Erdem hayatında hiç bu kadar güzel bir çocuk görmemişti. Kafa dinlemek için yaptırdığı ufak kafeye adımlarken aklından geçen tek düşünce buydu.
Adını bile bilmediği çocuk kafenin en köşesindeki siyah koltuklardan birine kurulmuş onu izleyen adamdan habersiz kitabını okuyordu.
Erdem içinde oluşan garip hisse anlam veremezken mekanın içinde bir telefon çalma sesi yankılandı.
Karşısındaki çocuk kitapta kaldığı yere küçük bir ayraç koyarak kapağını kapattı. Ardından telefonunu çıkarıp ekrana baktı. Bir süre daha telefon çalmaya devam etti ve kendiliğinden sustu.
Erdem telefonu neden açmadığına anlam veremezken çocuk kafasını tavana kaldırıp derin bir nefes aldı ve birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. Yanağından düşen bir damla yaşla kaşları çatıldı büyük olanın.
Telefonu aynı yere bırakıp kitabına devam etti çocuk. Çalışanlardan birinin çocuğun yanına ilerlediğini görünce onu eliyle durdurdu ve yanına adımlayıp arka tarafa çekti. Orda bir çalışan daha vardı. Zaten kafeyi bilerek pek işlek bir yere açmamıştı Erdem. Bir nevi sadece kendi içindi. Burdan kazanılan paralarsa karşısındaki iki çalışana gidiyordu direkt. Harçlık gibi. Ayrıca maaşları da vardı tabii.
Erdem çalışanlara erken çıkabileceklerini söyledi. Çalışanlar onu sorgulamadan üstlerini değiştirip çıktılar çünkü biliyorlardı ki bu adamı sorgulamak onlara hiç düşmüyordu.
Büyük olan, küçük olanın yanına ilerleyip karşısına oturdu. Çocuk kafasını kaldırıp ona bakmadığında biraz sinirlendi büyük adam ama bozuntuya vermedi. Nasıl söze başlayacağını bilemedi Erdem. İlk kez birinin karşısında böyle kalıyordu.
Karşısındaki çocuk kafasını kaldırıp yaşlı gözlerle tanımadığı adama baktı.
Erdem çocuğun masmavi gözlerine baktığında anladı ki bu çocuk onun vazgeçilmezi olacaktı.
Neden gecenin köründe böyle bir kurguya başladım inanın bilmiyorum. Sadece içimden geldi. Saçma bir zaman diliminde saçma bir kafayla başlanmış bir kitap. Bakalım neler çıkacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayra
Action~Kayra gibi bir güzelliğe nasıl kıyabilirlerdi ki? Daha doğrusu bir insan bir diğer insana bunu nasıl yapabilirdi? Onun bedenindeki yaraların yanısıra ruhundaki parçalanışı anlayabilmek beni bile mahvetmişti. Kayra bunca şeye nasıl dayanıyordu?