Tüm gece... Hem de tüm gece boyunca rüyamda aynı şeyi görmek beni normalde sıkması ve sinirlendirmesi gerekirken garip bir şekilde bu durumdan oldukça hoşnuttum. Hyunjin hyung ile dün gece aramızda geçen her şey gece boyunca saniye saniyesine zihnimde oynamış durmuştu. Kurtuluşum yoktu işte. Ne ondan ne de bu kadar çok ve çabuk etkilenen bu kurdumdan asla kurtuluşum yoktu. Ve ben de buna yavaş yavaş alışmaya başlıyordum.
Garipti. Evet hala garipti. Ama bu garipliğin eskisi gibi gözüme batmaması garipti. Kendime şaşırıp durmadan edemiyordum fakat bir yandan da o kadar normal geliyordu ki hangisini seçeceğime karar veremiyordum. Her şey bir yandan bu kadar garip gelirken bir yandan da aslında hep olan bir şeymiş gibi gelmesi inanılmazdı benim için.
Şu ana dek pek de fazla ilişkim oldu denemez, kabul ediyorum. Ancak hiçbirinin beni böyle hissettirmemesi bana tuhaf geliyordu işte. Kendimi daha önce hiç bu şekilde hissederken hatırlayamıyordum. Gerçi şu anda ne hissettiğimi bile bilemiyordum, o da ayrı bir sorundu. Fakat her şey her ne kadar yabancı olsa da aslında oldukça tanıdıktı. Tuhaf.
Sabah uyandıktan sonra Jisung'un dağıttığı odayla birtakım mücadeleler verdikten sonra aşağı kahvaltıya inmiştim. Herkes pek tabii kahvaltıya beni beklemeden başlamıştı. Ancak geç gelmeme rağmen aralarında Hyunjin hyungu görememiştim. Birazdan gelir düşüncesi ile yemeğe başlasam da yemek neredeyse bitmek üzeredeydi ama o hala gelmemişti.
Tabağımdaki soğumuş patates kızartmalarını çatalımla kenara ittirip onlara bir türlü huzur vermezken dayanamayıp sordum: "Hyunjin hyung nerede acaba? Kahvaltı bitti ama kendisini hala ortalıklarda göremedik." Masaya gelmiş olduğumdan bu yana tek bir kelime etmememin üzerine şimdi bir anda sesimin çıkması masadakilere yansımış olacak ki herkesin gözü bir anda benim üstüme dönmüştü. Bu biraz rahatsız edici olsa da alışık olmadığım şey değildi.
"Kendini halsiz hissettiğini söyledi. Sanırım biraz üşütmüş." Chan hyung soruma cevap verdiğinde kaşlarımın şaşkınca havaya kalkması tamamen benden habersizce gelişmişti. "Ne oldu ki?" diye sordum hemen meraklı bir sesle. "Hyunjin hyungun dayanıklı bir vücudu var sonuçta, öyle kolay kolay hasta olmaz." Gerçekten de hasta olduğu anları görmek çok zordu. Alfa olmasından kaynaklanan dayanıklı vücudu onu güzelce koruduğundan çok nadir zamanlarda hasta olur ancak hasta olduğunda ise öyle ağır olurdu ki bir türlü geçmek bilmezdi.
"Dün gece dışarda uyuyakalmış. Geceleri de burada epey soğuk olduğundan dolayı üşütmüş olmalı. Yine de çok ağır bir şey olduğunu sanmıyorum." Chan hyung konuşmaya devam ettikçe içimdeki merak içgüdüsü de artıyordu. Kendimi bir anda ayaklanmış bulurken, "Ben bir gidip bakayım." diyerek başkasının cevap vermesine müsaade etmeden merdivenlerden çıkmaya başlamıştım yavaş ama bir o kadar da hızlı adımlarla. Dün geceki sarhoşluğundan dolayı yüksek ihtimalle dışarda sızıp kalmıştı. Bunda bir tık benim de payım olması içime otururken kendimi çoktan hyungumun kapısının önünde bulmuştum bile.
İçeri girsem mi girmesem mi bir tık tereddütte kalsam da yine de merakıma yenik düşerek kapıyı olabildiğince sessiz bir biçimde açmaya özen göstererek içeri girmiş ve yine aynı sessizlikte arkamdan kapıyı kapatmıştım. Uyuyor olabilirdi ne de olsa. Onu uyandırmak istemezdim. Fakat odada bir anda yankılanan, "Jeongin?" sesi ödümü kopartıp ağzımdan küçük bir bağırışın kopmasına sebep olurken Hyunjin hyungun uyumadığını anlamam pek uzun sürmemişti.
"Uyuyorsun sanmıştım." diyerek yavaşça hyngumun yanına yaklaştığımda hafifçe yana kayarak yan tarafında bir boşluk açıp eliyle orayı patpatladı. Hızlıca o boşluğa oturduğumda ise ne olur ne olmaz diyerek elimin tekini alnına götürüp ateşi var mı diye ölçmüştüm. Sanki birazcık ateşi var gibiydi. Ancak yine de bundan tatmin olmayarak dudağımı alnına uzatıp baktığımda bu kez daha çok emin olmuştum işte. Ateşi vardı ve o hala yorganın altında yatıyordu. "Hyung ateşin var." dedim içimde oluşan telaş kırıntılarıyla. Endişeli bir tonda çıkan sesime aldırmadan kolundan tutup onu kaldırarak üzerindeki tişörtün eteklerinden tutmam ise çok hızlı gelişmişti. "Üstündekileri çıkartalım, sıcak kalmak iyi gelmez." diye mırıldanarak bir şey demesine fırsat vermeden üzerinde ne var ne yok çıkarmıştım bile
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No507 | hyunin
FanfictionYang Jeongin, bir alfa olacağından oldukça eminken kendisini çocukluk arkadaşı Alfa Hyunjin'in kucağında sürtünürken bulur. [omegaverse] 040921 & 260722