17| Bazen küçük bir bebeğimmişsin gibi hissediyorum.

4.6K 384 992
                                    

merhaba merhaba...

çok uzun zamandır bölüm atmıyordum, farkındasınızdır. yks bitene kadar burada pek kafamı yormamaya karar vermiştim ancak başaramadık be usta... mezuna kaldık :')

uzun zamandır beklettiğim için üzgünüm :< bundan sonraki bölümleri elimden geldiğince daha çabuk atmaya çalışacağım <3

bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınn. iyi okumalar..

𖥸

"A-ah! H-hyung yavaş ol!"

Çok hızlıydı ve çok sertti. Dayanacak gücüm artık kalmamış gibi hissediyordum. Fakat bu öyle güzel hissettiriyordu ki bir yandan bayılacağımı düşünürken bir yandan da sanki bulutların üzerinde süzülmek gibiydi.

Uçuyordum sanki.

İçimde gel gitlerine devam ederken terden ıslanmış çıplak göğsünün üzerinden bir damla ter süzülüp çıplak bedenime damladı. Yine de içimde bastıramadığım güce engel olamadan kollarımı boynuna dolamaktan kendimi o an alamamıştım. "Jeongin," diye nefes nefese adımı dudakları arasından çıkardığında kullandığı bu derin ses tonu yüzünden inlemem, dudaklarım arasından sıyrılıp havayla karıştı. Bu geceki kaçıncı inlememdi, inanın sayamamıştım bile.

"Seni mühürlemek istiyorum." Yüzünü boynuma yaklaştırarak tam mühür noktama doğru fısıldamıştı bu sözleri. Sonra ise o noktaya ıslak ve bir o kadar da sıcak dilini sürttü. Mahvolduğumu hissettim, böyle yaparak benim sonum olduğunun bir an bile farkında değildi. Hıçkırığım ağzımdan firar ettiğinde yüzünü boynumdan çekip beni az da olsa rahatlatmayı başarabildi. Tanrı şahit, biraz daha orada dursa hiç utanmadan boşalacaktım.

"İstemiyor musun seni mühürlememi?" dediği an kendime engel olamadan tekrar hıçkırmıştım. İstemsizce oluyordu, gerçekten. Bu kadar savunmasız ve yeni deneyimlediğim duygular yüzünden ağlamamı durduramıyordum. Şakağımdan akan bir damla göz yaşını elinin tersiyle sildi. "Eğer istemiyorsan seni mühürlemem Jeongin."

"Hyung, hayır... Çok istiyorum, beni mühürlemeni gerçekten çok istiyorum." En sonunda sesimi bulabildiğim zaman ağzımdan çıkan titrek sözlerle yanağıma bir öpücük bıraktı. "O halde ne için ağlıyorsun güzelim?" diye sorduğunda ise "Bilmiyorum..." demek, o an diyebileceğim tek şeydi. Karşısında böyle ağlıyor olmak oldukça utanç vericiydi. En son kendimi tutamadan ellerimle yüzümü kapatmıştım, beni bu halde görmesini daha fazla istemiyordum.

Ellerime uygulanan kuvvete karşı gelemediğimde ellerimi yüzümden ayırmış ve yatağın her iki yanında sabitlemişti. Burnumu çekerek gözlerinin içine baktım. Bana öyle güzel bakıyordu ki, bu bakışların altında yalnızca ezilmek istedim. Hyunjin hyung bana hep güzel bakardı fakat bu an diğer hiçbirine benzemiyordu. Bakışları altında gizlediği duyguları o anda görebiliyor gibiydim. Çok şey söylüyordu ancak duyamıyordum sanki.

Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. "Pekala," diye lafa girdikten sonra bir kez daha öptü dudaklarımdan. "O halde seni tam şu anda mühürleyeceğim Jeongin." Tekrar dudaklarını dudaklarıma bastırdığında bu defa öpücüğü diğer ikisinin aksine daha uzun ve daha şehvetliydi. Ancak yine de çok da uzun sürmeden öpücüğünü kesti ve dudaklarını mühür noktama yönlendirdi.

Sivri dişleri, tam o noktamda hissetmemle ağzımdan titrek bir nefes döküldü. Birkaç saniye sonra onun eşi olacak olmam kurdumu öyle iyi hissettiriyordu ki vücudumda oluşan bu enerji patlaması tamamen onun yüzündendi. İçimdeki hareketlerine devam etmeye başladığında sivri dişlerin boynuma geçmesi bir olurken bedenimdeki acıyla daha fazla dayanamayıp gözlerimi aralamıştım. Siktir siktir, yine olmuştu işte! Hyunjin hyungu yine rüyamda beni mühürlerken görmüştüm!

No507 | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin