kaderden kaçılmaz

1.8K 149 34
                                    

Seher eski kocasının kendi evinde üstsüz dolaşması hakkında ne düşüneceğini bilmiyordu. Koruda herkes yarı çıplak gezmeye alışıktı. Sıcak iklimlerin erkeklerinin kıyafet denince ilk seçimi hep şort ve hiçbir şey oluyordu.

Ama Kadir evli oldukları süre boyunca bu konuda kıza nefes alma alanı bırakmışken önceki günden beri görüntüsünü hiç saklamıyordu.

"Niye üzerine bir şey giymiyorsun?"

"Niye kliman yok? Bodrumdayız."

Seher, "Çünkü başımı ağrıtıyor. Beni hasta ediyor. Çok sıcak olursa duş alıyorum, bahçe serin." dedi. Yine açıklama yapıyordu.

"Beni de bu sıcak hasta ediyor." diyen adam çantasından yoga matına benzer bir şey çıkardı. Bahçeye gidiyordu.

"Bir yıla yakın evli kaldık ama ben dünden beri gördüğüm kadarını bu bir yıl içinde görmedim. Sen dikkat ederdin." dedi. Kaşları çatılmıştı yine.

Kadir pis pis sırıttı. "Sen rahatsız oluyordun. Ben de seni tedirgin etmek ya da aklına olmadık fikirler sokmak istemiyordum." dedi.

Seher biraz sertçe, "Hâlâ rahatsız oluyorum." dedi.

Eski kocası gülümsemesini hiç değiştirmeden, "İyi" dedi. Sonra da bahçeye çıkıp, spor yapmaya başladı. Koruda bunu spor salonunda yaparlardı. Hep birlikte, hem muhabbet edip, hem de birbirlerine meydan okuyarak. Kadınların çok dahil edilmediği bir testesteron partisi gibi...

Seher adamın esmer sırtına ve sıkı kalçalarına bakarken kızı bir gülme aldı. Adam artık tedirgin olmasını ve aklına olmadık fikirler gelmesini amaçlıyorsa, doğrusu gayet başarılıydı.

Yaklaşık bir saatin sonunda Kadir saçlarından ter damlar halde eve girdi. Bir taraftan kurulanıyordu ama şortunun bel kısmı bile ıslaktı. Seher'e genelde itici gelirdi bu pozlar. "Bakın nasıl da kaslıyım, güçlüyüm, ben var ya ben" der halleri ona göre erkekleri komik gösteriyordu. Ama Kadir'de bu da öyle durmuyordu tabi. Adam kendisini seyre dalan kıza, "Tuvaleti kullanacak mısın? Ben duşa gireceğim" dedi.

Seher yakalandığı için utansa da belli etmemeye çalıştı. "Yok. Sen gir. Ama çok kalma. Başka tuvalet yok, bahçeye işemek istemiyorum." derken, sebze doğramaya döndü.

Kadir duşu kısa bir süre erteleyip, "Sen önceden kafanı çevirirdin. Merak ediyorum bu yeni cesaretin sebebi karşılıklı itiraflarımız mı, yoksa bakmakla yetinmeyip, almaya mı karar verdin?" diye sordu.

Seher kesme işine ara vermeden, "Seni örnek alıyorum diyelim." dedi. "Bakılacak bir şey varsa, bakıyorum. Bu ille de alacağım anlamına gelmiyor. Göz doygunluğu diyelim." Arkasını dönmemişti ama adamın ses tonundan güldüğünü anladığına emindi.

Kadir kızın biber doğarken sallanan kalçasına bakarak, "O zaman Allah ikimizin de yardımcısı olsun." diyerek banyoya girerken, Seher sadece "amin" dedi.

Bu tatlı flört oyunu hoşuna gidiyordu. Duygulardan ya da korkulardan söz etmeden, bariz şekilde birbirine asılan iki insan olmak şu an kendini emniyette hissetmesine neden oluyordu. Oyuna katılmaya karar vermişti. Yeter ki en azından gücünü toplayana kadar, adam ondan başka bir şey beklemesin.

Çünkü yeniden zayıflığını, çaresizliğini gösterecek gücü yoktu. Kadir'in üzerine gelmemesine de minnet duyuyordu. Adam bir yere gitmiyordu bu açıktı. Ama nerede duracağını da belli etmiyordu.

Ali'yi özlemişti. Onun paytak adımlarını, çıkardığı tatlı sesleri, minik elleriyle yüzüne dokunup, kendisine sanki dünyadaki en değerli şey gibi bakmasını. Ezilerek bu bakışlara yabancı olmadığını itiraf etti. Babası da öyle bakıyordu. En azından bir süredir. Aynı güzel ela, uzun kirpikli gözlerle kıza sanki daha kıymetli hiç bir şey yok gibi bakıyordu.

Sana Rağmen (Tamamlandı) Korunun Çocukları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin