Kayra'yı evime bıraktıktan sonra gelen telefonla çıkmak zorunda kalmıştım.
Mekanlardan birinde sorun çıkmıştı ve ne hikmetse bensiz asla halledemiyorlardı.
Arabamdan çıkıp mekana girdim. Ne olur ne olmaz diye yanımda taşıdığım silah ceketten dolayı gözükmüyordu.
İçeride bir adamı hırpalayan 5-6 kişi görünce kaşlarımı çattım. Bunu mu halledememişlerdi cidden?
Adamlardan en yapılısına bir yumruk savurduğumda yere yapıştı. Yapılı desem bile benim yarım kadar bir şeydi. Diğerleri bundan korkarak kenara çekildiğinde yerde yatan çocuk gözükmüştü.
Mekandaki adamlarımdan birine diğerlerini çıkarmalarını işaret edip yerde yatan bedene döndüm.
Kayra'dan birkaç yaş büyük gibi duruyordu. Küçücük bir şeydi yine de.
Çocuğu tanımlarken bile Kayra'yı kullanmama kendim bile şaşırdım ama tepki vermedim. O kadar adam ne diye dalmıştı bu çocuğa?
Çocuğu içerdeki korumalarımdan Gökhan'a bırakıp arabama geri döndüm. Adı Emre'ymiş çocuğun. Daha da bir şey bilmiyordum hakkında.
Eve geldiğimde salondaki koltuğa kedi gibi kıvrılmış çocuğa baktım. Ona odalardan birinde yatabileceğini söylemiştim neden burda uyumuştu ki? Üstüne bir battaniye örtüp kafasının altına daha yumuşak bir yastık koydum.
Yerince hafifçe kıpırdanıp "Yapma." dedi. Sesi fısıltı gibi çıkmıştı ama yakınında olduğum için duyabilmiştim. Kaşlarım çatılsa da bir şey diyemeyeceğimden odama ilerledim.
Kayra'yı odalardan birine taşıyabilirdim ama rahatsız olmasını istemiyordum. Sonuçta "Bu adam beni niye buraya getirdi?" falan da diyebilirdi.
Odama geçip yatağa yattım. Bugün pek yorucu olmadığından uykum yoktu fakat kendimi uyumaya zorladım. Belki de beş dakika geçmeden kapım açıldı. Yanıma yaklaşan bedeni hissetsem de sesimi çıkarmadım.
Başucuma geldiğinde kolundan tutup boğazını kenetledim dirseğimle. Kollarımın arasında minik bir beden hissetmemle kendime küfredip bıraktım Kayra'yı.
Bana dönüp anlamayan gözlerle baktığında "Seni hırsız falan sandım." dedim. Aklıma ilk gelen bahane buydu. Başını onaylar biçimde sallayıp ağzını açtı ama bir şey demeden kapattı. Bunu birkaç kez tekrarlayınca "Söyle hadi." dedim.
Başını utanır gibi eğip "Se-senin yanında yatsam olur mu? Bu ge-gecelik." dediğinde gülümsemem yüzümde soldu.
Uzun zamandır belki de 15-20 yıldır kimseyle aynı yatağı geçtim aynı odada bile yatmamıştım. Yutkunup bana umutla bakan mavilere döndüm.
"Tabii." diyerek yatağın diğer tarafını işaret ettim. Mutlulukla el çırpıp o tarafa yattı. Çok geçmeden de bir bebek gibi uyuyakaldı. O uyuyana kadar onu izlediğimi anladığımda ise biraz daha zaman geçmesi gerekmişti. Bu çocuk bana ne yapıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayra
Action~Kayra gibi bir güzelliğe nasıl kıyabilirlerdi ki? Daha doğrusu bir insan bir diğer insana bunu nasıl yapabilirdi? Onun bedenindeki yaraların yanısıra ruhundaki parçalanışı anlayabilmek beni bile mahvetmişti. Kayra bunca şeye nasıl dayanıyordu?