I love u too

1.6K 138 29
                                    

Son dersin zili çalmıştı. Zilin sesini duyar duymaz çantamı kaptığım gibi sınıftan koşarak çıktım. Taehyung ile yüzleşmeye cesaretim yoktu.

"Jungkook, beni bekle!" Yüzümü buruşturup  merdivenlerde yavaşladım. O da peşimden koşarak geldiği için beni yakalamıştı.

Sonunda yanıma geldiğinde sessizce yürümeye devam ettik. Gözlerim ekibin diğer kalanlarını arıyordu. Hiç değilse yanımızda başkaları olursa konusunu açacağını sanmıyordum.

Gözlerim Jimin'i görünce parladı. Belki de ilk defa onu gördüğüm için bu kadar çok seviniyordum.

"Hey Jimin!" Diyip yanına gittim.

"Jungkook!" Kolumu omzuna attım. Okuldan çıkmıştık.

"Jin'lere gidiyoruz değil mi?"Diye sordum. Yavaşça kolumu omzundan ayırdı.

"Dostum çok ödevim var. Yarına yetiştirmem gerek. Beni yok sayın." Dedi ve el sallayarak kendi yoluna ayrıldı. İşte şimdi Taehyung ile başbaşa kalmıştık.

"Hey çocuklar!" Tanıdık sese ağzım kulaklarıma değercesine gülümsedim. Bu kişi Hoseok'tu!

"Planınız var mı?" Diye sordu Hoseok. Hemen atıldım. "Hayır yok kesinlikle. "

"Benimle PlayStation oynamaya geliyor musunuz?"
Oyun oynamayı hiç sevmeyen ve üstüne hiç beceremeyen biriydim. Buna rağmen," geliyoruz!"Dedim.

Taehyung'da omuz silkip bize katıldı.

------

Yaklaşık 4 saattir PlayStation'ydık ve inanılmaz derecede sıkılmıştım. Oyunda sürekli öldüğüm için beni oynatmak yerine izletiyorlardı. Oyun oynamayı gerçekten beceremiyordum.

"Çocuklar ben eve gidiyorum."Diyip çantamı koluma astım. Çıkışa doğru ilerlerken Hoseok bana el sallıyordu.

Bugün bir şekilde Taehyung'u benimle konuşmaktan engellemiştim yarın ne yapacağımı düşünmem gerekiyordu.

Derken bir el omzumu kavradı. "Beraber yürüyelim."

Bu Taehyung'du.

Ne yapacağımı bilemedim. Nasıl ondan kaçacağımı bilmiyordum. Boyun eğip yürümeye devam ettim.

Sokak boyunca yürüyorduk her başladığı cümleyi heyecan ve korkuyla dinliyordum ama bir türlü sınıfta ona aşık olduğumu söylediğimi yüzüme vurmuyordu.

Neredeyse konuyu ben açacaktım.

"Ah senin evine geldik. Bende şuradan kendime paket yaptırıp eve gideceğim. Aç mısın sen? Sanada alabilirim."

Başımı iki yana salladım. "Pekala sen bilirsin. Yarın görüşürüz o zaman." Diyip el salladı. Arkasından onu izledim. Ama içim içime sığmıyordu. Konuşmak istemiyordum bu konuyu ama öylece hiçbir şey olmamış gibi bırakmakta istemiyordum.

Peşinden koşmaya karar vermiştim ama Taehyung gözden kaybolmuştu. Paket yaptırmak için gittiği yere ilerledim. İçeride onu gördüm. Ona söylemem gerekiyordu. Eğer benim en yakın arkadaşım ise ona dürüst ve doğru olmak zorundaydım. Bir kenara atılacak bir konu değildi.

Taehyung ile bunu konuşmak için içeri girmiştim ki Taehyung'u bir kızla konuşurken gördüm. Mutluydu. Gülüşüyorlardı. Birden karnıma bir ağrı saplandı.

O bilmek istemiyordu. Çünkü onunla bir çift olmamız imkansızdı. O Taehyung'du ya! Bütün kızlar onun peşinde, o da bütün kızların. Ben sadece bir kaç yeni şey denediği bir deney tahtasıydım onun için.

Beni görmesine izin vermeden oradan ayrıldım. Eve doğru ilerlerken gözümden yaşlar akmaya başladı.

"Hey? Neden ağlıyorsun?" Gözümü ovuşturdum. Woojin karşımda duruyordu. Ona omuz atıp yoluma devam ettim.

"Jungkook dur lütfen. Özür dilemeye geldim."

"Woojin siktir git." Omzumdan tutup beni kendine çevirdi. Kendimi çok yorgun ve güçsüz hissediyordum. Ona teslim oldum.

"Ne var?"

"Dinle," Elini omzumdan indirdi."Taehyung'un sınıfa girdiğini gördüm ve senden intikam almak için aptalca bir şey yaptım. Gerçekten çok özür dilerim." Elimi tutmak için uzandı ama izin vermedim.

"Ben seni seviyorum."

"Üzgünüm Woojin iyi bir insansın ama ben seni sevmiyorum."

"Biliyorum sevmediğini Jungkook. " Derin bir nefes verdi. "Keşke sevmeye çalışsaydın."

Omuz silktim. "Ben eve gidiyorum." Diyip arkamı döndüm.

"En azından söyle affettin mi beni?"  Ona cevap vermeyerek eve girdim.

Hızlıca odama çıkıp çantamı bir kenara attım. Yüz üstü yatağa uzanıp gözlerimi kapattım.



Gözlerimi açtığımda hava karanlıktı. Gözlerim sanki birbirine yapışmış gibi zorla açılmıştı. Omzumda ve kolumda bir ağrı vardı. Özellikle de sağ kolumda.

Yüz üstü yatıyordum bu yüzden sırtıma dönmek istemiştim ki yatakta beni engelleyen bir şey vardı. Daha doğrusu biri vardı. "Hey!" Şaşkınca -biraz da korkudan- yatakta ki kişiyi itekledim. Karanlık olduğu için kim olduğunu anlayamamıştım.

Onu iteklememle uyanıp saçını kaşıdı.
"Benim ben Taehyung."

Bu saatte burada ne işi vardı? Şaşkınlıktan-birazda uykusuzluktan- ne diyeceğimi bilemeyip ona dik dik bakıyordum.

"Ayakta mı uyuyorsun?" Diyip yüzüme doğru el salladı.

"Bu saatte ne işin var burada?" Diye sordum.

"Akşam üzeri gelmiştim buraya. Evde baban vardı. Odanda olduğunu söyleyince içeri girdim. Sen uyuyordun benimde seni izlerken uykum geldi. Kenarda uyuyakalmışım. " Dedi omuz silkip.

Bir dakika bir dakika beni izlerken mı?

"Peki neden gelmiştin?" Diye sordum tek kaşımı kaldırıp.

"Seninle konuşmam gerekiyordu?"

"Neden?"

"Çünkü bütün gün aklımdaydın."Bu sefer iki kaşımı havaya kaldırdım.

"Neden?"

"Çünkü bende sana aşığım."

Diğer ficlerime de baksanız ya fldkdk
Love u guys

More than Friends // VkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin