"Elimi tutmasan olmaz mı? Henüz milletin sorgulayıcı bakışları altına girmek istemiyorum." Elimi kibarca Woojin'in elinden ayırdım.
"Ne yani kimse bilmeyecek mı?"Diye sordu.
"Mümkünse, evet ." Dedim. Bu durum hoşuna gitmemişti ama yapacak bir şey de yoktu.
"Arkadaşların da bilsin istemezsin sen." Dedi. Göz devirdim.
"Şimdilik bilmeseler iyi olur aslında." Woojin sıkılmış bir şekilde nefes aldı. Bende omuz silktim.
"Aslında kimsenin bilip bilmemesi umrunda değil senin. Tek kişi umrunda." Koridorda ilerlerken bir anda beni durdurdu. Gözlerimin içine uzun uzun baktı. "Haksız mıyım?" Diye fısıldadı.
Taehyung'dan bahsediyordu. Kısmen haklıydı da. Taehyung, Woojin ile çıktığımı duyunca bu haber onun hoşuna gitmeyecekti. Belki de benimle bir daha konuşmazdı bile.
"Şuan arkanda bize gözlerini dikmiş bir şekilde bakıyor." Arkamı döndüm. Woojin doğru söylüyordu. Taehyung ifadesiz bir şekilde bize bakıyordu.
"Şuan yapacağın şey ne isteyip istemediğini belirleyecek Jungkook. " kafam karışıktı. Bir yanda asla beraber olamayacağım en yakın arkadaşım, diğer yanda beni mutlu edebilecek biri.
Keşke tam şuanda ortadan yok olabilseydim.
Ne istediğimi kendim bile bilmiyordum. Taehyung'u istiyordum bu kesin ama o benimle aynı hissi paylaşmıyordu ama Woojin paylaşıyordu. Woojin ile denemek istiyordum.
Woojin'e döndüm. Hangi kararı verirsem vereyim pişman olacağımı biliyordum. Bu yüzden elinden tutup yürümeye devam ettim. Taehyung ile göz göze gelince ona "Günaydın." Dedim.
Bana cevap vermek yerine birbirine bağlı ellerimize baktı. Çenesi kasıldı. Woojin'e kötü bir bakış atıp sınıfa girdi.
Yaptığım seçim akıllıca mıydı bilmiyorum ama Taehyung ile aramı bozmuştu.
-----
"Hey Taehyung neden gelmiyor?" Dedi Jin sipariş ettiğimiz pizzadan koca bir ısırık alırken.
Hepimiz yine Jin'in evinde takılıyorduk. Taehyung yine saçma bir bahane uydurup gelmemişti. Bu bahanelerin nedeninin ben olduğunu bir tek ben biliyordum.
"Yine bi kızın peşindedir." Dedi Hobi. Keşke öyle olsaydı diye geçirdim içimden.
"Yada ders çalışıyordur. En son notlarının düşük olduğunu neredeyse sınıfta kalacağını söylediğini hatırlıyorum. "
Kaşlarım havaya kalktı. Kendi sorunlarımla ve ikilemlerimle uğraşmaktan Taehyung'un diğer sorunlarını hiç fark edememiştim. Taehyung'un yanına gitmeliydim. En iyi arkadaşı olarak bana ihtiyacı vardı.
"Ben kalkıyorum. " Diyip evden çıktım.
Otobüs durağında yaklaşık 5 dakika bekledikten sonra otobüse binip 10 dakika kadar sonra Taehyung'un evinin yakınlarında indim.
Taehyung ile uzun zamandır tanışıyorduk ama evine çok nadir gitmişimdir.
Bu yüzden hangi kapı olduğunu hatırlamakta zorluk çeksemde doğru olduğunu düşündüğüm kapıyı çaldım açan kişi üstsüz Taehyung'du.
"Hey."
"Hey." Dedim pürüzsüz göğsüne bakmamaya çalışarak. "İçeri girebilir miyim?"
