11.Bölüm

6.1K 712 30
                                    

Bölümün devamını güncelleyip, buraya ekliyorum. Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar

Bu bölümü @saturdrkıkız ve @kitaplarinkadini12 adlı okuyucularıma ithaf ediyorum. 🌸

Kulübeye girdiğimde bir süre Gece beni fark etmemişti. Yanlarına biraz daha yaklaştığımda Gece ile göz göze gelmiştik ve bu göz göze geliş Gece'nin havlamasını şiddetlendirmişti. Fazlaca hareketlenen Gece, Yağız'ın kollarından sıyrılarak bana doğru koşmaya başladı...

Aldığımız ani kararların bize neler getireceğini bilmeden, aynı hızla bu kararları hayata geçirmemiz; hiç beklenmedik sonuçlarla karşılaşmamıza sebep olabiliyordu. Gerek iyi, gerek kötü.

"Veraaa!"

Tam olarak  şu an,benim için iyi mi kötü mü olduğunu bilmediğim o sonuçla yüz yüzeydim. Yağız'ın korku ve endişenin yoğun olduğu yüksek  ses tonuyla ismimi söylemesi; ne benim şaşkınlığıma son vermişti, ne de Gece'nin bana doğru koşuyor olmasına.

Kapıyı açıp çıkmak için vaktim olsa da bunu yapmak içimden gelmedi. Aksine içimden bir ses Gece'nin bana zarar vermeyeceğini fısıldıyordu. Ya da bir zamanlar benim isimlendirdiğim Benekli mi deseydim?

Hayatımın her anında hayvanlarla iç içe olmuşumdur. Gerek mesleğimin getirisiyle, gerek ise onlara karşı beslediğim sevgiyle. Küçük bir çocukken de, genç bir kızken de hep onlarlaydım. Bunca yıldır gördüğüm, şahit olduğum,ve beni de oldukça mutlu eden şeylerden biri;onlara duyduğum sevginin benzerini onlarda da görmekti. Bizim gibi kelimelerle sevgilerini dile dökemeseler de hareketleriyle belli edebiliyorlardı. Yıllar geçse de sevgi beslediği insanı unutmayıp, gördüğü yerde  tanıyabiliyorlardı. Daha önce bizzat şahit olamasam da buna dair birçok video izlemiştim. Yavru bir köpeği, hatta yavru bir aslanı büyüten sahiplerini gördüklerinde koşarak boyunlarına atladığını, mutluluktan yerlerinde duramadıklarını görmek bana göre mucizevi bir şeydi. Bu mucizevi olayı benim de yaşayacağımı hiç düşünmemiştim. En azından şu andan öncesine kadar.

Yağız'ın Gece diyerek bahsettiği ve koşarak boynuma atladığı köpeği;benim küçük Benekli'mdi.

İki ayağının üstünde durarak boynuma atlamasını, yüzümü yalamasını şok olmuş bir ifadeyle izliyordum. Yıllar önce barınaktan kaybolan Benekli'yle tekrar, üstelik burada karşılaşmış olmamı ömrüm boyunca unutamayacaktım. Uzun süre aramamıza rağmen nerede olduğuna dair hiçbir şey bulamamıştık. Ama şu an buradaydı. Bembeyaz oluşuna inat yüzündeki iki siyah benek; onu ele vermeye yetmişti. Zaten bu yüzden ismini Benekli koymamış mıydım? O da beni tanımıştı. Gözlerimiz ilk buluştuğunda havlamasının şiddeti bu yüzdendi. Bir mucize daha gerçekleşmişti. Ve ben bu anlara yaşlı gözlerle eşlik ediyordum.

Bu olaya hayret eden gözlerle bakan, olayın şokuyla unuttuğum biri vardı. O kişi; zarar görecek olmamdan korkan, odadan çıkmam için bağıran Yağız'dı.

Benekli'm patilerini boynumdan indirmiş, ayağının aksamına aldırmadan etrafımda dönmeye devam ediyordu. Dizlerimin üstüne çökerek sıkıca sarıldım. Onun sarılışıma karşılık verişi, başını omzuma yaslamak olmuştu. Bu anın içine hapsolabilirdim. Benekli'nin ya da Gece'nin, huzur içinde ve çok mutlu olduğunu hissedebiliyordum. İnsanlardan korkan bir hayvan için güvendiği kollar arasında olmak... Keşke daha önce yanında olabilseydim. Keşke...

"Ne söyleyeceğimi bilmiyorum şu an.Kimseyi yanına yaklaştırmazdı. Birkaç saat önce Nazlı'yı gördüğü için saldırmamış mıydı? Vera neler oluyor?"

"Bir dakika. Seni tanıyor. Siz tanışıyorsunuz."

Yanıma gelerek benim gibi dizlerinin üzerine çöktü. Şaşkınlığı gitmemiş olan yüz ifadesiyle bir süre bakmaya devam etti. Sonrasında eli hareket etmiş yüzüme doğru yaklaşmıştı. Yüzümde hissettiğim dokunuşu ürpermeme neden olmuştu. Parmaklarıyla gözyaşlarımı sildi. Ve;

VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin