Konuyu evirip çevirip yine kendine bağlamıştı. Nasıl beceriyordu bilmiyordum ama bu işte profesyonel olduğuna emindim.
Aklıma gelen fikirle arabayı sahile sürdüm ve telefonumu elime aldım.
İsmini bulduğumda arama tuşuna bastım.
"Sen beni arar mıydın Derin hanım." Diye açtı telefonu.
"Kaan,sana dediğim yere gelebilir misin?" Diyerek konuya hemen daldım bende.
"Ne oldu ki?" Dedi.
"Soru sorma işte. Gelebilir misin,gelemez misin cevap ver."
"Gelirim sen adresi mesaj at."
"Ha unutmadan. Bir kaç bira falan da getir gelirken." Dedim ve telefonu kapattım.
Belki o beni anlardı. Şuan konuşmak istediğim kişi oydu. Arada sırada da başım bulanık olduğu zamanlar onunla konuşurdum. O da benim gibi deli cesaretliydi,genel olarak birbirimizi olumsuz etkilerdik ama yine de konuşunca iyi geliyordu.
Mesajı attıktan sonra arabayı durdurdum ve arabadan indim.
Çok geçmeden Kaan'da gelmişti. Kollarıyla beni sardığında bende ona sarıldım.
"Nasılsın? Telefonda sesin pek iyi gelmiyordu." Dedi ve ayrıldık.
"Aslında ortada bir şey yok. Zaten sorun da orda ama...bilmiyorum işte."
O da başını salladı. "Gel şöyle oturalım." Dedi ve bir kamelya türü yere geçip oturduk. Odunların birleşiminden gibi oluşmuş hava veren bir de masa vardı. Ama bir eksik vardı!
"Kaan iyi ki getir dedim."
"Bilerek getirmedim." Dediğinde tek kaşımı kaldırıp ona baktım.
"Niye?"
"Her güçsüz düştüğün zaman da onlara mı sarılacaksın?" Mantıklı konuşuyordu. Hayır yani şaşırdığım nokta ilk defa böyle konuşuyordu.
"Haklısın da.. şuan da güçsüz olduğumu kim söyledi?"
Güldü. "Bir kere de kabul etsen yani güçsüz olduğunu değil de bazı şeylere ihtiyacın falan olduğunu?"
"Öyle bir durum olduğunu düşünmüyorum." Dedim emin bir şekilde.
"Bazen senin nasıl biri olduğunu düşünüyorum da gerçekten bulamıyorum. Değişiksin."
"Benim nasıl biri olduğum,karşımdakinin kim olduğuna göre değişir." Dedim ve sırıttım.
"Vaay be." Dedi ve o da gülümsedi. Sonrasında devam etti.
"Peki beni neden çağırdın? Gerçek sebebi?" Dediğinde derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.
"Sen beni ne zamandır tanıyorsun yani oldu biraz...." Dediğimde başını olumlu anlamda salladı.
"Sence ben birine bazı yönlerden bağlanabilecek bir insan mıyım?" Dedim tek nefeste.
"O da karşı taraftakinin nasıl biri olduğuna bağlı." Deyip göz kırptı. Beni kendi lafımla vurmuştu.
"Bak şimdi sana bir kaç bir şey soracağım. Tamam mı?" Dediğinde meraklandım ve hemen cevap verdim.
"Tamam.Hadi."
"Özlüyorsun,gülüşü aklına geliyor ve salakça sırıtıyorsun değil mi?" Dedi hızlıca. Gözlerimi kırpıştırdıktan sonra düşündüm. Aslında bazen olabiliyor ama bazen. Çünkü arada da o sinsi sırıtışı aklıma geliyor ve onu canice öldürme hissim daha ağır basıyordu.
"Anladım ben. Sen bu kişiye tutulmuş gibisin." Dediğinde hızlıca ona döndüm. Ve güldüm.
"Şimdi Rüzgar ve ben... Yani düşüncesi bile kötü. İmkansız olan şeyi şimdi gelipte bana sen ona tutulmuşsun falan ya hadi ordan." Dediğimde ben bile dediklerim karşısında şaşırdım. Ayrıca Rüzgar mı dedim ben?
Kaansa hunharca gülüyordu. "Kes gülmeyi!" Dedim ve omzuna vurdum.
"T-tamam g-gülmeyeceğ--" Sözünü tamamlayamadan yine gülmeye başladığında bende hafif gülmeye başladım. Ama onun gülüşüne gülüyordum yoksa benim dediğim çokta komik değildi yani ciddiyim.
En sonunda gülmesi durduğunda konuştu.
"Tamam..birden kaptırdım ben." Dediğinde ona baygın baygın bakıyordum.
"Şimdi Rüzgar'da fena değil. İkimizde biliyoruz. Ama sen istesen onun gibi bir sürü bulabileceğini de biliyoruz." Dediğinde sırıtması genişledi.
"Sonuç olarak....." Diye devam edecekken telefonu çaldı. Bazı şeylerin cevabını bilmiyordum ve başka birinden yardım istediğimde de tam o cevap verecekken...yani şanssızlığın da bu kadarı.
Telefon görüşmesi bittiğinde tekrar yanıma geldi. "Gitmem gerek. Sonra tekrar konuşalım,olur mu?" Başımı olumlu anlamda salladım. O da hızlıca bana sarıldıktan sonra gitti. Sanırsam acele bir işi vardı. Herneyse diyerek bende kendi arabama bindim ve eve yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•HERŞEYE RAĞMEN•
Jugendliteratur"Saçmalama. Sana güveniyorum." dedim ve yüzüne baktım. "Bende sana." dediğinde başımı göğsüne yasladım. Artık gerçekten dayanamayacaktım. "Bir sorun mu var?" dediğinde başımı olumsuz yönde salladım. Elleriyle kafamı kaldırıp ona bakmamı sağladı. "Bi...