Kenara çekildi. Bende vakit kaybetmeden içeri girdim. Evi aydınlıktı ve sadeydi. İçeri de kimse yoktu.
"Nedir seni buraya atan? Sevgilinden izin aldın mı gelmeden önce?" Gözlerimi devirdim.
"Taehyung abartma."
Taehyung'un odasına girdim. O da peşimden geliyordu. Tahmin ettiğim üzere yatağının üzerinde kitaplar vardı. Ders çalışıyordu.
"Sınıfta kalabilirmişsin." Dedim yatağına oturup. Başını salladı.
"Telafi sınavlarına hazırlanıyorum. "
"Yardım etmemi ister misin? Biliyorum derslerle aram çok iyi değildir ama seni çalıştır-" Taehyung sözümü kesti.
"O çocukla çıkmanı istemiyorum." Kaşlarımı hafifçe çatarak ona baktım.
"Niye?"
"İstemiyorum işte." Diyip omuz silkti. Bu beni sinirlendirmişti.
"Taehyung benim ne kadar zor bir dönemden geçtiğim hakkında en ufak bir fikrin bile yok," Taehyung'a deli gibi aşık olduğum zamanlardan bahsediyordum. "her şeye herkese küstüm , sevgiye olan inancımı yitirdim taa ki Woojin beni kendime getirene kadar." Gözlerim sulanmıştı.
"Ama sen çocuk gibi sadece oyuncağının paylaşılmasını istemiyorsun." Ayağa kalktım. Önünde ağlamak istemediğim için evden çıkacaktım. Ama Taehyung kolumdan tutup beni engelledi.
Elimi çekip kurtardım. "Taehyung kafamı karıştırma."
"Benim kafam seninkinden de karışık." Diye inledi. "Woojin ile görüşmeni istemiyorum çünkü," bir an duraksadı. Dudaklarını yaladı. Sanki güç almak istermiş gibi etrafa bakındı. "Bana ne hissettirdiğin hakkında en ufak bir fikrin yok."
Şaşkınlıkla onun gerilişini izliyordum. Sanki Taehyung ile rüyalarımdan birini canlandırıyorduk.
"Nasıl yani?"
"Jungkook, sen benim en iyi arkadaşımsın. Tabii ki seninle takılmak, konuşmak, zaman geçirmek istiyorum ama artık böyle hissetmiyorum." Merakla onu dinlerken kalbimin ritmi yavaş yavaş hızlanıyordu.
Bana yaklaştı. " sürekli aklıma geliyorsun, senin yanında olmak istiyorum." Dedi gülümseyip."Ama ne zaman seni görsem yanında o aptal çocuk oluyor. Bu beni sinirlendiriyor. " kafasını iki yana salladı.
"Yani kısacası ne istediğimi anlamam için zamana ihtiyacım var," Başını hafifçe kaldırıp bana baktı. "Birde sana." Yanaklarımın kızardığına emindim.
Zar zor sesimi bulup "Ne yapabilirim bu süreç içerisinde?" Diye sordum.
Çok yakındık. Gözlerime dik dik bakıyordu. Gülümsedi.
"Benim yanımda ol." Ellerimden tuttu. Dudaklarımızın arasında 2 santim vardı. Biraz eğilsem onu öpebilirdim. Ama bakışlarım gözlerinden aşağı hiç inmedi.
Aramızdaki sessizlik tuhaflaşmaya başlıyordu ki Taehyung"Pekala, ders çalışmaya devam etsem iyi olur." Dedi.
Boğazımı temizleyip. "Sana yardımcı olayım." Diyip yatağına oturdum.
Elime kitaplardan birini alıp yanaklarımın kızarmasının geçmesini bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
More than Friends // Vkook
Roman d'amour[Tamamlandı] "Taehyung kız olsan kiminle çıkardın?" "Ah sanırım Jungkook olurdu." "Gerçekten mi? Neden ben?" "Çünkü aramızda sevilmeyi en çok hak eden kişi sensin."