Kayra'dan
Kıskançlık bu muydu?
Erdem şirkete beni de getirmişti ve sekreteri resmen ona uçuyordu.
Kadının mesleğini kullanarak Erdem'i tavlama çabası bana çok gereksiz gelse de, bir şey diyemiyordum.
Erdem yüz vermiyordu sonuçta kıza. Yine de kendimi ufak sinirlenmelerin içinde bulmadan edemiyordum. Bu belki yanlıştı çünkü Erdem'le ne kadar birbirimizi sevdiğimize dair bir şeyler söylesekte sevgili değildik.
Yani sanırım değildik. Emin değildim.
Ortada bir çıkma teklifi falan yoktu. Ben ederdim aslında ama zaman olmamıştı ki. Tabii bir de Erdem'in yanında adımı bile unutacak seviyeye geliyordum, o da vardı.
Sekreter kadın elindeki içecek tepsisini bana uzattı. Erdem'e bakmaktan tepsiyi düz bile tutamıyordu. Ayağa kalkıp tepsiyi aldım. Kadın, gözlerini bana çevirdi.
"Tepsi düşecekti."
Bana küçümser bir bakış atıp "Siz kimsiniz de benim işime karışıyorsunuz?" dedi.
Ağzımı açıp bir şey diyemeden Erdem "Sevgilim olur kendisi, çıkabilirsiniz Serpil Hanım." dedi.
Serpil bir süre ikimize öylece bakıp odadan çıktı.
Benim durumum ise Erdem'e mal gibi bakmaktan ibaretti.
Erdem bu halime gülümseyip "Ağzını kapat, sinek kaçacak." dedi.
Yanına adımlayıp aramızda bir adım kalacak şekilde durdum. İşaret parmağımı önce kendime sonra ona uzatıp duruyordum.
"Şimdi ben, sen hani ikimiz, biz yani sevgili miyiz?"
"Yani rahatsız olacağını bilsem söylemezdim, özür dilerim."
Koskoca adam benden özür diliyordu.
"Yoo, olmadım rahatsız falan. Ay böyle de kendimi liseli kızlar gibi hissettim. Ne saçma sapan bir şey oldum ben. Erdem beni böyle de seversin değil mi? Solucan olsam beni sever misin de istersen Kayra ne saçmaladın. Üf çok saçmaladım değil mi, niye yüzüme öyle bakıyorsun Erdem komik bir şey mi var?"
Kahkaha attı. Bir insanın yüzüne kahkaha atmak ne kadar yakışabilirse o kadar yakışıyordu Erdem'e.
Masasındaki fotoğrafı işaret etti. Tek başına olduğu bir fotoğraftı.
"Bu fotoğrafta yanıma sen de gelsen olur mu? Ailem olur musun Kayra?"
Hayatımda duyup duyabileceğim en güzel, en özel cümle buydu zannımca.
Ona bir cevap vermek adına dudaklarımı araladım.
"Olurum, yemin ederim olurum Erdem. Sen benim ailem oldun ben de senin ailen olurum."
Size yemin ederim Erdem kirpiklerine kadar titredi. Ayağa kalktı, kollarını bedenime sardı.
Onun sarılışına karşılık verip, kollarımı beline sardım.
"Kayra, seni çok seviyorum. Seni kendimden bile daha fazla seviyorum. Nasıl oldu, nasıl böyle bir adama çevirdin beni inan bilmiyorum fakat bundan hiç şikayetçi değilim. Seni çok seviyorum. Seni çok seviyorum."
Ortamdan kopmuş gibi beni sevdiğini söylemeye devam ediyordu.
Elimle susması adına dudaklarına dokundum. Gözleri dudaklarının üzerindeki parmaklarıma kaydı. Bu hali hem aşırı tatlı hem de çok komikti.
Ufak bir kıkırtı bıraktım odaya. Parmaklarımın altındaki dudakları iki yana kıvrıldı.
"Ben de seni seviyorum."
Gözleri büyüdü fakat bir cevap vermedi, tekrardan sarılışını sıkılaştırdı.
Onu seviyordum ve bizim ilişkimizin artık bir adı vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayra
Action~Kayra gibi bir güzelliğe nasıl kıyabilirlerdi ki? Daha doğrusu bir insan bir diğer insana bunu nasıl yapabilirdi? Onun bedenindeki yaraların yanısıra ruhundaki parçalanışı anlayabilmek beni bile mahvetmişti. Kayra bunca şeye nasıl dayanıyordu?