Final

1.7K 123 35
                                    

" Taehyung vazgeçtim ben. Kalemle parmağıma T çizerim. Aynı dövme gibi olur. Her silindiğinde tekrar çizerim yemin ediyorum. Buradan çıkabilir miyiz?" Taehyung inatla başını salladı.

"Jungkook korkmanı gerektirecek bir şey yok bunda."

"Nasıl yok ya şu iğneyi görmüyor musun?" Dövmeci en az 15 dakikadır Taehyung'un beni ikna etmesini bekliyordu.

Ben ise iğneden korktuğum için yanaşmıyordum.

"Sınıfta beraber konuşurken yaptırmak istediğini söylemiştin!"

"Öylesine söyledim ayıp olmasın diye. Sen o kadar yaptırmışsın. " Kaşlarımı çattım. "Senin kadar cesur değilim işte." Taehyung kolumdan tutup sabitledi.

"Greg başla sen." Dedi dövmeciye.

"Hey istemiyorum ben!" Taehyung bir yandan omzumdan tutuyordu beni. "Hareket edersen canın acır, etmezsen acımaz." Dedi. Hareket etmeyi kestim.

"Önce bi uyuştursaydınız!" Dedim. Korkudan dövmeciye bakamıyordum. 

Taehyung çenemden tutup kendine çevirdi. "Deneyelim." Diyip dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Onunla öpüşmek ayaklarımı yerden kesiyordu.

Parmağımda bir karıncalanma hissediyordum ama Taehyung'un öpücüğü bana her şeyi unutturuyordu.

Geri çekilince kendimi boşlukta hissettim. "Bitti işte!"

Parmağıma baktım. Kocaman bir T harfi vardı. Gülümsedim. Taehyung da yanına kendi J yazılı parmağını yanaştırdı. Çok tatlı görünüyordu. Taehyung'a bakıp yanağına bir öpücük kondurdum.

Dövmeciden ayrıldık. Yolda nereye gideceğimizi tartışıyorduk.

"Bence benim eve gidelim."Dedi Taehyung. "Boş." Diye de ekledi ardından.

Gözlerimi devirdim. "Bence nereye gitmemiz gerektiğini biliyorsun." Dedim Kaşlarımı havaya kaldırıp.

"Zamanı geldi mi?"

"Gelmedi mi sence?"

Konuşmamıza Jin'in evine doğru giderken devam ettik. Artık arkadaşlarımıza kendimiz hakkında bu gerçeği söylememiz gerekiyordu.
Gerçi Hoseok biliyordu bunu. Eğer o söylememişse Jin ve Jimin'in hiçbir şeyden haberi yoktu.

Apartmana geldik. Jin'in anahtarı hepimiz de vardı. İçeri girdik. Kimse yoktu içeride.

"Daha son derste olmalılar. Biraz beklememiz gerekiyor."

"Beklerken bir şeyler yapmak ister misin?" Diye sordu Taehyung.  Göğsünden itip kendimden uzaklaştırdım.

"Uzak dur benden seni azgın domuz." Gülüp beni kovalamaya başladı. Hızlıydı çok geçmeden belimden tutup beni yere yatırdı. Nefesimiz birbirine değiyordu.

"İyi ki varsın hayatımda." Dedi Taehyung bir anda. Şaşkınlıkla ona baktım.

"Sende."dedim gözlerimi kısıp. Tam bir odunum.

Burnunu burnuma sürtüp dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Öpüp geri çekildi. Kapının önünden sesler geliyordu. Bizimkiler gelmiş olmalıydı.

"Hey ne ara geldiniz?" Diye sordu Jin.

"Son derslere girmedik."

"Niye?" Hoseok ikimize bir bakış atıp mutfağa girdi. Jimin telefondan başını kaldırmıyordu.

"Söylememiz gereken bir şey var." Dedim çekinerek. Nasıl diyeceğimi nereden başlayacağımı hiç bilmiyordum.  Taehyung'un bana yardım etmesini umdum ama o sessiz kalarak tamamen bana bırakmıştı.

"Neymiş?" Diye sordu Jin.

En iyisinin lafı dolandırmadan söylemek olduğunu düşündüm.

"Biz Taehyung ile sevgiliyiz!"

Jimin'in telefon üzerinde hareket eden parmakları döndü, bakışları bize döndü. Jin ise ağzını kocaman açmıştı.

"Şaka mı yapıyorsunuz?" Diye sordu Jin. Mutfaktan içeri giren Hoseok "Hayır ciddiler." Dedi. "Onları tuvalette öpüşürken gördüm." Dudağımı ısırdım.

"Aman Tanrım!!" Dedi Jimin. Ağzı kulaklarındaydı.

"Demek öpüşüyordunuz ha!" Kolumdan tutup beni çekiştirdi. "Peki şey yaptınız mı?" Diye sordu. Onu ittirip "Siktir git Jimin." Dedim.

"Minsy dediğinde ona inanmalıydım. " Dedi Jin koltuğa oturup.

"Minsy de kim?" Diye sordum kaşlarımı çatıp.

"Senin eski kız arkadaşının ablası." Gözlerimi devirdim. Tahmin ettiğim gibi Chae biliyordu.

Taehyung kolunu omzuma atıp kulağıma eğildi. "Çıkalım."

Evden ayrılmıştık. Beni elimden tutup peşinden sürükledi.
"Nereye gidiyoruz?"Diye sordum. "Bekle." Dedi.

On dakika kadar yürüdük. O beni bir yere götürüyordu ben ise onun elini tutmanın zevkini yaşıyordum.

Taehyung durunca bakışlarımı ellerimizden alıp etrafa bakındım. Kayaların önünde durmuştuk. Taehyung zıplayarak tırmandı. Daha sonra bana dönüp gülümsedi.
"Elini ver."

Elini tuttum, beni yukarı çekip belime sarıldı.

"Manzara nasıl?"

Büyüleyici manzaraya bakakaldım. Bütün şehir ayaklarımızın altındaydı. Göz ucuyla Taehyung'un bana baktığını gördüm. Belimden sarılmıştı. Çenesini sağa doğru çevirdim.

"Manzaraya baksana." Dedim bana bakmasından çekinerek.

Tekrar bakışlarını bana döndürdü. "Bakıyorum zaten."

Güldüm. "Sen bu klasik laflarla kızları nasıl tavlıyorsun?" Diye sordum alaycı tavırla.

"Kimse senin kadar uğraştırmadı şuana kadar." Dedi. Ona dil çıkardım.

"Bir daha yap bakayım. " Gülüp tekrar dil çıkardım.
Dilimi dişlerinin arasına aldı. Isırmayıp tutuyordu. Daha sonra alt dudağımı öpmeye başladı.

"Eğer kendim seçebilseydim tam şuanda ölmek isterdim." Gülümsedim.

"Asla düşünmezdim." Dedim

"Neyi?"

"Arkadaştan daha fazla olacağımızı." Omuz silktim.

Elimi tuttu, gülümseyip kulağıma eğildi ve fısıldadı. "Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum."






Eveet bu kitapta  bitti buraya kadar okuyan herkese çoook teşekkğrlerrrr

And finally I love all of u so much take care bbay

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 14, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

More than Friends // VkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin