2020
"Gel bakalım küçük köpekçik. Yaran ne durumda bir bakalım. Yarası iyi durumda gözüküyor ters bir durum olmazsa yarın taburcu edebiliriz. "
"Çok teşekkür ederim. Kolay gelsin."
"Rica ederim. İyi günler."
İnsanlardan daha çok hayvanlara merhamet edilmesinden yanaydım. Bu yüzden hayvanların dili olabilmek, yaralarını sarabilmek için veterinerliği seçtim. Yapmaktan keyif aldığım bu meslek bana iyi geliyordu. Gerçekten insan olduğumun farkına daha iyi varıyordum. İnsandık ama, ne tür insanlardık? Yeryüzünde sadece biz insanların yaşamasına izin veren türden miydik? Yoksa kadın erkek eşitliğini savunurken, diğer canlılara eşitsizlik yapan türden mi? Bu dünya hepimizindi. İnsan, hayvan,bitki, canlı cansız her şeyin birlikte yaşadığı yerin adıydı dünya. Bunu böyle bildim, böyle yaşadım,yaşayacağım da.
Bugün hasta sayım diğer günlere nazaran daha fazlaydı. Uzun bir gece nöbeti beni bekliyordu. Dert miydi? Kesinlikle hayır. Minik arkadaşlarımla vakit geçirmeyi seviyordum. Onlar da beni seviyordur umarım. İnşallah yaptığım iğnelerden korkup bana cephe almıyorlardır.
Oldukça büyük olan klinikte yoğun olan renk açık maviydi. Ön tarafında hasta yakınlarının oturması için hazırlanmış geniş bir alan, küçük bir mutfak,lavabo, arka tarafta ise hayvanların tedavisi için kullandığım dört , yoğun bakım ve kendime ait bir yatak bir dolaplı odayla birlikte toplamda altı oda, bir de kocaman bir bahçe vardı. Çoğunlukla klinikte olduğum için, minik dostlarımın rahatından sonra kendi rahatımı da düşünmek zorundaydım öyle değil mi?
Haydi bakalım Vera. İşe koyulma vakti. Arka tarafta bulunan minik arkadaşlarımın yanına gitmek için,yeni ameliyat olmuş Ares'in başını okşayıp yanından çıktım. Siyah beyaz benekleri olan tatlı bir köpekti. Dikkatsiz bir sürücü tarafından yaranlanmış ve bana getirilmişti. Geçirdiği operasyondan sonra şuan durumu gayet iyiydi.
Aşı için getirilen birkaç hayvan dışında bugün sadece yatılı hayvanlarla ilgilenmiştim. Hava kararmış, saat oldukça ilerlemişti. Ne ara akşam olmuştu? Akşamı nasıl ettiğimi bilemediğim bir gün daha. Güldüm. Işte mutluluk buydu benim için. İnsanın sevdiği işlerle meşgul olmasından daha güzel bir şey var mıydı?
Kimileri için bu hayatta mutluluğu yakalayabilmek pek kolay olmuyordu. İmkânları farklı olabiliyordu. Sevmedikleri halde kendilerine oldukça zor gelen birçok işi mecbur kaldıkları için yapabiliyordu. Nedenleri ev geçindirmek olabilir,aile baskısı olabilir ve daha sayabileceğimiz bir çok neden. Keşke herkes sadece sevdiği işlerle meşgul olsaydı. Herhangi bir mecburiyet onları istemediği bir yerde tutsak etmeseydi. Ama inandığım şey şu ki ; herkes hayatının bir yerinde o hayalini kurduğu mutluluğa erişecekti. Ben kolay erişmiştim o mutluluğa belki de, ama herkes hayaline elbet birgün kavuşacaktı.
Yıllardır kendimi mutlu edecek işler peşinde koştum. Onun için bunu yapayım, şunun için şunu yapayım demeden sadece kendi isteklerim doğrultusunda bir yol çizdim. Dans kurslarına gittim mesela. Birçok enstrüman çalmayı öğrendim. Ses eğitimleri aldım. Hatta uzun yıllar ve hâlâ devam etmekte olduğum dövüş kurslarına gittim. Hayvanlara olan sevgim sayesinde bu mesleği seçtim. Herbir kararımı tek başıma verdim. Verdiğim kararlarda en büyük destekçim ailemdi. Karşımda değilde yanımda yer aldılar. Bu yüzdendir ki sevdiğim işleri yaparken ben on kat mutlu olduysam, onlar kızlarının mutluluğuna şahit olarak yirmi kat mutlu oldular. Bir insan mutluysa, onun mutlulukla yaptığı her iş, diğer insanlara da mutluluk katardı. En azından benim düşüncem bu yöndeydi.
Yorgun bedenimi rahata kavuşturmak için dinlenmek için hazırladığımız odadaki yatağa uzandım. Bir iki saat kadar uyuyabilirdim. Uyumadan sabaha kadar ayakta durabileceğimden pek emin değildim. Gözlerimi kapadım ve kendimi uykuya bıraktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
VERA
General Fiction22 sene önce ezanla birlikte kulağa fısıldanan o söz, 22 sene sonra kendisini koruyabiliyor muydu? Ya da artık koruyabilecek miydi?