Günün ikinci bölümü. Atlamayınnn. İyi okumalar🤍🤍
Kayra'dan
Uyandığımda Erdem benim yatağımda yatıyordu.
Bir saniye. Erdem benimle uyumuştu!
Ben mi istemiştim?
Ben istemeden yatmazdı herhalde.
Ben bunu nasıl utanmadan istemiştim?
Yine kendimi rezil etmiştim kesin.
Resmen ona onu sevdiğimi söylemiştim. Bu da yetmezmiş gibi ondan yardım istemiştim.
Pişman mıydım? Değildim.
Erdem beni bu hayatta mutlu edebilen ilk kişiydi.
Duvara baktığımda bile gülümseten bir nedendi.
Bu belki biraz fazla bağlanmaktı hatta ihtiyaç duymaktı ona.
Ben onun varlığına ihtiyaç duyuyordum ve bu beni kötü etkilemiyordu.
Yanımda yatan bedeni incelemeye başladım.
Buğday tenli gibiydi. Bu ten rengini dünya üzerinde en güzel taşıyan kişiydi belki de.
Saçları siyah, hafif dalgalıydı. Alnına dökülüyordu.
Çene hattı keskindi.
Göz kapaklarının altında parlayan elalar vardı.
Dudakları hafif aralık uyuyordu.
Pembe ve kırmızı arası bir ton taşıyorlardı.
Göz kapakları titredi ardından gözlerini araladı.
Hala onun göğsündeydim ve kıpırdamak istemiyordum.
"Günaydın." dedi uykulu sesiyle.
Ben bu sese düşmeseydim de ne yapsaydım?
"Günaydın." diye yanıtladım yutkunarak.
Bu halime kıkırdadı.
Utançla kafamı eğdim.
"Benden kaçıp bana saklanmak hm?"
Sorusunu yanıtlamadım.
Elimi belinde gezdirdim.
Vücudunun kasılmasına tanıklık ediyordum.
Yutkundu. Elimden kurtulmaya çalıştı.
"Anlaşılan sen benden daha çok kaçıyorsun." diye dalga geçtim onunla.
Öylece bana bakmaya başladı. Bu teması kesmedim, kesmekten korktum.
Gözleri çok güzeldi.
Toprak ve sonbaharı anımsatıyordu insana.
Dışa doğru daha koyu içe doğru daha açık bir kahverengi barındırıyorlardı.
Göz bebekleri bile çok farklı anlamlar taşıyormuş gibiydi.
Aslında iki siyah boşluktan ibaret olan gözbebekleri konu Erdem olduğunda iki karadeliğe dönüşüyordu.
O karadelikler beni içine çekmekte oldukça başarılıydı.
"Çok güzelsin." dedi.
"Bunu sadece sen söylüyorsun."
"Bunu herkes farkedebilir Kayra ama iyi ki sadece ben söylüyorum."
"Neden?"
"Sana iltifatlar yağdıran bir başka kişi daha olsaydı kıskanırdım."
"Kıskanır mıydın?"
"Evet, kim seni paylaşmak ister ki? Senin gibi nadide bir parçayı kim bir başkasına teslim eder ki?"
"Etme."
"Asla etmem Kayra'm. Şu dünyada seni bırakmama neden olacak tek bir şey yok."
Utançla başımı eğdim.
Bu sözleri hakedecek ne yapmıştım? Ben Erdem'i hakedecek ne yapmış olabilirdim ki?
Onun bana olan ilgisini hissettirme şekli, şu iki yılda beni her açıdan tamamlamaya çalışması, nazik ve her zaman kendimi özel hissettirecek şekilde konuşması beni çok sevindiriyordu.
Mutlu hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum onun yanında.
O, beni bir uçurumun kenarından kurtarıp bana çiçek bahçesinde bir yer vermişti; her açıdan farklı hissetmemi sağlamıştı.
Son iki yılda hissettiğim huzuru tüm yaşamım boyunca hiç hissetmemiştim.
Başlarda biraz garipti. Neredeyse hiç tanımadığım bir adamla aynı evde kalmak, aynı masada yemek yemek...
Lakin Erdem her konuda dikkatli davranmaya başlayınca işler kolaylaşmıştı. Ona istediği gibi davranabileceğini söylemiştim. O ise beni en rahat ettirecek şeyleri yapmıştı hep.
Ben Erdem'i sevmekten korkmamıştım.
Hayatımda korkmadan yaptığım tek şey buldu belki de. Güçlüydüm belki ama hiçbir zaman cesur olmamıştım. Korkak diyebileceğiniz zamanlarım bile olurdu fakat Erdem'i severken hiçbir ihtimalden korkmamıştım.
Sevgiyi tanımlayamasam da Erdem'e hissettiklerimin yoldan geçen birinden farklı olduğunu anlayabiliyordum. O kadar aptal değildim.
Ondan yardım istediğim kısımda tam burda başlıyordu.
Ona olan sevgimi hissedebilsem de bu sevgi karşısında ne yapacağımla ilgili pek bir fikrim yoktu. Aşık olunduğunda nasıl davranıldığını bilmiyordum.
Bir insanda huzur bulmanın gerçek olduğuna bile inanmıyordum Erdem'le tanışana kadar.
Güven duygusunu iliklerime kadar hissediyordum ve bu her açıdan garipti. Birine güvenmek benim için imkansız gibiydi. Belki normal gözükebilirdi her insan için, basit gelebilirdi. Yine de ben böyle olduğuna pek inanmıyordum.
Beni etkileyen de insanların intikam hırsları değildi; bir ailenin ilgisi olmadan yaşamaktı. İlgisiz büyümek beni en mahveden etkendi.
Erdem benim için bir ilaçtan farksız hale gelmişti. Erdem benim bu hayattaki tek umudumdu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayra
Action~Kayra gibi bir güzelliğe nasıl kıyabilirlerdi ki? Daha doğrusu bir insan bir diğer insana bunu nasıl yapabilirdi? Onun bedenindeki yaraların yanısıra ruhundaki parçalanışı anlayabilmek beni bile mahvetmişti. Kayra bunca şeye nasıl dayanıyordu?