☆47.Bölüm(Part-1)☆ "Bebeğim..."

330 32 24
                                    

Bölüm gecikmesinden dolayı özür dileriz ancak önemli bir sınavımız vardı ve zamanımız kısıtlıydı. Ama yinede bölümü en kısa zamanda yetiştirmeye çalıştık. Bu bölüm daha çok geçiş bölümü şeklinde ve kısa oldu. Diğer bölümde bunu telafi edeceğimizi düşünüyoruz. Bunların dışında bu bölümü @degersizgirl'e ithaf ediyoruz ve daha fazla uzatmadan,sizleri seviyoruz,iyi okumalar 😍😘

Rüzgar'la dışarıda kahvaltımızı da ettikten sonra okula geçmiştik. Biraz (!) geç kalmış olsakta yinede okuldaydık. Zaten okulun bitmesine 3 gün kalmıştı. Normalde okulun son günleri genel olarak öğrenciler okula gitmezdi ama bizim okulda öyle değildi. Resmen gelenek gibi bir şeydi son hafta eksiksiz olarak okula gelmek. Saçmaydı evet ama bizim okulda böyleydi. Daha garip olanda öğrencilerin bunu fazlasıyla benimseyip,sorumluluğunu yerine getirmesiydi.

"Yarın Can'ın doğum günü!" diye yanımda bağıran Cansu'yla birlikte irkildim.

"Salak mısın kızım,ne bağırıyorsun?" Ona uzaylıymış gibi bakmayı da eksik etmiyordum.

"Neyse bak...yarına mekân,yiyecek,içecek,müzik herşeyi hazırladım. Sonda da bizim fotoğraflarımızdan yani anılarımızdan olan bir video izlettireceğim partide bulunan herkese...." Sesinden anladığıma göre hâlâ bir sorun vardı.

"Eee sorun ne peki?"

"Ona özel bir hediyede vermek istiyorum ama seçim yapamıyorum yani ne alacağımı bilmiyorum." dediğinde güldüm.

"Tişört al."

"Çok sıradan değil mi? Olmadı bide ikimize aynı tişörtü alayım sokakta öyle gezelim.Büyük ihtimalle eve de varamayız."

"O niye?"

"Tüm yalnız insanların bedduasını toplarsak...bence o an bile ölebiliriz yani eve gelmek ne."

"Saçmalamakta sen ve sevgilinin üstüne yok. Bu kadar da olmaz ki nereden buldunuz birbirinizi siz?" diye homurdandım. Gerçekten de öyleydi. Tamam iyilerdi hoşlardı ama cidden boşlardı.

"Saçmalamıyorum.Gayet ciddiyim." dediğinde gözlerimi devirmekle yetindim. "Peki ne alabilirim? Hiç mi aklına bir şey gelmiyor?" Omuz silktim. Ama o yine de susmadı.

"Sonuçta seninde sevgilin var. Onun doğum günü geldiğinde hiçbir şey yapmayacak mısın?" dedi. Böyle şeylere kafayı takan bir insan değildim hatta kendi doğum günümü bile Cansu olmasa unutabilirdim. Ama konu Rüzgar olunca her şeyin değiştiği gibi bu da değişiyordu. Aslında onun doğum günü olsa ve ben kutlamasam pek takacağını sanmıyordum. Çünkü o da bu konularda benim gibiydi. Sıradan şeylere gerek yoktu.

"Ne önemi var ki?" dedim umursamazca.

"Varya bence sen öküzsün. Hemde bu işte bir terslik var...Genellikle erkeklere öküz yada odun derler ama sen bu tabire tepki olarak doğmuşsun."

"Cansu ciddi anlamda başım şişti." dedim ve başımı sıraya koydum. Sınıftaydık ve ders boştu. Genellikle herkes dışarı çıkmıştı ama ben burda salak gibi Cansu'yu dinliyordum. Rüzgar'da takımıyla birlikteydi. Yazın bir maç daha yapacaklardı ve bunun için hazırlanmaları gerekiyordu.

"Tamam. Yardım falan etme. İstemiyorum zaten nasıl arkadaşsın bilmiyorum,hiçbir şekilde benimle dertleşmiyorsun. Başım sıkıştığında bazen yardıma geliyorsun ama genellikle bahane bulup beni başından savuşturuyorsun..." Duygu sömürüsü mü? Bana mı? Pek işleyeceğini zannetmiyordum.

Cevap vermeyince kendi kendine homurdandı ve sıradan kalktı. Nereye gideceğine bakmak için bile başımı kaldırmamıştım çünkü cidden başım ağrıyordu. Zaten gecede pek rahat yatamadığımı göz önünde bulundurursak şuan uyumak en iyi seçenekti.

"Bebeğim..." Rüzgar'ın sesini duyduğumda hafif gözlerimi araladım ama başımı sıraya koyduğumdan dolayı o görememişti. Ortaya "Hıı," diye bir tepki koyduğumda ben bile cidden öküzlükte master yaptığımı kabul etmiştim. Sonuçta bebeğim demişti.

"Okul bitti." dediğinde başımı hızlıca kaldırdım. Ve... istemsizce de olsa Rüzgar'a kafa atmış oldum. İnleyerek başını geriye attığında gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Ya çok bir şey oldu mu? Bi-bilerek yapmadım." dediğimde kekelememin nedeni gülmüş olmamdı. Çünkü benim kafam nedense fazla ağrımamıştı ama Rüzgar'ın kafası için aynı şeyi söyleyemeyecektim.

"Güzelim...neyin kafası bu?" dediğinde kahkaha attım. O da sırıtıyordu. Elimle onun kafasında vurduğum yere baktım. "Bir şey olmamış ya."

Gözlerini devirip "Senin kafan ağrımadı mı?"diye sordu. Kafamı olumsuz yönde salladım. "Ayrıca kaç saattir uyuyorum ben burada? Okul bitmiş resmen."

"Uyandırmak istemedim. Hocalara da bir şekilde açıkladım." deyip sinsice sırıttı. Kafasına hafiften bir daha geçirdim ve sıradan kalktım.

"Bu gidişle gerizekalı olacağım." diye homurdandığında güldüm.

Sınıfta sadece ikimizin olmasının da rahatlığıyla arkamı döndüm ve ona daha fazla yaklaştım. Kollarımı da boynuna doladıktan sonra konuşmaya başladım, "Zaten öylesin ama..." alnımı alnına dayayıp konuşmaya devam ettim. "Sadece benim gerizekalımsın." dediğimde sırıttı. Bende daha fazla dayanamayarak dudaklarımı onun dudaklarına bastırdım ve beni yine etkisi altına almasına izin verdim.

•HERŞEYE RAĞMEN•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin