.
Kocasıyla. Seher bu sözü gerçekten anlamını kavrayarak ne zaman aklından geçirse, iliklerine kadar ürperiyordu. Kendisini herkese böyle bağlayan basit imza, bir iki yalandan söz, üstelik gerçekten bağlaması gereken kişiye bu kadar uzakken, kızı yaralıyordu. Kadirle evli olduğu için bu evdeydi. Bu aile onu bu yüzden benimsemişti. En önemlisi artık çocuğu olmuş bu küçük varlık, Kadir le evli olduğu için kendisinindi. Şimdilik...
Bodrum'a döndükten bir kaç gün sonra adam iş konuşmalarının ortasında pat diye "boşanma" mevzusunu açmıştı. O uzak, kayıtsız, ama derinlerde yine kırgın bakışıyla kıza bakıp, "Melike ve Selim bir yola girmiş görünüyorlar. Atmamız gereken adım, yengeni uzaklaştırır. Buna izin veremeyiz. En azından Selim kendi mutlu sonunu yazana kadar resmi bir başvuru yanlış olur." demişti. Sonra bir kaç evrak çıkarıp, "Ama bir protokol hazırlattım. En azından hazırlıklı oluruz. Al oku istersen. Avukatın yengene çok bağlı. Dosyada bir kaç uzman var. Onları arayıp bilgi alabilirsin." diyerek kağıtları kıza vermiş, sonra hiç bir şey olmamış gibi iş konuşmaya devam etmişti.
İtiraf etmesi gerekirse çok insaflı davranmıştı. Ali ile görüşmek istediği sürece şartları ayarlayacağını temin eden bir kaç madde eklemiş, hatta kendisine bir şey olması durumunda, bunun aile fertleri tarafından engellenmesini imkansız kılmıştı. Seher dosyayı okurken, bu maddeler kanını dondurmuştu. Ali'yi nasıl bırakacaktı? Kadir'in ölmesi gibi bir olasılığın yazdığı kağıtları parçalamak isterken, nasıl basit bir imzayla bu bağı koparıp atacaktı? Uzanıp küçük minik elini kokladı. Gözünden yuvarlanan yaşı fark etmedi bile.
Kapının açıldığını, ona bakan adamı da fark etmedi.
Kadir kızın bebek odasında olduğuna emindi. Yine de gidip görmek istemişti. Oğlanı göğsüne yaslayıp mırıl mırıl ninni söyleşini izlemeyi seviyordu. Niye orada olduğunu sorarsa bir bahane bulurdu. "Benim etimden, kanımdan bir parçayı sevgiyle sarışını izlemek, ruhumun bilmediğim yaralarına iyi geliyor." diyemezdi ama... Kız kendisini istemediğini böyle net ortaya koymuşken yapamazdı.
Ama bebeği böyle sevmesi hoşuna gidiyordu. Oğlunun ona benzeyen yüzüne dünyanın en güzel mucizesine bakar gibi bakması, onun kokusunu içine çekmesi, bazen kolları kopana kadar çocuğu taşıması hoşuna gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Rağmen (Tamamlandı) Korunun Çocukları 2
RomanceSelim karşısındaki sinir bozucu yaratığı yapabildiği kadar görmezden gelmeye çalıştı. Çiçekli elbiseleri, başlarına geçirdikleri geniş şapkalarıyla her biri birbirinden güzel bu genç kadınların arasında Melike daha da gözüne batar olmuştu. Aptal ina...