3.Bölüm

13.8K 1.1K 79
                                    

Bildiğimiz üzere yaşamış olduğumuz bu dünya, her türlü canlı ve cansızı,birbirinden farklı milyonlarca insanı, milyonlarca farklı yeri içinde barındırıyordu. Milyonlarca farklı yerlerin çok azına şahit oluyor,kalabalık bir çevrem var desek de çok az insanı tanıyıp hayatımıza devam ediyorduk. Birkez karşılaştığımız bir insanla tekrar karşılaşmamız,imkânsız gibi gözükse de, kimi zaman gözüktüğü gibi olmuyordu. Üzerinden günler,aylar hatta yıllar geçmiş olsa da, o karşılaşma tekrar olabiliyordu.

Bizim bu karşılaşmamız ne günlere, ne aylara, ne de yıllara kalmıştı.

"Bayraktar ailesini kurtarmak üzere görevlendirilmiş bir melek olduğunu düşünüyorum. Bayan Kurtarıcı?"

Bu sözler, saatler önce yaralı halde veteriner kliniğine gelen yakışıklının yani Yağız'ın kuzeni Rüzgar'a aitti.

"Dün Yağız'ı kurtardın. Bugün kardeşi Nazlı'yı. Yarın sıra bende sanırım. Kurtarıcı melek yarın müsaitseniz beni de kurtarır mısınız?"dedi gülerek.

Kurduğu cümle beni de güldürmüştü.
Üzerimdeki şaşkınlık, güvenlik görevlisinin söze girmesiyle kısa süreliğine kaybolmuştu. Yerini sinir almıştı. Neden çalışma saatleri içerisinde olması gereken yerde değildi?

"Gerçekten çok özür dilerim. Sadece beş dakika klübeden ayrıldım. Yarın için izin almam gerekiyordu. Yöneticinin yanındaydım. Tekrar çok özür dilerim. Böyle bir şeyle bir daha karşılaşmayacaksınız."

Mahcubiyeti, dilemiş olduğu özrü, yüzünden de belli oluyordu. Daha dikkatli olması gerekiyordu. Ama bazen, çokta dikkatli olsakta olacakların önüne geçemiyorduk. Onlardan biriydi bu da.

"Hepimizin güvenliği için daha dikkatli olmanız gerekiyor. Bir daha yaşanmaz umarım. " Rüzgar'ın sözlerinden sonra güvenlik görevlisi;

"Hiç şüpheniz olmasın." dedi ve klübesine gitti.

İsminin Nazlı olduğunu öğrendiğim kızın yanına gidip elimi koluna koydum ve tebessüm ederek baktım.

"İyi misin?" Korkusu geçmişti. Benim yaptığım gibi o da tebessüm edip yüzüme baktı ve ;

"İyiyim. Sen olmasaydın nasıl olurdum bilmiyorum. Çok teşekkür ederim. Rüzgar abimin dediği gibi kurtarıcısın gerçekten."dedi.

Çok fazla kullanılmaya başlayan kurtarıcı lafı açıkçası utanmama neden oluyordu. Dışarıdan güçlü bir profil sergilesemde çoğu zaman utanıp kızarabilen bir kızdım.

"Teşekkür etmene gerek yok. Ben değil de başkası da şahit olsaydı aynısını yapardı."

Nazlıyla aramızda geçen diyaloğa son vererek, bırakmış olduğum çantaları almak üzere, bulunduğumuz yerden birkaç adım geriye çantaları bıraktığım yere gittim.
Çantaları aldıktan sonra eve doğru yürümeyi planlarken, Nazlı'nın sorusuyla bakışlarımı onlara çevirdim. Arkamızda bulunan siteyi işaret ederek;

"Yoksa sen de mi burada yaşıyorsun? "

"Evet." dedim şaşkınlıkla. "Sen de mi?"demişti çünkü.

"Ciddi misin ya? Biz de yeni taşındık. Çok sevindim gerçekten. Buralarda arkadaşım olmadığı için sıkılacağımı düşünüyordum. Seninle arkadaş olmak çok isterim."

Nazlı'nın cevabından sonra,bugün yaşadığım şaşkınlıkların sayısını unutmuş bir şekilde yüzlerine baktım.

Son yirmi dört saattir yaşadığım bunca şey fazla tesadüf değil miydi?

Dün bir adam kliniğe geliyor, veteriner kliniği olduğunun altını çiziyorum. Yarasını tedavi etmemi istiyor. Bir nevi mecbur kalıp yarasını tedavi ediyorum. Ertesi gün bir kızla karşılaşıyorum. Normal bir karşılaşmanın uzağında, bu da yardıma ihtiyaç duyulan bir karşılaşma oluyor. Sonrasında yardım ettiğim iki insanın kardeş olduğunu ve aynı sitede yaşayacağımızı öğreniyorum. Bunca olayın bir getirisi olacağını düşünüyordum. Hatta üst üste yaşanan bu tesadüflerin boş olmadığına emindim.

VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin