Melike korunun ahalisi ve kendi ailesinin oturduğu masaların arasından sessizce geçerken bir taraftan da dinliyordu.
Alev Hanım'ın mendilini burnuna götürerek, "Ay böyle mi olacaktı? Selim'imi böyle kuru yemekle mi evlendirecektim? Gelinlik giymedi bari beyaz bir elbise falan giyseydi Süreyya. Bir geline lafını geçiremedin." dediğini duydu. Süreyya Hanım'ın cevabına sevindi. "Alev kocaman yetişkin kadın. Ne yapsaydım çıngar çıkarıp hevesini kursağında mı bıraksaydım? Böyle istedi böyle oldu. Benim de hevesim var. Ne yapalım kader böyleymiş. Bahtları güzel olsun inşallah."
Kayınvalidesi gerçekçi bir kadındı. Melikenin düğün dernek gelinlik istemediğini, bir nikah bir yemek yeterli gelir dediğini duyunca, üzülse de ısrar etmemişti. Samet hemen araya girip, "Siz gelin kaynana benim düğünde beyaz giyer, kız tarafını çatlatır hevesinizi alırsınız." demiş, hem hepsini güldürüp hem de artık aile olduklarının altını çizmişti.
Ama Alev Hanım'ın susmaya niyeti yoktu tabi. "Süreyya bu kadın kendi istemedi mi? Sanki zorla evleniyor. Bir gülsün, oynasın hiç değilse. Kına bile yakılmadı. Ay bu kadarına da pes artık." diyordu.
Melike uzaklaşacakken, korunun bir başka teyzesi Füsun Hanım'ın konuştuğunu duydu. "Alev kapa çeneni artık. Kadir Seheri hayal edemeyeceğimiz kadar romantik bir şekilde kaçırdı. Kına düğün Allah ne verdiyse yaptınız. Gelinin peri kızı gibiydi. Sonu ne oldu? Ne olur sus artık. Herkesi eleştirip kınamaktan vaz geç." diyerek Alev Hanım'ın susmasını sağlamıştı kadın. Melike bu insanlara bir fırsat verdiği için mutluydu. Alev Hanım'ın giderek daha da sevimsiz bir hale dönüşmesine bile katlanabilirdi.
Kendi ailesi sıkıntılı ve bitse de gitsek tavrındalardı. Ama mutlu olmuşlardı. Hem kızlarının tanıdıkları sevdikleri biriyle yeniden bir hayat kurması hem de Selim'in samimiyeti onları sevindirmeye yetmişti.
Bu sırada yanına gelen kadına merakla baktı. Selim'in kuzeni ve Adil Bey'in kızı Esma. Telaşlıydı. "Melike biraz konuşalım mı?"
"Tabi."
"Şey nasıl denir bilmiyorum ama Selim'in nikah şahidi Kadir olacak. Yani senden bu istenir mi bilemedim şimdi. Ama biz düşündük. Yani eğer ayıp olmazsa kendi kardeşlerinden biri senin nikah şahidin olsa; yani ne diyeyim...."
Melike gülümsedi. "Zaten Seher olmak istemedi. Boşanmış bir kadından nikah şahidi olmazmış. Saçmalığa bak."
Esma üzüntülü görünüyordu. "Kadir Seher'e iyi gelmedi biliyorum. Ama Selim sana çok iyi gelecek Melike. Öyle çok hasretini çekti ki seni yere göğe koyamayacak. Kuzenim o benim. Huyu da yüzü gibi güzeldir. Gerçekten. Kıymet bilir, destek olur, halden anlar. Sen de yabancısı değilsin biliyorsun ama söylemek istedim."
Melike kadının elini tuttu. Bilerek isteyerek uzak durduğu bu insanlar, Selim'i çok seviyordu. Melike'ye de eski kinleri kalmamıştı artık. "Biliyorum." dedi. Güven vermek ister gibi, "Ben Selim'le niye evleniyorum biliyor musun Esma?" diye sordu.
Esma şaşırdı. Ne cevap vereceğini bilemiyordu. Melike'yi çok iyi tanımıyordu aslında. Kuzenine acıdığı için, kıyamadığı için, vicdan yaptığı için de evleniyor olabilirdi. Kafasını iki yana salladı.
"Selim'le evleniyorum çünkü onu mutlu etmek istiyorum. Ama bunun onun yaşadıklarıyla ilgisi yok. Ortak bir geçmişimiz olmasaydı da isterdim. Selim çok değerli bir insan. Bir de tabi uzun süre kayıtsız kalınacak bir erkek değil." Kızaran yüzünü yere eğdi.
Esma gülmüştü. "Fark etmene sevindim." dedi şakacı bir tavırla.
"Canım sandığınızın aksine nefes alıp veren bir kadınım. Fark etmemek imkansız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Rağmen (Tamamlandı) Korunun Çocukları 2
RomanceSelim karşısındaki sinir bozucu yaratığı yapabildiği kadar görmezden gelmeye çalıştı. Çiçekli elbiseleri, başlarına geçirdikleri geniş şapkalarıyla her biri birbirinden güzel bu genç kadınların arasında Melike daha da gözüne batar olmuştu. Aptal ina...