20.Bölüm

166 14 38
                                    

"Şimdi dünya herkesten yapılmış bir gönül yorgunluğu. Şimdi dünya soğuk. İnsan büyüdükçe bir bir ayrılıyormuş sevdiklerinden. İnsan güzellikten önce korkuyu görüyormuş. Şimdi dünya eşiklerde bir salkım gözyaşı. Kimse odalara sığmıyor." *alıntı.

YAZARDAN

Geçmişin tozlu raflarında gizlenen gerçekler vardı. Ve bunlar istenmese de yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyordu. Sahiplerini bulmak üzere yola çıkmışlardı. Son durağa ulaştıklarında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Güler yüzle birbirine bakan,sohbetler eden bu insanların hiçbiri kalmayacaktı. Yerini birbirlerinden kaçmaya bırakacaktı.
En çokta Vera'dan olacaktı bu kaçış. Çünkü gerçekler en çok onun canını acıtacaktı.

"Kahvelerimizi de içtiğimize göre lafı uzatmadan başlayayım ben."

Elinde tuttuğu kahve fincanını önündeki sehpaya bırakan Metin Bey boğazını temizledikten sonra sözlerine başladı.

"Sebebi ziyaretimiz malum. Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Vera'yı oğlumuz Yağız'a istiyoruz."

Yılmaz Beyin cevap vermeksizin dolan gözlerle kızına bakması ortamdaki neşeyi buruk bir üzüntüye bırakmıştı. Gözünden sakındığı küçük kızı büyümüş ,kendi yuvasını kurmak üzere bir yola çıkmıştı. Yaşı ne kadar büyürse büyüsün o hep benim küçük meleğim olarak kalacak diye düşündü içinden ve cevap vermek adına Metin Beye döndü.

"Gençler birbirlerini görmüş beğenmiş . Biz büyükler olarak da kararlarına saygı duyup destek olmaktan başka yapacak bir şeyimiz yok. Allah hayırlı etsin.Verdim gitti ." Dedi buruk sesle.

"Hayırlı uğurlu olsun."

Büyüklerin elleri öpülmüş ,birbirleriyle tokalaşma faslı bittikten sonra söz yüzükleri parmaklara takılmıştı.

"Yılmaz ,müsaadeniz olursa kurdeleyi Kevser ablam kessin. Yağız'ın ismini o vermişti. Bu özel ânı da ona bırakalım."

"Tabi,tabi nasıl isterseniz. Buyurun Kevser Hanım."

"Mahcup ettiniz beni. Teşekkür ederim."dedi ve tepsinin üstündeki makası aldı.

"Allah tamamına erdirsin. Hayırlı olsun."

Kevser Hanımın kestiği kurdeleyle birbirine bağlı eller ayrılırken,sanki bu eylem daha sonra olacak olan şeylerin habercisi gibiydi. Kevser Hanımın elinin değdiği hangi şey güzel sonla biterdi ki? Makası onun eline vermek hiç iyi bir fikir değildi. Herkesin her şeyden habersiz oluşu ne yazık ki kirli ellerin bu güzel anlara değmesine neden olmuştu. Maalesef bu kirler bulaştığı yerden kolay kolay da ayrılamıyordu. Acıyla,üzüntüyle sarsması gerekiyordu. Sonrası  zorlu bir kabulleniş.

Vera ile Yağız olmuş ve olacak tüm şeylerden habersiz yaşadıkları mutluluğu birbiriyle paylaşıyordu. Birbirlerine duydukları sevgi kelimelerle anlatamayacakları kadar fazla,gözlerinden okunacak kadar yoğundu.

Yağız eğilerek Vera'nın kulağına fısıldadı.

"Artık resmî olarak nişanlımsınız hanımefendi."

Vera utanarak başını eğdikten sonra tebessümle Yağız'a baktı.

"Bu durum beni oldukça mesut ediyor beyefendi." dedi.

.
İsteme akşamının üzerinden bir hafta geçmiş Yağız'ın ısrarları üzerine nişan töreni düzenleniyordu. Bütün cemiyet davet edilmiş, oldukça kalabalık bir tören onları bekliyordu.
Vera heyecan ve mutluluğunu yakın arkadaşı Defne'yle paylaşırken,Yağız da Rüzgar ile  birlikte misafirlerle ilgileniyordu.

VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin