Hyunjin hyungla yıllardan beri olan arkadaşlığımız benim için çok özeldi. Yan binamıza ilk taşındıklarından itibaren penceremin karşısında kalan penceresinde tanışmıştık o gün. Odamın içinde oyuncaklarımla oynarken pencerenin orda gördüğüm hareketlilik çekmişti dikkatimi. İçimdeki merak dürtülerine engel olamadan penceremin kenarına gittiğimde ise onu görmüştüm orada. Tam pencerenin kenarında, havaya doğru uçurdu uçağıyla ağzından garip sesler çıkartıyordu. Ânın büyüsüne kendini öyle kaptırmıştı ki, beni bile görmemişti, ta ki ben ona seslenene dek.
"Hey! Sen de kimsin?"
"Kim? Ben mi?"
"Evet, sen! Daha kim olabilir şapşal!"
"Ay, şey ben... Hyunjin? Aa... sen kimsin peki?"
"Jeongin ben de. Tanıştığımıza memnun oldum şaşkın çocuk Hyunjin!"
Her şeyin başladığı o an, hiçbir zaman çıkmazdı aklımın bir köşesinden. Bir cesaretle ona seslendiğimde bana olan şaşkın bakışları gözümün önünden bir türlü gitmez, bazen durup dururken aklıma gelir ve beni tıpkı o günkü gibi güldürürdü. Şimdikinin aksine o zaman yüzünde daha sık yer edinen utangaç bakışları hâlâ çok net hatırlıyordum. Sevimli mi sevimli, utangaç bir çocuktu Hyunjin hyung. Fakat şimdi eskisi kadar sevimli ve tatlı olduğunu söyleyemezdim. Evet, hâlâ tatlıydı benim için ama o şirin çocuk kadar asla olamazdı.
O zamanlar ondan her ne kadar yaşça küçük olsam da cüsse olarak şimdikinin aksine daha iriydim bir kere. Tombik yanakları ve kısacık boyuyla yanıma gelir ve parmak uçlarına çıkıp bana sarılarak minik minik öperdi yanaklarımdan. Tıpkı şimdiki gibi o zamanlar da bana karşı olan bu aşırı sevgi doluluk bende de vardı. Birbirimizin sırtına biner, yol boyunca öyle dolaşırdık zaman zaman.
O zamanlar sırtına alan kişi ben olsam da, şimdi artık onun olması bazı zamanlar canımı sıkıyordu.
Nasıl olmuştu bilmiyordum ama şimdi ne tombik yanaklardan eser kalmıştı ne de o kısacık boyundan. O zamanlar bir alfa olmasına ihtimal bile veremezken kimliğinin alfa olarak çıkmasıyla olan şaşkınlığımı çok net hatırlıyordum. Nasıl bu tatlı şey bir alfa olabilir, diye düşünmüştüm bir zaman boyunca. Fakat sonrasında o tatlı tipinin gün geçtikçe kaybolması ve alfa olmasının getirdiği iri, yapılı, sert ve güçlü bedeninin gelmesiyle şaşkınlığım zamanla kaybolmuştu. Şimdiyse oldukça güçlü ve yapılı bir alfaydı Hyunjin hyung. Hatta ona hayran olacağım kadar güçlü bir alfaydı.
Babasının ve annesinin alfa olması yüzünden gelen bu alfalıkla gerçek bir alfa oluyordu kendisi. Diğer alfaların aksine her şeyinin daha baskın olması ile kendisine imrenerek baktığım çok zaman olmuştu. Her şeyinin böylesine mükemmel olması gözlerimi çokça kamaştırır, kimi zaman bedenimin donakalmasına neden olurdu. Ben de tıpkı onun gibi bir alfa olmak için sabırsızlanıyordum. Hissediyordum. Tıpkı onun gibi çok güçlü bir alfa olacaktım ben de.
Kapının çalmasıyla birlikte aşağı kata inip açtığımda bana gülümseyerek bakan Hyunjin hyungu görmem, dudaklarımın hızla iki yana kıvrılmasını sağlarken boynuna atlamıştım bir hışımla. "Özlemişim seni hyung!"
"Daha bir gün bile olmadı küçük ekmekçik!" Dudaklarımı büzüp kaşlarımı çatarak geri çekildiğimde, "Ama ne yapayım yani hyung? Özlemiyim mi şimdi?" diye söylenmiştim sinirle. Kıkırdayarak bana karşılık verirken, "Şaka yaptım ekmekçik, ben de seni çok özledim." demiş ve alnıma küçük bir öpücük kondurmuştu. "Hadi içeri girelim, çok güzel şeyler yapacağız şimdi."
Hızla onu onayladıktan sonra içeri girdiğimizde beni elimden tuttuğu gibi odama sürüklerken heyecanla yapacağımız şeyi bekliyordum. Ara ara böyle sürprizler yapıp beni şaşırtmayı seven bir insandı. Mesela bir keresinde beni koskocaman bir lunaparka götürmüş ve ikimize de kostüm giydirerek çılgınca orda eğlenmemizi sağlamıştı. Ne kostümü olduğuna gelirsek de, Tom ve Jerry kostümüydü. O büyük bir fare olurken bense kedi olmuş ve herkesin şaşkın ve anlamsız bakışlarına rağmen bütün aletlere binerek deli gibi eğlenmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No507 | hyunin
FanfictionYang Jeongin, bir alfa olacağından oldukça eminken kendisini çocukluk arkadaşı Alfa Hyunjin'in kucağında sürtünürken bulur. [omegaverse] 040921 & 260722