"O şerefsize gününü göstermek lazım."
"Taehyung sakin olur musun? Gitti o çoktan. Peşinden gitmeyi mi düşünüyorsun?"
Woojin bir anda beni öpmeye başlayınca Taehyung ikimizi ayırıp Woojin'in yüzüne yumruk attı. Dahasını da yapacaktı ki Woojin ona karşılık vermeden bardan ayrılınca sakinleşmeye çalıştı.
"Sen peki neden ona izin veriyorsun?"
"Birden öpmeye başladı. Anlamadım bende." Taehyung aşırı tepki veriyordu.
"Sakin olur musun artık?" Sinirden yüzü kızarmıştı. Sesli nefes alıyordu. "Sakinim ben." Dedi.
"Gidelim buradan millet bize bakıyor." Dedim. Etrafa bi göz gezdirince herkes kendi önüne bakmaya başladı.
Taehyung korkulacak biri değildi ama ters tarafı da hiç hoş sayılmazdı. Bu haline bayadır denk gelmemiştim.
Bardan çıktık. Yürüyerek Jin'in evine doğru ilerledik. Yol boyunca hiç konuşmadık. Taehyung bana bakmıyordu bile. Bu beni rahatsız etmişti.
Zili çaldık. Açan kimse olmayınca içeri bizdeki anahtarla girdik. Jin evde yoktu.
İçeri girip oturduk. Taehyung biraz daha sakin görünüyordu. Ama düşünceliydi.
"Bugün barda arkadaşımı filan beklemiyordum. " Dedi birden. Bir şey demeden onu dinlemeye devam ettim.
"Sınıfta konuştuğunuzu duydum. Bu yüzden bende bara geldim okul çıkışı."
"Neden geldin peki?"
"Bilmiyorum. Başbaşa kalmanızı istemedim sanırım." Ayağa kalkıp mutfağa ilerledi.
Taehyung 2 gündür beni şaşırtıyordu. Hem dedikleriyle hem yaptıklarıyla.
Arkasından mutfağa gittim. Su içiyordu. "Ne demek oluyor bu?" Diye sordum. Zaman kazanmak için suyunu yavaşça içiyordu.
"Bir anlamı yok." Dedi omuz silkip. Beni es geçip salona gitti bu seferde. Onu takip ediyordum.
"Taehyung kafamı karıştırma."
"Jungkook sen benim kafamı karıştırma asıl." Bardan beri ilk defa yüzüme bakmıştı.
"Biz sadece iki yakın arkadaşız. Kafanı karıştıracak bir şey yok. Gerçekten yok."Taehyung garip görünüyordu. Sanki aynı anda hem benimle hem de kendisiyle konuşuyor gibiydi. Uzatmamaya karar verdim.
"Pekala ben eve gitsem iyi olur o zaman." Diyip ayaklandım.
Taehyung arkamdan "Jungkook, Woojin ile görüşmeye devam edecek misin?" Diye sordu. Arkamı dönüp "Evet." Diye cevapladım.
Dilini yanağında gezdirip başını salladı. "Pekala."
Arkamı dönüp evden çıktım.
--------
"Hey Woojin. Bugün için üzgünüm. Nasılsın?" Parmağımı dişime takıp odada tur atmaya başladım.
"İyiyim ben. Aramana şaşırdım açıkçası."
"Neden aramayayım, özür dilemem gerekiyorken?"
"Hey özür dilemesi gereken sen değilsin. Sen yanlış bir şey yapmadın. " Bu durumda bile hala bana karşı iyiydi.
"Taehyung adına özür dilerim." Dedim. Taehyung bunu yaptığımı bilse bana çok kızardı eminim.
Telefonun öbür ucundan derin bir nefes veriş sesi geldi.
"Tek bir şartla affederim." Dedi Woojin."Nedir?"
"Sevgili olacağız. " Telefon elimde dondum kaldım. Sevgili mi olmak istiyordu? Ben daha ne istediğimin farkında değildim ki!
"Ah Bunu sadece Taehyung'un inadına istiyorsun." Dedim.
"Yapma Jungkook. Senden hoşlandığımın farkındasın. Bunu en başından beri istiyordum. Ama şuan bir tık Taehyung'un inadına istiyor sayılırım."
"Taehyung'dan hoşlandığımı bildiğin halde." Dedim. Bardayken 'ona nasıl baktığını görüyorum 'demişti.
"Peki Taehyung ile aranızda bir şey var mı şuan?"
İki gün önce ateşli bir şekilde öpüştük. Bugün ise bizi takip edip başbaşa kalmamamız için yanımıza gelmiş. Seninle beni öpüşürken görünce bizi ayırıp seni yumrukladı. Ama Jin'in evinde sadece iki yakın arkadaştan başka bir şey olmadığımızın altını kalın kalın çizdi.
Aramızda bir şey yoktu."Sadece arkadaşız. " dedim emin bir şekilde.
"O zaman bana bir şans verir misin?" Telefonun ucundaki yüz şeklini tahmin edebiliyordum. Havaya kalkık kaşlar, büzük dudaklar ve kızarık yanaklar.
Ne diyeceğimden emin değildim. Reddetmek istemiyordum ama Taehyung ile aramda bir şey olma ihtimalini kaldırmak da istemiyordum. Kendi kendime güldüm. Öyle bir ihtimal varsa da Taehyung sadece arkadaş olduğumuzu belirttiği için ortadan kalktı sayılır.
Telefonu tekrar kulağıma koydum. Cevabımı sabırsızlıkla bekleyen Woojin'in nefesi kulaklarıma ilişiyordu.
"Pekala deneyelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
More than Friends // Vkook
Romance[Tamamlandı] "Taehyung kız olsan kiminle çıkardın?" "Ah sanırım Jungkook olurdu." "Gerçekten mi? Neden ben?" "Çünkü aramızda sevilmeyi en çok hak eden kişi sensin."