16.Bölüm

206 16 45
                                    

Adını dahi yeni öğrendiğim bir kadının karşımda ağlıyor oluşuna hiçbir anlam verememiştim. Bakışlarını üzerimden ayırmaksızın yaşlı gözlerle bana bakıyordu. Aynı şekilde annem ile babamın da bakışları aynı noktadaydı. Benim üzerimde...
Bilmediğim bir gariplik mi vardı bende? Bunda emin değildim.Ancak emin olduğum bir şey vardı. O da;bana bakan kişilerde bir garipliğin olmasıydı. Diğer masaların aksine sadece bizim masamızda kol gezen bu gariplik ve karamsarlık barındıran havanın son bulması gerekiyordu. Sessizliğin ve bilinmezliğin kulak tırmalayan sesi artık rahatsız edici bir boyuttaydı.

"Fatma Hanım iyi misiniz?" dedim cevap arayan gözlerle. Sessizlik dışında başka şeyler duymak istiyordum artık. Büründükleri garipliğin nedeni gibi. Sorduğum soru sayesinde üzerimdeki tüm bakışlar da uzaklaşmıştı. Bu defa Fatma hanımın üzerindeydiler.

Benim sorumun ardından Ali Bey de telaşla aynı soruyu yöneltmişti annesine.

"Annecim iyi misin? Bir yerin mi ağrıyor?"

Önce bana bakıp titreyen sesiyle; "İ.iyiyim kızım." Dedikten sonra oğluna dönmüş, sözlerine devam etmişti."Migrenim tuttu yine.Daha kötü olmadan biz gidelim oğlum."

Sözlerinin doğruluğunu ölçercesine yüzünü incelerken,asıl yaptığım bu şeyin doğru olmadığını farkettim. Tanımadığı insanlara karşı neden yalan söylesin ki? Belki de gerçekten başı ağrıdığı için elinde olmadan ağlamıştı. Bu garipliği çözüme kavuşturduk diyelim. Peki ya anne ve babamın,Fatma hanımı görünce değişen tavırları,sonrasında sözleşmişler gibi üzerimden çekmek bilmedikleri bakışlarının cevabı neydi? Bunun cevabını yalnız kaldığımızda annemlerden öğrenebilirdim. Şu an için en doğrusu beklemekti.

"Ali,Fatma teyze yapabileceğim bir şey var mı? Hastaneye gidelim isterseniz?"

"Çok sağ ol Yağız oğlum.Eve gidip dinlensem bir şeyim kalmaz.Senin için önemli bir akşam.Burada olman gerekiyor.Şoför kapıda bekliyor zaten."

"Ali biliyorsun bir telefonunla hemen oradayım.
Bir şey olursa hemen ara.Saat kaç olursa olsun."

"Biliyorum kardeşim.Çok sağ ol."dedikten sonra babama döndü ve;

"Müsaadenizle biz gidelim.Yılmaz Bey tanıştığıma çok memnun oldum.Görüşmek üzere."dedi.

"Ben de memnun oldum.İyi akşamlar." Birbirlerine uzattıkları elleri sıktıktan sonra ben ve annemle de tokalaşmış ,böylece vedalaşma faslını bitirmiştik.

"Tanıştığıma çok memnum oldum kızım.Görüşürüz inşallah."dedi Fatma hanım gülümseyerek.

"Ben de memnun oldum.Kendinize dikkat edin,güzelce dinlenin."dedim samimiyetle. "Çıkışa kadar eşlik edeyim size isterseniz?"

"Gerek yok kızım. Sen burada kal,ben eşlik ederim misafirlerimize."
Annemin itiraz kabul etmeyen bir sesle kurduğu cümlesine;bu akşamki tüm tavırlarına hiçbir anlam veremediğim gibi,anlam verememiştim. Üzerine babamın da annemi destekleyen cümlesi,neler olduğuna dair merakımı daha da çok arttırmıştı.

"Annen haklı kızım. Sen burada kal. Hem birkaç kişiyle tanıştırmak istiyorum seni."

İtiraz etmeden tamam dercesine başımı aşağı yukarı salladım. Bu akşam hiçbir kaçışları yoktu. Bu masada neler döndüğünü bana anlatacaklardı.

Annemin eşliğinde çıkışa doğru yürüyüp gözden kaybolduklarında babamın kulağına doğru eğilip fısıltıyla; "Evde neler olduğunu bana anlatacaksınız." dedim.

Değişen yüz ifadesi ,ellerini nereye koyacağını bilemeyen hareketleri  beni tedirginleştirmişti. İçimden bir ses  benden sakladıkları bir şeyler olduğunu fısıldıyordu bana. Ya da ben çok fazla evham yapıyordum.

VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin